Dersin Adı Hayat Bilgisi

/ / Makalelerim

DERSİN ADI HAYAT BİLGİSİ!

 

Ne dersiniz? Okul hayatı boyunca kaç öğrenci “Of, bütün bunlara ne gerek var?” “Nedir bunca ayrıntı?” “Bütün bunları öğrenmek hayatta ne işime yarayacak?” demeden mezun olmuştur. Hayli az olduğunu umuyorum. Çünkü biz insanoğlu pek aceleciyiz. İstiyoruz ki, hemen her şey oluversin. Hayallerini süsleyen tatil planları hemen gerçekleşsin yahut bol paralı mesleklere hızla erişsin. Bir çırpıda her şey istediğimiz gibi gerçekleşsin ve ben hiç yorulmayayım.

İşte bu duygularla günler, haftalar, yıllar geçer ve aradan geçen 16 yılın ardından, tabii ki hiç vakit kaybedilmezse, mezun olunup mesleğe başlanır. Öyle branşlar var ki hazırlık okumak gerekir. İki yıl sonra… 4 değil 5, 6 yıla uzar lisans eğitimi ile. Bir de ilk yılda kazanamadığını düşünürsek sonra KPSS ve dil sınavları derken, ömrün ortalama 20 yılı eğitimle geçer. Bütün bu hesaplar sonucu çıkan tablo şu ki, hayatta meslek sahibi olmak çok ciddi azim ve emek ister. Gerekli midir? Evet ama… Dersin adı hayat ve hayatın sonu ölüm olunca beynimi zonklatan yüzlerce soru var:

– Öyleyse bu hayat neyin nesi, kimin hediyesi?

– Bunun bedeli yok mu ki?

– Kim verdi?

– Başarı ile nasıl bitirilir?

– Dersten kaçılır mı? Kaçacak bir yer var mı?

Ömrün 60 yılının 8 saatini uykuda geçirsem, bana kalır 40 yılı, 20’si eğitime, 12’si çocukluğa gitse, elde var 8 yıl. İyi de 8 yıllık hayatı bozdurup mu harcamalı yoksa bütün mü desem çok mu sulandırmış olurum? Yoksa şaka değil de bu acı bir gerçek mi? Ne dersin sevgili genç kardeşim? Peki ya bu isabetli mi? Yani ölümlü dünya için ve dünya mesleği, mevkisi için 20 yıl eğitim alırken, ahiret için kaç yıl ilim tahsil ettin? Ramazanın ve cenazenin dışında Kur’ân’a dokundun mu? Alnın Cuma’nın dışında secde yüzü gördü mü? Ya Kâbe’yi görmek, son çıkan ve gişe rekorları kıran filmler kadar seni heyecanlandırmıyor mu? Kalbinin bam telleri titremiyor mu? Vefasızlık değil mi? Haydi gel, yeni bir plan yapalım. Aslında senin için dünya doğumla başlasa da hesap sorulacak sınav soruları büluğda önüne konulur. Yaş 12 diyelim ortalama. Yine 60 olsun ömür. Kaldı geriye 48’i ve günde 5 saat uyku. Ne dersin, kârlı değil mi? Bir de eğitim alırken, niyetine O’nun rızasını kazanmayı hedeflerinin baş tacı yapsan. Yani O’nun razı olduğu işi, O’nun razı olduğu şekil, hâl ve kıyafetle yapsan, kazandıklarını, paranı, mevkiini, şahsiyetini O’na şükür ve itaat yolunda harcasan ve Rabbinin “Dile benden ne dilersen” müjdesine yani cennete varana dek, dünyadan da helal çerçevesinde payını unutmasan, sence akıllılar listesinde yer almaz mısın?

Yoksa kendini akıllı sanıp Rahmân’a kafa tutarcasına ve yok sayarcasına, bir ömrü cehennemlik olma pahasına, üstelik kısacık bir ömrü boşu boşuna harcar mısın? Tercih senin, iki seçeneğin var: Ya cennet ve bitmeyen lezzetler ya da cehennem ve acı. Hâlâ işaretleyip yola koyulmadın mı? Biz ahir zaman ümmetiyiz, kalk vakit ikindi! Vira Bismillah!

Hatice Dilek Cengiz

‘Sarp Yokuş’ isimli kitabından Alıntıdır.