Yaşamayı Seçiyorum

/ / Makalelerim

YAŞAMAYI SEÇİYORUM

Verilen onca nimeti fark edip şükretmeyi,

Savaşta, hastalıkta, sıkıntılı anlarda,

Malımdan, canımdan ve ürünümden eksiltilerek denendiğim anlarda,

‘Bana düşen güzel bir sabırdır’ diyebilmeyi,

Taşlansam ve kovulsam bile en yakınlarım tarafından,

‘Ben Rabbime gidiyorum!’ dinginliğini daima muhafaza etmeyi,

Kim bana ne sunarsa sunsun,

Kim benden ne isterse istesin,

‘Benim namazım ve kurbanım, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir!’ ilkesine bağlı kalıp,

Dünyanın dar geldiği anlarda;

‘Ben derdimi yalnız Sana açarım!’ nidâsı ile Rahman olan Rabbime sığınmayı,

Herkes, her şeye, her şekilde bağlanmışken,

‘Ben Rabbime rağbet ederim! şuurunu kuşanmayı,

Nefsim, eşim, ailem, kısaca tüm sosyal çevrem,

Hatta vatanımdaki her fert,

Onunla, bununla, şununla korkar ve benim de korkmamı beklerken,

‘Bana Rabbim yeter! Ben O’na dua etmekle hiç mutsuz olmadım!’ diyebilir kalmayı,

Anlaşılmadığım her anda susmayı,

Nasihatin fayda verdiği her anda sözün en güzeli ile uyarmayı,

‘İçinizden daima hakka ve adalete davet eden bir topluluk bulunsun!’ diyen

Rabbimin yüklediği sorumluluğun, hakkını hakkıyla verebilen bir kulu olabilmeyi diliyorum.

Gecemi dinlenmeye, gündüzümü yorulmaya ayırırken,

‘Onlar faydasız ve boş olan her şeyden yüz çevirirler!’ hükmünü dolu dolu yaşamak

Ve takvayı kuşanmak için,

Şeytanın oyunlarına karşı daima uyanık ve hazırlıklı olmayı başarmak istiyorum.

Rabbimin her işi bir hikmet üzere ve sapasağlam yaptığını hep hatırımda tutarak,

‘Sen O’ndan, O da senden hoşnut olarak gir Cennetime!’ müjdesini alana dek,

‘Sakın şeytan sizi Allah’ın affına güvendirerek aldatmasın!’ uyarısındaki sırla,

Amelime güvenmeyip,

Hem niyetimi hem de amelimi Rabbime adayıp,

Emrolunduğum gibi dosdoğru yaşamayı diliyorum,

Kimseye bekçi olmamayı başararak,

Kendi nefsimle olan mücadelemi kazanmayı,

‘Ey kendini kınayıp duran Mutmain Nefis!’ hitabının muhatabı olabilmeyi,

‘Kimseden bir şey istemeden,

İstediğimde ise çok mecbur kaldıkça yalnızca salihlerden isteyerek,

‘Rabbim bana yeter!’ bilinci ile,

Her anımda çok samimi olmayı,

Öylesine değil kalpten inandığımı hayatımla belgelemeyi,

Kimseye bel bağlamadan,

‘Tevekkül edenler yalnız O’na tevekkül etsinler!’ çerçevesinde yaşayıp,

Karada ve denizde fitne çıkarmak için yarışanlardan olmadığımı,

Yeryüzünde fitne kalmayıncaya ve din yalnız Allah’ın oluncaya dek,

Can ve malımı O’na adamaktan bir an bile geri kalmamak için,

Yalnız O’na iman edip yalnız O’ndan yardım dilemeyi başaran

Ve şirk koşmaksızın iman edenlerden olabilmeyi,

Hem şahsım, hem yavrularım, hem ehlim, hem de tüm Muhammed ümmeti adına diliyorum.

Ve Rabbim Senin dualara icabet edeceğini bilen ben,

Şu sözlerimi katında kabul görmüş kelamlar zümresine sokman için,

Senden salih amellerime ihlâs diliyorum.

Biliyorum ki güç ve kuvvet Sendendir,

Sensin tek övünmeye layık olan,

Sensin muhtaç olunup kimseye muhtaç olmayan,

Sensin merhametlilerin en merhametlisi,

Sensin tuzak kuranların tuzaklarını bozanların en hayırlısı,

Düşmanlarımızın bilinen ve bilinmeyen tüm şerlerinden,

Senin azametine ve kudretine sığınıyoruz.

Bizi Senin için seven ve sevilenlerden eyle.

Bizi korku ve üzüntüden, emniyet ve âfiyete ulaştır!

‘Ben yenik düştüm!’ diyen babamız Nuh (a.s.) gibi,

Bizi Kur’an gemine al ve tüm fırtınalara rağmen yüzdür,

Cennet Limanı’na vardır,

Peygamber sancağı altında, nice yüreği güzellerle buluştur,

Bu buluşma heyecanınıysa, kalbimizde vuslata dek diri tut.

Ey Hay ve Kayyum olan Rabbim!

Âmin!

 Hatice Dilek Cengiz

‘Sarp Yokuş II’ adlı kitabından Alıntıdır