Has Kullar

/ / Makalelerim

Has Kullar;

259- Allah’tan başka hakem aramaz. Allah’ın indirdiği kitaptan asla şüpheye düşmez. Rabbinin her konu da Vekil, Şahit, Kefil, Vali, Veli, Alim, Hakem, Hakim, Adl olduğunun bilinciyle yaşar. İster karanlık bir zindan da, ister yapayalnız bir evde, ister gökyüzünde, ister yeryüzünde seyahatte, ister hasta, ister sağlıklı, ister acı dolu, ister mutlu, ister dingin, ister öfkeli, ister emin, ister kaygılı, ister huzurlu, ister dertli her ne halde olursa olsun Rahman’ın ona şah damarından yakın olduğunu bilir.

260- Rabbinin sözlerinin doğruluk ve adalet bakımından tam olduğunu bilir. Onun sözlerini kıyamete kadar hiç kimsenin değiştiremeyeceğinden de emindir. Bu ona göre, ilahi kaynağı olan Kuran’ın, en büyük mucizelerinden biridir. İnsanların Kuran’a gereken ehemmiyeti vermeyişi onu üzse de, onun kitaba olan bağını perçinlemekten başka işe yaramaz. O hiçbir zaman körü körüne muhalefet eden olmaz. Herhalûkârda hakkı ortaya koyup, Rahman içinde yaşadığı toplumla aralarında hakla hükmedene kadar onurlu bir şekilde yaşamaya ve belki düşünüp anlarlar diye uyarmaya devam eder.

261- Hiçbir zaman çoğunluk ne derse o doğrudura itibar etmez. Aksine Rabbinin onu ‘İnsanların çoğunluğuna uyarsanız sizi haktan saptırırlar!’ diyerek uyardığını bilir. Bu nedenle de doğruyu tek başına savunmak zorunda da kalsa davasından, inancından, değerlerinden vazgeçmez. Çoğu insanın zanlarla hareket ettiğini ve yalansız konuşmadığını bilir. O ise bilmediği hiç bir konuda ahkam kesmez. Yarım biliyorsa tamamlamadan kimseye öğretmeye, anlatmaya, duyurmaya kalkmaz. Yalanın her türü ile mücadele edip, şeffaflığı savunur. Sözüne her zaman ve zemin de itibar edilen saygın bir insan olmayı, halifelik göreviyle yeryüzüne gönderen Rabbine bir vefa alameti sayar. Tek derdi nasıl daha iyi halife olabilirimdir.

Hatice Dilek Öztürk