Has Kullar

/ / Makalelerim

Has Kullar
292- Allah’ın ihlasa erdirilmiş kulları müstesna, şeytan ve dostlarının Cehennemlik olduğunu bilir. Şeytanın hilelerine kananların Rablerine eş koşan müşrikler olduğunun farkındadır. Kimsenin kendini ‘şeytana uydum’diyerek kandırmaması gerektiğini, Rabbine uymak yerine şeytana uymayı tercih etmiş olduğunu, bunun da Allah katında kabul edilebilir bir mazeret olmadığını, net bir şekilde anlatır. Çünkü çok iyi bilir ki şeytan imanında ihlası yani samimiyeti, ciddiyeti, hassasiyeti yakalayan ve Rabbinin hoşnutluğunu kaybetmek istemeyenleri azdıramaz. Hayata dair her şeyi çok önemseyip, ahirete dair konuları es geçenlerin, dinlerini hafife aldığının şuurundadır. O da bu gibileri çok ciddiye almayıp, yapacağından, söyleyeceğinden onlar için vazgeçmez. Rabbini hafife alanların, hafife alınmayı hak ettiğini bilir ve bu kilşilere ona göre muamele eder.
293- Allah’tan gayrısını yüceltip putlaştıranların ‘Eğer bize de kitap verilseydi, elbette biz de ihlaslı kullardan olurduk!’ deyişlerine aldırmaz. Bilir ki son indirilmiş kitaba rağmen, onu inkar edenler yine bu gibilerdir. İleride tüm gerçeklerin ortaya çıkacağı güne dek, ağzı olanın konuştuğu bir dünyada , çoğu insanın boş konuştuğunun ve boş şeylere adanmış bir hayat yaşadığının hep farkındadır. Her konuşanın, talepte bulunanın, vadedenin, sözünde durmadığını ve durmayacağını, ayet ayet Rabbi ona öğretmiştir. Bu nedenle de lafa karnı toktur. Sırf konuşmuş olmak için konuşan, sormuş olmak için soran ve sürekli mazeret sıralayanlara karşı temkinlidir. Tecrübeleri bu kişilerle yola çıkılmayacağını, çıkılsa da yolda kalınacağını, yol arkadaşlarını çok ince eleyip sık dokuyarak seçmesi gerektiğini, yaş aldıkça daha net fark ettirmiştir.
294- Zaferin Allah’ın takdirine bağlı olduğunu, Rabbinin ordularının her asırda üstün geldiğini ve geleceğini bildiğinden, onların yaptıklarına, söylediklerine, sataşmalarına aldırmaz. Sadece dikkatle takip eder. Hazırlıklı ve uyanık davranır. Uyarılanların sonunun acı olacağını bildiğinden, uyarıldığı tüm hükümleri yaşamaya devam ederken, öğüt fayda vereni de, güzel ve etkili bir dille uyarmaya devam eder. Kötü sona karşı uyarmamış olmamak adına ne gerekiyorsa yapar ki Rahman’ın huzurunda hiç değilse o kendine düşeni yapmışlardan olsun.
Hatice Dilek Öztürk