‘İŞTE’LERİN OLMADIĞI BİR HAYATA ÖZLEM!
Zamanı lehinize işler hale getirmektir hayat.
Akıp giden,durmak bilmeyen, kısır döngü gibi görünse de,
Aslında her an yepyeni gelişmelere açık bir yön saklıdır içinde.
Gün geçer, ay ve yıl kovalar sanki birbirini,
Ve siz bir gün, bir an, olmadık bir zamanda geriye dönüp baktığınızda,
Ne çok şeyin takıldığını anlarsınız eteklerinize değil mi?
Ne çok şey birikmiştir, omuzlarınızda, kollarınızda ve gönlünüzde.
Ve ne çok şey geride kalmıştır, isteseniz de istemeseniz de.
Hayat bir şelale misali akıp gitti sanırsınız avuçlarınızdan,
Oysa biriken birikmiştir bir yerlerde.
Biriktirdiklerimin hantallığı mı yoksa şu beni saran diye düşünmeli,
Bir yeni güne daha aynı kötü hislerle başlamamak için,
Değişmeli, dönüşmeli, zıplamalısınız tırabzanlardan.
Kim bilir belki de bu son gününüzdür ne dersiniz?
Son kez sunulan nimeti tepişiniz,
Sırtınızı dönüp gidişiniz,
Aldırmadan ezip geçişiniz olabilir.
İşte tam da bunun için çok ince düşünmeli,
Sağlam hesap yapmalı,
Tüm kabiliyetlerimi sonuna kadar kullandım mı diye, kendinizi tartmalısınız.
Kimse sizin yerinize koşacak,
Kimse sizin yerinize yürüyecek,
Kimse sizin yerinize tutacak değil.
Bu hayat sizinse eğer, önce siz ona ‘sizin muamelesi’ yapmayı bilmelisiniz.
Kaçımız hayatı ıskalamadı ki bu güne dek.
Kaçımız olması gereken yerde vakitlice oldu.
Kaçımız yürek odunda sözleri pişirdi, sonra sundu.
Ve kaçımız pişman olmayacağı ve üzülmeyeceği bir dilekçeyi
Ölüm anına hazırlayıp, Rabbine onurla sunabildi.
Şükür ki hala yaşıyoruz ve hala kalemimizde mürekkep var kardeşler.
Öyle ise artık sunulası şeyler yazalım mı ne dersiniz?
Nedenler veya nasıllar orada bize asla sorulmayacak.
Bu nedenle de ‘işte’ diye bir cevap ta elbette kabul görmeyecek.
Hatta sesler kısılıp, başlar öne düşecek.
Dünya da secde etmeyi kibirlerine yediremeyenler, orada yüzüstü sürünecek.
Ve ‘Bu gün size güzel haber yasaktır yasak!’ denilecek.
Ya Rahman bizi ve sevdiklerimizi bu güruhta olmaktan dünya ve ahirette uzak eyle.
Hatice Dilek Cengiz
Yaşam Koçu- Gıda Müh.- Yazar
“Sarp Yokuş II” adlı eserinden alıntıdır.