Has Kullar
301- İnkar edenlerin inkarına üzülmez. Bunun Rahmani bir tavsiye olduğunu bilir. Üzüntünün pek çok fizyolojik ve psikolojik hastalıkların kaynağı olduğunu bilmek onu, bedensel yahut nefsi hastalıklara yakalanmama konusunda şuurlu kılar. Üzülmenin kişinin kendi kendini yiyip bitirmesinden başka bir işe yaramayacağının idrakiyle, boş işlerin tümünden yüz çevirdiği gibi boş duygu
ve düşüncelerin de esiri olmayıp, içe kapanmaktan, toplumdan soyutlanmaktan, karamsarlık tuzağına düşüp herşeyden el etek çekmekten kendini korumayı başarır. İçini bilen Rabbine içini her döktüğünde içi aydınlanır. Toplumdan değil kaçmak aksine aralarına girip, yangından insan kurtarmaya çalışan bir itfayeci mantığı ile bu olmazsa şu, o olmazsa öteki demekten vazgeçez. Ümit onun yaka cebinde değil kalbinde capcanlı karanfili olduğu için, dışarıda ne kadar kötü kokarsa koksun, o kalbindeki kokuyla yola devam edecek motivasyonu hep zirvede tutabilir.
302- ‘Bunca insan mı hesaba çekilecek?’ ‘Sıra bana ne zaman gelecek?’ vs gibi aklı hafif insanların akıldışı söylemlerine cevabı Kuran ile şöyle verir. ‘Sizin hepinizin yaratılması veya diriltilmesi tek bir kişinin yaratılıp diriltilmesi kadar kolaydır Rabbiniz için!’ Bu tip soruları ancak Rabbinin her şeyi gören ve bilen olduğunun şuurunda olmayan insanlarca sorulacağının da farkındadır.
303- Denizlerde tonlarca ağırlıktaki gemilerin yüzüyor olmasının bile Allah’ın varlığının delili olduğunun farkındadır. Sabrı ve şükrü kuşanmak isteyenlerin ibret alacak çok şey bulabileceğinin bilinci ile nankörlüğün her türünden ve nankörlerden uzaklaşır. Sıradan insanların her başları sıkıştığında dini tamamen Allah’a has kılarak O’na yalvardıklarını, Allah onları selamete eriştirincede yüz çevirip tekrar müşrikçe yaşamaya devam ettiklerini görür. Ancak kurtulanlardan az bir kısmının orta yolu tutarak Rablerinin rızasına uygun yaşadıklarını gözlemler. İnkar edenlerinse, bile bile inkar edip, hainlikten vazgeçmediklerinin şuurundadır.
Hatice Dilek CENGİZ