Düşünmatik-36
Dedim: İnsan için anlamak mı anlaşılmak mı değerli diye sorsam ne dersin?
Dedi: Anlaşılmak derim öncelikle. Doğrusu çoğu zaman anlamaya çalışmaktan çok anlatmaya çalışırken yakalıyorum kendimi.
Dedim: Peki bu bencilce değil mi ne dersin?
Dedi: Haklısınız. Doğrusu bunu şimdi bende farkettim. Peki nedir yapılması gereken? Anlatmadan önce anlamayı başarmak mı?
Dedim: İnsanız ve anlatmaya, anlaşılmaya, anlaşmaya ihtiyaç duymamız doğal. Fakat anlatmadan önce dinlemeyi, anlaşmayı beklemeden kendi içimizde ne istediğimizi bilip dosdoğru ifade ediyor muyum kiyi sorgulamayı, ancak bütün bunlar sağlıklı bir şekilde başarıldıysa çözüm üretilebileceğini yani anlaşmayı beklemeliyiz kanımca.
Dedi: Haklısınız fakat bu ciddi ve sabır gerektiren bir süreç. Haylide meşakkatli sanki.
Dedim: Niye ki?
Dedi: Çünkü çoğu zaman bir şeylerin hemencecik sonuçlanmasını hem de biz nasıl istiyorsak öylece sonuca bağlanmasını hepimiz istemiyor muyuz?
Dedim: İyi ama bu mümkün mü? Bunu beklemek sağlıklı mı?
Dedi: Değil belki ama çoğu şeye “Ben böyle istiyorum.” diyerek gerekçelendir miyormuyuz?
Dedim: Haklısın. Ama bu doğru bir açıklama değil. Karşımızdakide bende böyle düşün müyorum derse ne olacak?
Dedi: Sorunda bu ya zaten. Burda tıkanıyor iletişim.
Dedim: Bunun çözümü var aslında. Fakat ayak üstü, merdiven arası, ya da sonra açıklarım veya açıklamaya ihtiyacım yok, ben buyumla sular durulmadı değil mi bugüne dek?
Dedi: Peki nedir çare?
Dedim: Anlamak için can kulağı ile dinlemek, gerekirse sorularla daha derine inip iyice anlamak, sonra konu hakkındaki kanaatimizi hoş ve açık bir dille anlatıp anlaşılması, düşünüp değerlendirilmesi için, sağlıklı bir zemin, zaman ve ruh halininde gözetilmesi gerektiğine inanıyorum.
Dedi: Doğru ama bu ideal olanı bile olsa, buna dikkat etmiyoruz çoğunlukla.
Dedim : Etmediğimiz içinde yaralıyor, yaralanıyor sonra da artık birbirimizden uzaklaşıp beni anlamıyorsun suçlamasıyla işleri iyice sarpa sardırıyoruz.
Dedi : Haklısınız.
Dedim : Haklı olmayı değil, konuştuklarımız üzerinde düşünmeni, artık yanlış, eksik, ötelenmiş ne varsa ilk günkü heyecan, duruluk ve pozitif beklentiyle dile getirerek, oyalanmayıp ve oyalamayıp kararlı adımlar atmanı istiyorum.
Dedi : Ne güzel olurdu tüm sorunlar çözüme kavuşabilse.
Dedim : Çözmeyi istemek ilk adım. Emin ol gerisi dürüstlük, iyi niyet ve sevgi saygı çerçevesi içinde, çok güzel bir tabloya dönüşüyor. Bu inanılmaz rahatlatıcı ve yol aldırıcı bir karar. Lütfen kalk ve kiminle kangrene dönüştüğünü sandığın bir problem varsa dene. Yeniden sabırla, yumuşaklık ve içtenlikle dene. Hayat kısa. Basit sorunlar içinde boğulmak, akıl karı değil değil mi sencede?
Dedi: Evet. Böyle olmamalı. Ben bana düşeni yaptım diyebilmeyi istiyorsam, bir şeyleri yeniden denemeli başarmaya azmetmeliyim.
Dedim : Bu kararı almana sevindim. Kapı açmak, yol bulmak, yola çıkmak hep mümkün bencede. Yaşam devam ettiği sürece.
21 Temmuz 2024
15 Muharrem 1446
Hatice Dilek Cengiz
www.huzuryasamkocu.com