ŞEYTAN İŞİ
İş deyince aklınıza ne gelir bilmem ama ben şimdi size gerisini sizin tamamlayacağınız bir liste sunayım. Biliyorum memleketli çıkacak hatta ahbap olacaksınız!
– Bir gence odasını dağıtmayı,
– Bir anneye söylenerek yemek hazırlamayı,
– Bir kardeşe dönem ödevi yaptırmayı zor bulmayı,
– Bir taksiciye bozuk param yok deyip müşteri atlatmayı,
– Bir otogarda otobüs işleten firmaya, karaborsa bilet satmak için, arayan yolcuya “Bitti, yerimiz kalmadı” diye geçiştirmeyi,
– Durakta bekleyen onca insanın önündeki su göletinden hızla geçmek için hız pedalına sert ve sonuna kadar bastırmayı… hızla bastırıp hepsini çamurla makyajlamayı,
– Kızdığı müşterinin tabağına tükürüp çorbasına karıştırıp sunan garsona, köşeden hınçla müşteriyi izlemeyi,
– Ayakta bekleyen onca yaşlı bayan, çocuk, hasta, engelliye rağmen kafasını buğudan görünmeyen camdan dışarıya bakarmış, manzara seyredermiş gibi yapan gence suratını asmayı,
– Bir genç kıza okula gitmek için evden çıkarken, çantasına makyaj malzemesi ve sigarasını azık edip servisten inmeden eteğini 5-10 cm kısaltmayı,
– Saçlarını kirpi gibi dikip düğmelerini biraz daha açarak, jilet atılmış yırtık pantolonu ile kendini havalı hissettiren sporlarıyla, delikanlıya yan yan bakmayı,
– Temizlik yapacağım diye komşusunun pervazına pisliğini boca eden, “Çamaşır var mı acaba?” diye bile bakmaya zahmet etmeden balkon yıkayan, “Ne var canım, üst katta oturuyorum diye ondan izin alıp mı iş yapacağım!” dedirten komşuyu,
– Bütün gün iş yerinde muhabbetten, kahkahadan insanları neşeye boğan fakat her ne hikmetse eve zerre kadar bile gülümseme bırakmayan, çıkarken bolca parfüm, dönerken ter kokan, hadi yoruldu, çalıştı diyelim, geçip bir duş almak yerine odanın başköşesine pis kokulu çorapları ile kaykılıp hatta uyuyakalan erkeğe, babaya, eşe.
Sizce bunları kim telkin ediyor?
Evet bildiniz!
Şeytan.
İyi de siz her telkin edene, parayı kaptırıp bir ömür paça çorbası mı içeceksiniz?
Hatice Dilek Cengiz
“Sarp Yokuş” Adlı kitabından alıntıdır