Okurken çok ağladım
Malatya’da kurtarma çalışması yapılırken durmadan ekiplerin önüne çıkıp, ayaklarına dolanan bir kedi ekibin işini zorlaştırıyordu.
Ekibin çalışmasına zorluk çıkaran bu kediye sinirlenmeye başlayan ekip üyelerinden biri kediye dönerek;
“Hadi var git yoluna kedicik bak enkaz altında kurtarılmayı bekleyen nice can var. Dolanma ayak altında.Miyavlayıp da durma.”
“Sessiz olmalısın.”
Bir türlü laftan anlamaz kedi ne pist demelerden.ne de kovalanmalardan… Aynı noktada miyavlar durur…
“Abi bir bakıversek aynı yerde dolanıp duruyor, belki o deliğin orada sıkışmış yavrusu vardır.”
“Abi koş gel.
“Ne oldu?”
“Bir ses geldi aşağıdan.”
“Kedi sesi mi?”
“Yok bir yaşlı kadın sesi”
“Bir daha sesleneyim bir sesiz olsa”
Ve sessiz olma emri verilir. Susulur…
2
“Kimse varmı?”
Yaşlı bir kadın sesi gelir ve kadın ses verir.
“Buradayız”
“Kaçıncı kattasınız”
“Beşinci kattayız”
“Kaç kişisiniz”
“İki küçük torunum bir de ben”
“Bekleyin, sizi orada kurtaracağız”
Saatler süren ekip hayat koridoru oluşturup onları o koridordan kurtarmanın peşinde iken o kedi orada hiç ayrılmadan bütün calismaları sessizce izleyip, beklemeye devam eder.
Ne zaman ki bu kurtarma çalışmasının sonucunda göçük altından iki çocuk bir yaşlı kadın çıkartırlar hemen sedyelerin peşinde miyavlayarak koşar.
Enkazın altından çıkan yaşlı kadın kedinin sesini duyar duymaz seslenir kediye;
“Aferin kızım sen bizim kurtarıcımızsın aferin”
Ve oradaki herkes anlar aslında o kedinin neden oradan hiç ayrılmayıp o deligin etrafında dolasıp, iki de bir de o deliğe devamlı girip çıktığını.
O da sahibinin peşinden hemen biner ambulansa.
(Kim demiş
kediler nankordür diye?//hiç de bile )
Alıntıdır