Düşünmatik-32
Dedi: Ümidi solduran nedir hiç düşündüm mü ?
Dedim: Çok şey hangi birini sayayım.
Dedi: Bil ki sen kuruduğunda, o solar. Kökü sen, gövdesi, dalı, yaprağı ümit, neticesi binbir gece masallarının ötesi. Fakat unutma masal değil gerçek. Neden mi? Çünkü vadeden Kainatın Hakimi.
Dedim: Niye ben olsun ki?
Dedi: Niye mi? Sen varsan herşey mümkün, sen bile sana emek harcamamışken, kim ya da ne seni isteklerine kavuşturabilir sanıyorsunki.
Dedim: Bir çok insan için öyle değil ama.Bir kısmı hazıra konuyor, bir kısmı çalıp çırpıyor, bir kısmı ise çile çekmeye gelmişcesine sürekli savruluyor, sarsılıyor, yıkılıyor. Kısaca hep acı çekiyor.
Dedi: Bu senin gözünün gördüğünü gönlünün yorumlayışı.Önce şu konuda bir anlaşalım. Dünya bir çilehane değil, bizlerde sürünmeye gelmedik. Nitekim sürünmemek için, aklımızı kullanarak,verilen nimetlerin kadrini kıymetini bilip bilmediğimizi düşünmeliyiz.
Dedi: Nimetten kastınız nedir?
Dedi: Can,akıl, fıtrat, ilahi yaşam rehberimiz Kuran, Rahman tarafından seçilmiş, herbiri hayatın her demine örneklik teşkil eden Rasul ve nebiler. Kainatta, içinde yaşadığımız dünyada,afiyetimize, huzurumuza, sağlığımıza fayda sağlayan herşey.
Dedim: İyi ama bütün bunların ümitle bağlantısı ne?
Dedi: İp Kuran, Liderler, peygamberler, yol sarp bir yokuş olduğunu Kuran’dan öğrendiğimiz, dünya hayatı. Ve biz dağın zirvesinde bizi bekleyen müjdelere adım adım tırmanması gereken dağcılar. Ümidi dışarıda değil yüreğinde aramalı ve hedefe varana dek hiç durmaksızın asılmalısın. İp kopar sananlar, ipi bırakanlar, ipi gevşek tutanlar, yokuşta yorulduğunda yuvarlanmaya başlayanlar, sakın seninde ayağını kaydırıp dengeni bozmasın derim.
16 Ocak 2023
24 Cemazi-el Ahir 1444
Hatice Dilek Cengiz