ÖFKE ZEHİRDEN ACI
Baldan tatlı bir hayat yaşamak çok mu zor? Bu şartlar altında evet. Yenilen, içilen, seyredilen, dinlenen ne varsa sağanak sağanak öfke yağdırıyor kasınıza, kemiğinize, etinize işliyorsa çok zor! Böyle yaparak, ömrünüzü yiyen bir bakteriye dönüştürmeyin sorunlarınızı.
Artık onların yediklerini yemekten vazgeçin.
Onlar gibi eğlenmekten,
Onlar gibi dinlenmekten,
Onlar gibi yatmaktan, istifa edip kendi tarzınızı belirleyin.
Bir farkınız olsun. Onlar kendilerinin reklamını yapadursun, siz Ashabın reklamını yapın.
Klâs bir duruşunuz olsun. Müslimce sevin sevdiklerinizi, Ömer’ce öfkelenin Allah için, Ebu Bekir’ce verin, Ali’ce bilin, Osman’ca edeplenin.
Görün bakalım karanlık caddelerden siz geçtikçe aydınlanma olmayacak mı?
Herkesin çok konuştuğu ama çoğu zaman Kitab’ı bilmeksizin konuştuğu şu dünyada, siz sadece bildiğiniz konularda konuşun. Konuştuklarınızsa Rahmânî olsun.
Öfkelenmeyin, öfkelenmeyin, öfkelenmeyin!
Öfke baldan tatlı değil, bilin ki zehirden acı. Her öfkelendiğinizde, içinizde bomba patlatmışçasına kendinize zarar verdiğinizi bilin.
Nefsinize bir haksızlık mı yapıldı? “Kendimi tutmayı artık başaracağım, çılgına dönmeyeceğim, dilimi ısırmışçasına ortamdan kısa bir süre uzaklaşıp sonra duygularımı söyleyeceğim!” deyin içinizden. Sonra dönün sakin bir dille neden kızgın, kırgın, haklı olduğunuzu düşündüğünüzü anlatın bir kez. Laf anlayana anlatılır, anlamadığını fark ediyorsanız ilişkinize alt bir seviyeye getirerek, o günden sonra geri çekin kendinizi.
Bazen sürekli iletişim kurmanız gereken biri ise sizi geren, takva sahibi olmak isteyenlerden iseniz, küçük hatalarını affedin etrafınızdakilerin. Çünkü Allah takva sahiplerinin, insanların kusurlarını affedeceğini söylüyor. Siz onları affedin ki Rahmân da sizi affetsin.
Her öfkenizi yuttuğunuzda sabır cennetine yatırım yaptığınızı, her öfkenizi kustuğunuzda ise; iki rekât namaz kılıp etrafı da gererek kul hakkına girdiğinizden, hem Rahmân’dan hem de kullarından özür dileyin.
Bol bol Sabur, Halim, Kerim, Latif, Rahmân isimleri ile Rabbinize sığınıp sizi de yumuşak huylu hale getirmesi için dua edin.
Korkulan değil, sayılan
Kaçılan değil, aranan
Sövülen değil, takdir edilen
Cezalandıran değil, bağışlayan
Hesap soran değil, hesap sorulacak âleme göç etmeden uyaran
Bıktıracak kadar konuşan değil, konuşmaları ve tarzı ile ortamı ısıtan
Dehşet saçan değil, Rahmet peygamberi gibi emniyet sunan
Avazı çıktığı kadar bağırmak yerine, volümü iyi ayarlanmış kalp yumuşatacak bir ses tonu ile konuşabilmek için, çok sıkı hazırlık yapın. Neyle mi? Hucurât sûresinin birinci ve ikinci âyetleri ile: “Seslerinizi Allah’ın ve Rasûlü’nün önüne geçirmeye kalkmayın. Yoksa bütün amelleriniz boşa gider!”
Hatice Dilek Cengiz