İslam Ahlakı

/ / Faydalı Bilgiler

Hoca efendi cemaatine soruyor ;
— Okçular tepesini terkeden sahabeler kimlerdi?
Kimseden ses yok..
Tekrar etmiş..
– Okçular tepesini terk eden sahabeler kimdi?!!!

Sonunda cemaat mahçup bir şekilde;
– Bilmiyoruz hocam.. demişler.

İşte o an her birimizin Beynini sarsacak, Kalbimizin titretmesini gerektirecek şu kelâmlar dökülmüş dilinden Hocanın..

– İnanın bunu bende bilmiyorum..! Aslında hiç kimse bilmiyor. Çünkü, bu asla İslâm tarihinde de yazmaz..!

– O okçular kimdi ?.. Öz çocukları da bilmez, hanımları da bilmez. Çünkü Ashab-ı Kiram kimseye söylememiş, saklamış!.. (Radiyallahu Teala Anhum Ecmain..)

Hatta ve hatta yıllar sonra Cemel, Sıffın gibi hadiselerde birbirlerine ters düştükleri vakitlerde bile, ağızlarından bu konu hakkında hiçbirşey çıkmamış;
– Sen zaten Uhud’da da tepeyi terketmişlerdendin..! Diye hiç bir şey dememişler!
“Orada dahi birbirlerini hataları ile vurmamışlar.”

Ya Rabbi..!
Bu nasıl bir Ahlâk..?

Bizler Uhud’un aslında bir yenilgi değil zafer olduğunu yeni anladık..

Bu ne muazzam edeb..!!??

Birbiri hakkında konuşmak için en ufak bir fırsatı kaçırmayan, hatta;
“Ne yani..?! Olanı söylüyorum, benim niyetim temiz” diye nefsini aldatıp, en ufak bir fırsatı kaçırmadan, ağzından kardeşinin ölü etinin kanlarını akıtan bizlerin, buradan alacağı çok ders var..!

Öyleki
Uhud’da, Ayneyn Tepesini terk eden okçuların isimleri Sahâbe arasında gizlendiği gibi, biz de birbirimizi öyle örtelim ki , bunun hürmetine ahirette, Rabbimiz (cc.cş) Hazretleri de,
kimsenin bilmediği nice günâhlarımızı örtüp, açmacağını umalım!

Birbirimizi çekiştirmek, “yahu olanı söylüyoruz..” demek zaten Gıybettir. Olmayanı söylersen İftira olur.

Bizler öyle olgun başaklar olalım ki, Hakkanî düşünce eğsin başlarımızı..

– Acaba affolundum mu..?
– Acaba bu imtihan başıma gelse ben ne yapardım..?
– Hakkında konuştuğum kişi Cehenneme girse, benim Cennette yerim mi artacak..!?
– Rasulullah mahşerde “Ümmetim !..” diye haykırırken, ben kime kusuyorum bu kini..?! diye, kendimizi sorgulamalıyız.

Sorgulamalıyız ki;
Hz. Vahşi ile Hz. Hamza’nın, “El ele tutuşarak” gireceği Cennetten, biz de bir pay umabilelim..!
Alıntıdır