Has Kullar

/ / Makalelerim

Has Kullar
304- Rabbine karşı gelmekten sakınır. Alemlerin Rabbine pervasızca karşı gelen insanların arasında yaşarken, onlar gibi olmamak, Rabbine olan sadakatini muhafaza etmek için, bilinçli hareket eder. Doğruyu bilmek istemeyen, bilmeyede uğraşmayan insanlar gibi, kendini kandırmayı seçmez. Sıradan bir insandan bile çekinip, haline, duruşuna, sözüne dikkat eden bu insanların, Alemlerin Rabbine karşı umarsızlıklarını görünce nutku tutulur. Ne babanın evladı adına, ne de evladın babası adına bir şey ödeyemeyeceği günden çekinir. Aynı aile fertlerinin sonlarının aynı olmayabileceğini bilmek, onu rehavet içinde olmaktan uzak tutar. Güzel bir akıbeti ailesi ve sevdikleri ile yaşayabilmek için, örnek alınacak bir yaşam tarzını istikrarla korur, hal dili ile her an tebliğini yapar. İsteyene anlatır. Sorulunca söyler. Farklı bulunmaktan, eleştirilmekten, yargılanmaktan, dışlanmaktan, boykot uygulanıp yalnız bırakılmaktan, tehditlerden korkmaz. Hak bildiği hiçbir kararından geri adım atmaz. Dünya hayatının albenisine kapılmaz. Şeytanın ve ona kanmaya hazır nefsinin, ‘Allah nasıl olsa affeder’ diyerek yaptırmaya kalktığı tüm batıl işlerden, imanının verdiği ihlasla kaçar.
305- Gaybı bilenin yalnız Allah olduğunun şuuruyla; Kıyâmet saati, yahut gelecek, yahut rahimlerde olup biten, yahut iklimler ve hava durumu hakkında kim ne derse desin, bu ve benzeri konularda kati bilginin Allah’ın ilminde olduğunu, diğerlerininse Allah’ın izin verdiği kadarına vakıf olabileceklerini bilir. Hiç kimsenin gelecek hakkında ya da başına geleceklerle ilgili söylediği safsatalara itibar etmez. İnsanın ve kainatın sonunun ne zaman, nasıl, ne şekilde olacağını ayetlerin anlattığının dışında kimsenin bilemeyeceğini bilir. Bu da onu Rabbine çok daha sıkı bağlar. Tüm kontrolün Rabbinin elinde olduğunu bilmek ona hem emniyet hem de haşyet hissettirir. Lüzumsuz konuşan, felaket tellallığı yapan, kendilerine apuk supuk güç atfeden kişi, kurum, toplum yahut toplulukların hezeyanlarına ise güler geçer.
306- Dünya üzerinde Allah’ın ayetlerini hükümsüz bırakmak için uğraşan nicelerinin olduğunu bilir. Bu haddini bilmez, sınır tanımaz, zalim, asi ve inançsızlarla her kulvarda mücadelesini verir. Rabbinin arzında Rabbine meydan okuyanların fütursuzluğunu, farklı platformlarda gözler önüne serer. Aktif, uyanık, azimli, iradeli ve cesur adımlar atacak liyakate, ilme ve beden gücüne sahip olmak için, temposu yüksek bir hayat yaşar. Ne de olsa hayat onun için mücahede yani mücadele demektir. Elbette Rabbi ve Rabbinin dini adına.
Hatice Dilek CENGİZ