Mutlu Olmak Mı Mutmain Olmak Mı Tercihiniz?
Mutlu Olmak Mı? Mutmain Olmak Mı Tercihiniz? Konulu Konferans Notları istifadenize sunulmuştur.
Mutsuz insan 1: Ümitsizdir.
Mutmain insan 1:Tevekkül ehli olduğundan daima ümitlidir.
Mutsuz insan 2: Korkaktır.
Mutmain insan 2: Allah’tan başka hiçbir şeyden Allah’tan korkar gibi korkmadığından cesaretlidir.
Mutsuz insan 3: Tembeldir.
Mutmain İnsan 3: Ebedi bir hayatı bu dünya da ki emekleri ile kazanacağı için sürekli hayırlarda yarışandır.
Mutsuz insan 4: Özgüvensizdir.
Mutmain insan 4: Rabbi’nin her an onunla olduğunun bilincinde olduğundan, kendini güçlü hisseder.
Mutsuz insan 5:Karamsardır.
Mutmain insan 5: Gaybın anahtarlarının elinde olanın Allah olduğunu ve dilediği şekilde değiştirebileceğini bildiğinden rahattır.
Mutsuz insan 6: Şüphecidir.
Mutmain insan 6: Rahmani hükümlere dayalı bir hayat yaşadığı için attığı her adımdan emindir.
Mutsuz insan 7: Umursamazdır.
Mutmain İnsan 7: İki dünyalı olduğundan her iki dünyası içinde gayret etmeyi ihmal etmez.
Mutsuz insan 8:Düzensiz ve istikrarsızdır.
Mutmain insan 8: Her an kendini değişime ve gelişime adadığı için iki gününü bir etmeyecek kadar planlı ve hamarattır.
Mutsuz insan 9: Güvensizdir.
Mutmain insan 9: Es Selam’a inanmanın emniyetini iliklerine kadar hissettiğinden huzurludur.
Mutsuz insan 10: Bencildir.
Mutmain insan 10: Bizcildir, ümmetçidir. Kendisi ile birlikte insanlığında kurtuluşu için çalışır.
Mutsuz insan 11: Narsistir.(Kendini beğenmiş)
Mutmain İnsan 11: Gücünün sınırlarını bildiği için mütevazidir.
Mutsuz insan 12: Paniktir.
Mutmain insan 12: Hayat oklunda Peygamber eğitimi ile Kuran dersi aldığı için dingin ve rahattır.
Mutsuz insan 13: Müşkülpesenttir.(Zor beğenen)
Mutmain insan 13: Nimetin kadrini bilip şükretmeyi bir yaşam felsefesi haline getirebilmiş, olanla yetinmeyi bilmiştir.
Mutlu insan 14: Karmaşıktır ve tutarsızdır.
Mutmain insan 14: Ne zaman ne yapacağı Rabbince programlandığı için duru ve dingin bir hayatı vardır.
Mutsuz insan 15: Pişmandır.
Mutmain İnsan 15: Önce düşünüp sonra karar verip yaptığından hataları yok denecek kadar azdır.
Mutsuz insan 16: Yalancıdır.
Mutmain insan 16: Emrolunduğu gibi yaşadığı için daima dürüsttür.
Mutsuz insan 17: Bitkindir.
Mutmain insan 17: Ölene dek kendini Cennete götürecek imani gücü yüreği pompaladığı için enerjiktir.
Mutsuz insan 18: Kötü niyetlidir.
Mutmain insan 18: Cennetin sakinleri iyiler olacağı için kötülük bile görse iyi niyetli kalmayı başarabilendir.
Mutsuz insan 19: Daima hastadır ya da hastaymış gibi hisseder.
Mutmain İnsan 19: Sağlıklıdır ve bunun kıymetini bilir, hasta ise de sabrı seçerek günahlarından arınmanın şuuruyla şikayetçi değildir.
Mutsuz insan 20: Kaprislidir.
Mutmain insan 20: Her konuda helal ve kolay olanı seçer ve her bulunduğu yerde Rahmet olur zahmet değil.
Mutsuz insan 21: Nankördür.
Mutmain insan 21: Kendinden aşağıdakilere bakmayı bildiğinden nimetşinastır.
Mutsuz insan 22: Yaşama sevinci yoktur.
Mutmain insan 22: Hayatı kendisine sunulmuş bir fırsat olarak görebildiğinden fırsatları en iyi şekilde değerlendirme heyecanı sesinde, soluğunda, duruşunda, eyleminde hissedilir.
Mutsuz insan 23: Kederlidir.
Mutmain İnsan 23: Sadece hüzünlüdür. Hiçbir şey onu çökertemez ve tükenmiş hissettiremez.
Mutsuz insan 24: Kendini yalnız hisseder.
Mutmain insan 24: Her yaptığının mükafatını alacağından emin olmakla birlikte hiç bir hatasından dolayı Rabbinin kendisini terk etmeyeceğini ve darılmayacağını bilir.
Mutsuz insan 25: Bıkkınlık hisseder.
Mutmain insan 25: Burası dünya demesi gerekenleri bilir, tatlı heyecanlarını Cennete öteleyebilir.
Mutsuz insan 26: Sabırsızdır.
Mutmain insan 26: Doğruyu yaşamaya olan direnci, onu Cennet yolcusu olmaktan vazgeçirmez.
Mutsuz insan 27: Aşırı kaygılıdır.
Mutmain İnsan 27: Kaygılanmak yerine tedbir alıp elinden gelen bir şeyse yapmayı değilse kaygılanmadan sükunetini korumayı bilir.
Mutsuz insan 28: Mükemmelliyetçidir.
Mutmain insan 28: Elinden gelenin en iyisini yapmış olmanın kişiyi kurtaracağını bildiğinden, yaptığıyla tatmin olur.
Mutsuz insan 29: Asidir.
Mutmain insan 29: Kendisi hakkında en iyi hükmü Rabbinin vereceğini bilerek tabi olmakla birlikte, insanlarla olan ilişkisinde de yumuşak başlıdır.
Mutsuz insan 30: Tahammülsüzdür.
Mutmain insan 30: Neyi, kim için, ne zaman, ve ne kadar yapması gerektiği konusunda insandan değil de Rabbinden emir aldığından isteksiz iş yapmaz.
Mutsuz insan 31: Acelecidir.
Mutmain İnsan 31: Her işe gereken ehemmiyeti vererek yapar, geçiştirmez.
Mutsuz insan 32: Duygusaldır.
Mutmain insan 32: Duygularının seline kapılmayacak kadar güçlü bir iradeye sahip olmanın yolunun, nefsin istediğini değil Rabbi’nin istediğini yapmaktan geçtiğini bilir.
Mutsuz insan 33: Özensizdir.
Mutmain insan 33: Yaptığı işe niteliğine göre gereken önemi vermeyi bir ahlak olarak benimsemiştir.
Mutsuz insan 34: Takıntılıdır.
Mutmain insan 34: Düşünmekle kalmayıp yapmayı, yaparken ise sınırlarını çizmeyi Rabbinden öğrendiğinden, haddi aşmaz.
Mutsuz insan 35: Kararsızdır.
Mutmain İnsan 35 :İyice düşünür, doğruyu bulur.
Mutsuz insan 36: Anı yaşayamaz.
Mutmain insan 36: Geçirdiği her anın kayda alındığı bilinci ile hayatı daima şuurlu yaşar. Gelecek henüz gelmediği için, geçmiş ise geçip gittiği için tevbe etmek dışında onu meşgul etmez.
Mutsuz insan 37: Hedefsizdir.
Mutmain insan 37: Hedefi şehadet olduğundan daima bir roket gibi hedefe kitlenip, her anı Rahman’a şahit olma şuuru ile yaşar.
Mutsuz insan 38: Oyuncudur.
Mutmain insan 38: Samimidir. Her işe yüreği ile yapar.
Mutsuz insan 39: Tamahkardır.
Mutmain İnsan 39: Ahiret öncelikli yaşamayı seçtiğinden dünyanın albenisi onu büyüleyemez.
Mutsuz insan 40: İnançları ve değerleri net değildir.Mantığı ile hareket eder.
Mutmain insan 40: Şirksiz bir imanı kalbine yerleştirmiş, beynini kalbine , kalbini Rabbine teslim etmiştir.
Hazırlayan: Hatice Dilek Cengiz
- Published in Seminer Notlarım
Çocuk Eğitiminde Doğru Zannedilen Yanlışlar Nelerdir? Çocuklarımızı Eğitiyor muyuz? Öğütüyor muyuz?
1.Yanlış:Korkutarak çocuk yetiştirmek.
Doğru:Uyararak ve ferasetli davranarak çocuk yetiştirmek.
2. Yanlış: Şımartarak çocuk yetiştirmek
Doğru:Takdir ederek çocuk yetiştirmek.
3. Yanlış:Soğuk ve mesafeli davranarak çocuk yetiştirmek.
Doğru: Samimi ve sıcak davranarak çocuk yetiştirmek.
4. Yanlış: Döverek çocuk yetiştirmek.
Doğru:Merhamet ve dirayeti bir arada kullanarak çocuk yetiştirmek.
5. Yanlış:Tehdit ederek çocuk yetiştirmek.
Doğru: Öğüt vererek çocuk yetiştirmek.
6. Yanlış:Katı ve sert davranarak çocuk yetiştirmek.
Doğru: Esnek ve hoşgörülü çocuk yetiştirmek.
7. Yanlış:Aşırı korumacı çocuk yetiştirmek.
Doğru: Sorumluluk vererek ve cesur çocuk yetiştirmek.
8. Yanlış:Aşağılayarak veya çok eleştirerek çocuk yetiştirmek.
Doğru: Motive ederek ve eğiterek çocuk yetiştirmek.
9. Yanlış: Söylenerek çocuk yetiştirmek.
Doğru: Dinleyeceği zamanı gözeterek çocuk yetiştirmek.
10. Yanlış: Nazlayarak çocuk yetiştirmek.
Doğru:Güçlü çocuk yetiştirmek.
11. Yanlış: Kıyaslayarak çocuk yetiştirmek.
Doğru: Kendi farklılığını ortaya koyacak özgün çocuk yetiştirmek.
12. Yanlış: Sürekli her şeyi ve herkesi kötüleyerek karamsar bir çocuk yetiştirmek
Doğru: Olayları doğru ve olumlu yorumlayabilen kalender bir nesil yetiştirmek.
13. Yanlış:Her şeyden korkutarak ve korkarak cesaretsiz çocuk yetiştirmek.
Doğru: Yalnız Allah’tan korkan,korkularını tedbirle kontrol altına alabilen çocuk yetiştirmek.
14. Yanlış:Her önüne gelene haddinden fazla değer veren dalkavuk kimlikli bir çocuk yetiştirmek.
Doğru: İnsanlara hak ettikleri kadar değer veren çocuk yetiştirmek.
15. Yanlış:Hayır demeyi bilmeyen çocuk yetiştirmek.
Doğru: Gerektiği yerde onurlu davranmayı başaran çocuk yetiştirmek.
16. Yanlış: Eğlence endeksli çocuk yetiştirmek.
Doğru: Sorumluluk sahibi çocuk yetiştirmek.
17. Yanlış: Başarı endeksli çocuk yetiştirmek.
Doğru: Değerleri için doğru niyetle yarışan çocuk yetiştirmek.
18. Yanlış:Kusursuz olmasını isteyerek çocuk yetiştirmek.
Doğru:Doğruyu elinden gelenin en iyisini yapma gayretinde olan çocuk yetiştirmek.
19. Yanlış: Aşırı titizlenerek çocuk yetiştirmek.
Doğru: Temiz ve düzenli çocuk yetiştirmek.
20. Yanlış: Kaba ve küfürbaz olmasını överek çocuk yetiştirmek.
Doğru: Kibar ve saygılı davranmayı bilen çocuk yetiştirmek.
21. Yanlış: Evhamlı çocuk yetiştirmek.
Doğru: Dingin ve soğukkanlı çocuk yetiştirmek.
22. Yanlış: Sorgulayarak ve suçlayarak çocuk yetiştirmek.
Doğru: Özgüvenli ve dirayetli çocuk yetiştirmek.
23. Yanlış: Pejmurde çocuk yetiştirmek.
Doğru: Bakımlı ve temiz çocuk yetiştirmek.
24. Yanlış: Seviyesiz çocuk yetiştirmek.
Doğru: Ölçülü çocuk yetiştirmek.
25. Yanlış: Allah, cehennem, kabirle korkutarak çocuk yetiştirmek.
Doğru: Sevdirerek, merak ettirerek, ümit ettirerek çocuk yetiştirmek.
26. Yanlış: Baskı ile çocuk yetiştirmek.
Doğru: Seçmeyi bilen çocuk yetiştirmek.
27. Yanlış: İnatçı çocuk yetiştirmek.
Doğru: Makul çocuk yetiştirmek.
28. Yanlış:Boşboğaz çocuk yetiştirmek.
Doğru: Doğru zaman da doğru cümleyi doğru kişiye kurabilen bir çocuk yetiştirmek.
29. Yanlış:Gösterişe meraklı çocuk yetiştirmek.
Doğru: Mütevazi ve kendinden emin çocuk yetiştirmek.
30. Yanlış:Savruk çocuk yetiştirmek.
Doğru: Tutumlu ve tutarlı çocuk yetiştirmek.
31. Yanlış:Asi çocuk yetiştirmek.
Doğru: Kurallar Hakka isyanı emretmediği sürece uyumlu ve doğru davranmayı başaran çocuk yetiştirmek.
32. Yanlış:Bilmiş çocuk yetiştirmek.
Doğru: Bilge çocuk yetiştirmek. Bildiğini de, bilmediğini de bilen çocuk yetiştirmek.
33. Yanlış: Bağımlı çocuk yetiştirmek.
Doğru: Tek başına yeteneklerini ortaya koyabilen, medeni cesareti yüksek çocuk yetiştirmek.
34. Yanlış:Yalnız çocuk yetiştirmek.
Doğru: Akraba, aile ve arkadaşları arasında sağlıklı bir denge kurabilen bir çocuk yetiştirmek.
35. Yanlış: Obur çocuk yetiştirmek.
Doğru: Dengeli ve yeterli beslenmeyi bilen çocuk yetiştirmek.
36. Yanlış: Kavgacı çocuk yetiştirmek.
Doğru: Hakkını ararken zulmetmeyen ve hakkını da yedirmeyen güçlü çocuk yetiştirmek.
37. Yanlış: Pısırık çocuk yetiştirmek.
Doğru: Yiğit çocuk yetiştirmek.
38. Yanlış: Müşkülpesent çocuk yetiştirmek.
Doğru:Şükretmeyi ve sabretmeyi bilen çocuk yetiştirmek.
39. Yanlış: Her duyduğuna inanan ve yanlışa kolay meyleden çocuk yetiştirmek.
Doğru:Duyduklarını Kuran ve sünnet çizgisinde yorumlamayı bilen çocuk yetiştirmek.
40. Yanlış: Boş hayallerin ve eğlencenin tutkunu çocuk yetiştirmek.
Doğru: Hayatı Rabbine adamış hedefi Ahirette güzel bir derece kazanmak olan çocuk yetiştirmek.
HAZIRLAYAN : Hatice Dilek Cengiz
- Published in Seminer Notlarım
Aile İçi İletişimin Altın Kuralları
İletişim Nedir ve Nasıl Olmalıdır?
- İletişim almak ve vermektir.
- Duyguları doğru ve güzel bir üslupla sunabilmektir.
- Düşünceleri kısa ve öz sunabilmektir.
- Saygı ve nezaketle davranmayı başarmaktır.
- Yanlış ya da eksik anlaşılmayacak şekilde nitelikli konuşmaktır.
- Birlikte olmaktan hoşlandığını ifade edebilmektir.
- Derdi ile samimiyetle dertlenmektir.
- Halden anlamaktır.
- Aynı dili konuşabilmektir.
- İhtiyaca yönelik elzem olanı konuşmaktır.
- Çözüm üretmeye yönelik konuşmaktır.
İletişim Kazaları Neden Ve Nasıl Olur?
- Önyargı iletişimi engeller.
- Yüksek ya da aşırı kısık ses iletişim kalitesini düşürür.
- Yargılayıcı veya kınayıcı üslup iletişimi krize sokar.
- Dinlememek başlı başına sorundur.
- Anlatmamak veya susmak iletişimi bitirir.
- Şakaya boğmak ya da hafife almak kırıcı etki yapar.
- Yüzüne bakmamak, gerektiği kadar göz teması kurmamak yanlış anlaşılmaya neden olur.
- Söz kesmek saygısızlıktır.
- Başa kakmak veya geçmişle suçlamak iletişimi başlamadan bitirir.
- Kaba ve küfürlü konuşmak öfkelenmeye neden olur.
Aile İçi İletişimde Olmazsa Olmazlar!
- Eşler Arası İletişim Nasıl Olmalı?
- Saygı hissedilmeli ve hissettirilmeli
- Sevgiyi hissettirecek bir ses tonu ile en güzel kelimeler seçilmeli
- Kriz anlarında gerginliğe neden olacak şeyler söylenecekse sakinleşene dek susmak tercih edilmeli
- Geçmiş tekrar tekrar gündeme getirilip, yıldırıcı konuşmalar yapılmamalı.
- Geçmişte yapılmış hatalar var ise helallik dilenip gönül alınmalı.
- Ortak verilmesi gereken kararlar istişare ile alınmalı.
- Hakaretvari, kırıcı ya da tahrik edici kelimeler söylenmemeli.
- Doğru anlamalı, anladığından emin olmak için geri bildirimde bulunulmalı.
- Zaman ve zemin çok iyi seçilmeli.
- Çocukları ilgilendiren konularda Allah’ın emri ön planda tutulmalı.
- Hatalar kabul edilip tekrarlanmaması için , öneriler ciddiye alınmalı.
- Birlikte geçirilen her an kaliteli geçirilmeli.
- Üzülen taraf duygularını biriktirip taşkınlığa varmadan söylemeli.
- Küskünlük süresi kısa tutulup, mümkünse küsmek yerine, kendini net ifade etmek seçilmeli.
- Başkaları ile yaşanan sorunlar eşe yansıtılıp, acısı çıkartılmamalı.
- Ailenin ortak değerlerini korumak adına, alınan önemli kararlar ve yaşanan gelişmelerden eşler birbirini haberdar etmeli.
- Sıra dışı hallerde, anlayışlı olunmalı.
- Anlamasını ve bilmesini beklemek yerine dosdoğru anlatmalı ve bilgilendirmeli.
- Tüm problemleri Kurani emirlerin hakemliğinde çözmeli.
- Eşler birbirlerinin itikadını, mizacını, ahlakını, geleneksel değerlerini, kişilik yapısını,sağlık durumunu, o an ki şartlarını çok iyi anlayıp ona göre beklentiye girmeli.
- Eşinizin önce Allah’ın kulu, dinde kardeşiniz, insanlıkta ise eşiniz olduğu bilincini korumayı başarmalı, unuttuğunuzda hatanızı anlayıp geri adım atmalısınız.
- Ebeveynlerin Çocuklarıyla İletişimi Nasıl Olmalı?
- Çocuklarınızın Rabbinizin bir emaneti olduğunu hiç unutmamalı iyi bir çoban gibi davranmalısınız.
- Onlarla nezaket ve şefkatle diyalog kurmalısınız.
- Hatalı olduklarında suçlarını aşan cezalar vermeyerek öfke ve kin duymalarını engellemelisiniz.
- Onları sözleri bitene kadar dinlemeli, anlamak için sorular sormalısınız.
- Kurunun yanın da yaşı da yakacak katı kararlar almamalısınız.
- Tutarlı ve isabetli kararlar alıp, son noktayı daima siz koymalısınız.
- Taleplerini ciddiye alıp, birlikte bir karara bağlamalısınız.
- Bitirici, kırıcı, aşağılar bir üslup seçmemelisiniz.
- Doğru zamanı seçmeli, gerekirse saat ve gün belirleyerek toplantı yapmalısınız.
- Sorunları biriktirmeden zamanında müdahale etmelisiniz.
- Kimsenin çocukları ile onları kıyaslamamalısınız.
- Dır dır yapmak yerine dinlemeye hazır oldukları anları iyi seçmelisiniz.
- Sorunlarınızı gizlememeli, idrak edebilecekleri şekilde anlatmalısınız
- Eşinizle iyi geçinmeyi bilerek, onlara büyüklüğünüzü gösterebilmelisiniz.
- Makul olmayan isteklerini reddetme sebebinizi inancınız çerçevesinde açıklamalısınız.
- Kuralları koyarken ifrat ve tefrite kaçmamalısınız.
- Ben dili ile konuşmalı, suçlamaktan vazgeçmelisiniz.
- İhlal edilen kurala verilecek cezayı önceden belirleyip, ani ve fevri kararlar alıp pişman olmanızı engellemelisiniz.
- Onların size yaptığı saygısızlıkları hoş görmediğinizi beden dili ve sözlerinizle açıkça ifade etmelisiniz.
- Onlara emniyet hissettirebilmelisiniz.
- Çok konuşup bıktırmaktansa, sesinizi ve görüşlerinizi merak ettirecek bir yetkinliğe ulaşıp, size bir şelale gibi akmalarını beklemelisiniz.
- Çocukların Anne Babası İle İletişimi Nasıl Olmalı?
- Öncelikle Anne babaları bir haramı emretmediği sürece onlarla iyi geçinmeyi bilmenin farz olduğu şuurunda olmalılar.
- Onlara saygı ve nezakette kusur etmemeliler.
- Yanlarında seslerini yükseltip, haddi aşan tavırlar sergilememeliler.
- Görüşlerini önemsemeliler.
- Hayati kararları istişaresiz almamalılar.
- Onları yetişme şartları ve eğitimleri çerçevesinde değerlendirip, kendilerine sunulan imkanlardan dolayı şımarmak yerine şükrü seçmeliler.
- Kimsenin ailesinin imkanları ile kendi ailelerini kıyaslamaya kalkmamalı, tevekkül etmeyi bilmeliler.
- Onlara herhangi bir çirkin lakap takmamalılar.
- Yüzlerine kötü ve kaba sözler sarf etmemeliler.
- Gıyaplarında hayır ve dua ile anmalılar.
- Anne babaya zulüm olacak hal ve davranışlardan uzak durmalılar.
- İhtiyaçlarını gidermekte nankörlük etmemeliler.
- Sorumlulukları hatırlatıldığında, duyarsız kalmamalılar.
- Evde rahmet olmayı bilip, zahmet çektirmemeliler.
- Sordukları sorulara yerli yerinde cevap vermeliler.
- Surat asarak veya odaya kapanarak iletişimi kesmemeliler.
- Sorunları dile getirip, çözüm istemeliler.
- Aileyi ilgilendiren ortak sorunlara kayıtsız kalmamalı, fikirsel ve eylemsel destek vermeliler.
- Geçmişte yaptıkları cahillikleri hoş görmeyi başarmalılar.
- Sevildiklerinin kıymetini bilmeli, yabancılara ailelerinden daha fazla değer verip,asilik yapmamalılar.
- Aynı anda yemek yemeyi, birlikte bir yerlere gitmeyi, sohbet edip dertleşmeyi aile olmanın güzelliği saymalılar.
- Kardeşlerin Kendi Aralarındaki İletişimleri Nasıl Olmalı?
- Onları birbirine kardeş kılan hakkı ve hatırı için, birbirlerine sevgi ve şefkat duymalılar.
- Birbirlerini dilemeyi bilmeliler.
- Birbirlerine destek olmalılar.
- Birbirlerine güven teklin etmeliler.
- Birbirleri ile oda, eşya, bilgi, tecrübelerini paylaşmalılar.
- Birbirlerine yaş farklarına uygun davranmalılar.
- Dışarıya karşı gerektiğinde birbirinin haklarını korumalılar.
- Anne babalarının gıyabında birlikte gizli işler planlamamalı, bunun haram olduğunu bilmeliler.
- Aile içi, komşular veya akrabalar arasında olmaları gerektiğinde, kaçmamalılar.
- Birbirinin açığını kapatma yönünde davranmalılar.
- Birbirlerini kıskanmak yerine,öz nefislerine kardeşlerini tercih etmeliler.
- Birbirlerine sözlü veya fiili şiddet uygulamamalılar.
- Gerektiğinde birbirinin yükünü alacak fedakarlığı göstermeliler.
- Evde yaşlarına uygun sorumluluk almalılar.
- Ailelerine yük olmak yerine, yüklerini hafifletecek davranışlar sergilemeliler.
- Küçük problemlerini büyüklerine taşımadan ve onları yormadan çözebilmeliler.
- Birbirlerini Allah için uyarmalı, umursamazlık etmemeliler.
- Farklı yanlarını alay ve eğlence konusu etmemeliler.
- Anne ya da babalarından diğer kardeşlerden farklı muamele beklememeliler.
- Aile içi sırları deşifre etmeyerek, birbirlerinin haysiyetlerini korumalılar.
- Birbirlerinin Cehennemi değil Cenneti olmayı başarmalılar.
Hazırlayan: Hatice Dilek Cengiz
- Published in Seminer Notlarım
Çocuk Eğitiminde Doğru Zannedilen Yanlışlar Nelerdir? Çocuklarımızı Eğitiyor muyuz? Öğütüyor muyuz?
1.Yanlış:Korkutarak çocuk yetiştirmek.
Doğru:Uyararak ve ferasetli davranarak çocuk yetiştirmek.
2. Yanlış: Şımartarak çocuk yetiştirmek
Doğru:Takdir ederek çocuk yetiştirmek.
3. Yanlış:Soğuk ve mesafeli davranarak çocuk yetiştirmek.
Doğru: Samimi ve sıcak davranarak çocuk yetiştirmek.
4. Yanlış: Döverek çocuk yetiştirmek.
Doğru:Merhamet ve dirayeti bir arada kullanarak çocuk yetiştirmek.
5. Yanlış:Tehdit ederek çocuk yetiştirmek.
Doğru: Öğüt vererek çocuk yetiştirmek.
6. Yanlış:Katı ve sert davranarak çocuk yetiştirmek.
Doğru: Esnek ve hoşgörülü çocuk yetiştirmek.
7. Yanlış:Aşırı korumacı çocuk yetiştirmek.
Doğru: Sorumluluk vererek ve cesur çocuk yetiştirmek.
8. Yanlış:Aşağılayarak veya çok eleştirerek çocuk yetiştirmek.
Doğru: Motive ederek ve eğiterek çocuk yetiştirmek.
9. Yanlış: Söylenerek çocuk yetiştirmek.
Doğru: Dinleyeceği zamanı gözeterek çocuk yetiştirmek.
10. Yanlış: Nazlayarak çocuk yetiştirmek.
Doğru:Güçlü çocuk yetiştirmek.
11. Yanlış: Kıyaslayarak çocuk yetiştirmek.
Doğru: Kendi farklılığını ortaya koyacak özgün çocuk yetiştirmek.
12. Yanlış: Sürekli her şeyi ve herkesi kötüleyerek karamsar bir çocuk yetiştirmek
Doğru: Olayları doğru ve olumlu yorumlayabilen kalender bir nesil yetiştirmek.
13. Yanlış:Her şeyden korkutarak ve korkarak cesaretsiz çocuk yetiştirmek.
Doğru: Yalnız Allah’tan korkan,korkularını tedbirle kontrol altına alabilen çocuk yetiştirmek.
14. Yanlış:Her önüne gelene haddinden fazla değer veren dalkavuk kimlikli bir çocuk yetiştirmek.
Doğru: İnsanlara hak ettikleri kadar değer veren çocuk yetiştirmek.
15. Yanlış:Hayır demeyi bilmeyen çocuk yetiştirmek.
Doğru: Gerektiği yerde onurlu davranmayı başaran çocuk yetiştirmek.
16. Yanlış: Eğlence endeksli çocuk yetiştirmek.
Doğru: Sorumluluk sahibi çocuk yetiştirmek.
17. Yanlış: Başarı endeksli çocuk yetiştirmek.
Doğru: Değerleri için doğru niyetle yarışan çocuk yetiştirmek.
18. Yanlış:Kusursuz olmasını isteyerek çocuk yetiştirmek.
Doğru:Doğruyu elinden gelenin en iyisini yapma gayretinde olan çocuk yetiştirmek.
19. Yanlış: Aşırı titizlenerek çocuk yetiştirmek.
Doğru: Temiz ve düzenli çocuk yetiştirmek.
20. Yanlış: Kaba ve küfürbaz olmasını överek çocuk yetiştirmek.
Doğru: Kibar ve saygılı davranmayı bilen çocuk yetiştirmek.
21. Yanlış: Evhamlı çocuk yetiştirmek.
Doğru: Dingin ve soğukkanlı çocuk yetiştirmek.
22. Yanlış: Sorgulayarak ve suçlayarak çocuk yetiştirmek.
Doğru: Özgüvenli ve dirayetli çocuk yetiştirmek.
23. Yanlış: Pejmurde çocuk yetiştirmek.
Doğru: Bakımlı ve temiz çocuk yetiştirmek.
24. Yanlış: Seviyesiz çocuk yetiştirmek.
Doğru: Ölçülü çocuk yetiştirmek.
25. Yanlış: Allah, cehennem, kabirle korkutarak çocuk yetiştirmek.
Doğru: Sevdirerek, merak ettirerek, ümit ettirerek çocuk yetiştirmek.
26. Yanlış: Baskı ile çocuk yetiştirmek.
Doğru: Seçmeyi bilen çocuk yetiştirmek.
27. Yanlış: İnatçı çocuk yetiştirmek.
Doğru: Makul çocuk yetiştirmek.
28. Yanlış:Boşboğaz çocuk yetiştirmek.
Doğru: Doğru zaman da doğru cümleyi doğru kişiye kurabilen bir çocuk yetiştirmek.
29. Yanlış:Gösterişe meraklı çocuk yetiştirmek.
Doğru: Mütevazi ve kendinden emin çocuk yetiştirmek.
30. Yanlış:Savruk çocuk yetiştirmek.
Doğru: Tutumlu ve tutarlı çocuk yetiştirmek.
31. Yanlış:Asi çocuk yetiştirmek.
Doğru: Kurallar Hakka isyanı emretmediği sürece uyumlu ve doğru davranmayı başaran çocuk yetiştirmek.
32. Yanlış:Bilmiş çocuk yetiştirmek.
Doğru: Bilge çocuk yetiştirmek. Bildiğini de, bilmediğini de bilen çocuk yetiştirmek.
33. Yanlış: Bağımlı çocuk yetiştirmek.
Doğru: Tek başına yeteneklerini ortaya koyabilen, medeni cesareti yüksek çocuk yetiştirmek.
34. Yanlış:Yalnız çocuk yetiştirmek.
Doğru: Akraba, aile ve arkadaşları arasında sağlıklı bir denge kurabilen bir çocuk yetiştirmek.
35. Yanlış: Obur çocuk yetiştirmek.
Doğru: Dengeli ve yeterli beslenmeyi bilen çocuk yetiştirmek.
36. Yanlış: Kavgacı çocuk yetiştirmek.
Doğru: Hakkını ararken zulmetmeyen ve hakkını da yedirmeyen güçlü çocuk yetiştirmek.
37. Yanlış: Pısırık çocuk yetiştirmek.
Doğru: Yiğit çocuk yetiştirmek.
38. Yanlış: Müşkülpesent çocuk yetiştirmek.
Doğru:Şükretmeyi ve sabretmeyi bilen çocuk yetiştirmek.
39. Yanlış: Her duyduğuna inanan ve yanlışa kolay meyleden çocuk yetiştirmek.
Doğru:Duyduklarını Kuran ve sünnet çizgisinde yorumlamayı bilen çocuk yetiştirmek.
40. Yanlış: Boş hayallerin ve eğlencenin tutkunu çocuk yetiştirmek.
Doğru: Hayatı Rabbine adamış hedefi Ahirette güzel bir derece kazanmak olan çocuk yetiştirmek.
HAZIRLAYAN : Hatice Dilek Cengiz
- Published in Seminer Notlarım
Ahir Zamanda İbrahim Olmak
- Sınandığı konularda Rabbinin emirlerini tam olarak yerine getirmeyi gerektirir. (2/125)
- Sadece kendisini değil soyunu da düşünerek dua eder. (2/125)
- Bulunduğu yerin emin bir belde olması için çalışır ve dua eder.(2/126)
- Allah’a ve ahiret gününe iman edenlere dua eder.(27126)
- Nesli ile birlikte ibadet yapılacak yer inşa eder.(2/127)
- Kendi Rabbine bizi boyun eğenlerden kıl, neslimizden de itaatkar bir ümmet çıkar diye dua eder.(2/128)
- Kavminin akıbeti için dertlenir : ‘Onlara senin ayetlerini okuyacak, kitap ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir peygamber gönder, üstün gelen ve her şeyi yapan’ sensin der. (2/129)
- Evlatlarına vasiyeti:’ Allah sizin için bu dini seçti. ‘O halde sadece müslümanlar olarak ölünüz.’ demiştir.
- Rabbi ona: ‘Müslüman ol!’ dediğinde, ‘Alemlerin Rabbine teslim oldum!’ demişti.
- Şüphesiz İbrahim Nuh’un milletinden di. Çünkü rabbine ‘Kalbi selim!’ ile geldi. (37/83,84)
- Asrının hükümdarı Nemrud’a: Benim Rabbim öldürür ve diriltir’ dediğinde, ‘Ben de öldürür ve diriltirim!’ deyince. ‘Benim Rabbim güneşi doğudan doğruyor haydi sen de batıdan doğursana!’ demiştir. (‘2/258)
- Rabbine: ‘Rabbim bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster?’ demiş, ‘Yaksa inanmadın mı Ya İbrahim?’ diye sorduğunda, ‘İnandım fakat Kalbimin mutmain olması için!’ cevabını vermiştir. Allah ise : ‘Dört kuş yakala, onları yanına al, sonra kesip parçalarını her bir dağa koy. Sonra onları kendine çağırdığında koşarak sana gelirler. Bil ki Allah azizdir ve hakimdir!’ buyurmuştur. (2/260)
- Kitap ehli O’nun hakkında tartışır, hal bu ki Tevrat ve İncil O’ndan sonra inmiştir. Bilgileri olmayan konular da bile tartışmaktan geri durmazlar. (3/75,76)
- İbrahim ne Yahudi ne de Hıristiyan’dı. O hanif olan bir tanıyan bir mümindi ve müşriklerden de değildi. (3/77)
- İnsanların İbrahim’e en yakını: Ona uyanlar, Hz. Muhammed ve ona iman edenlerdir. Allah iman edenlerin dostudur.” (3/78)
- Babasına: ‘ Babacığım! Duymayan, görmeyen ve sana fayda sağlamayan bir şeye niçin taparsın?’ (19/42)
- ‘Babacığım sana gelmeyen bir ilim geldi bana. Öyle ise bana uy ki seni düz yola çıkarayım!’ (19/43)
- ‘Babacığım; Şeytana kulluk etme! Çünkü o çok merhametli olan Allah’a asi oldu!’ (19/44)
- ‘Babacığım! Allah ‘ın sana gazaplanmasından ve şeytanın yakını olmandan korkuyorum!’ (19/45)
- Babası: ‘Ey İbrahim! sen benim ve atalarının ilahlarından yüz mü çeviriyorsun? Eğer bundan vazgeçmezden seni taşa tutarım! Uzun bir zaman benden uzak dur!’ demiştir. (19/46)
- İbrahim! :’Selam olsun sana! Senin için Rabbimden mağfiret dileyeceğim. Çünkü o bana karşı çok lütufkardır.’ (19/47)
- ‘Sizden ve Allah’ın dışında taptıklarınızdan uzaklaşıyor ve Rabbime yalvarıyorum. Umuyorum ki Rabbime dua etmekle asla bedbaht olmam!’ (19/48)
- İbrahim’in babası için af dilemesi, sadece ona verdiği bir sözden dolayı idi. Ne var ki onun Allah’ın düşmanı olduğu net olarak belli olunca, kendisinden uzaklaştı. Şüphesiz ki İbrahim çok yumuşak huylu ve pek sabırlı idi. (9/114)
- ‘Kafir olarak ölüp te Cehennemlik oldukları belli olanlara akraba dahi olsalar, Allah’a eş koşanlar hakkında af dilemek ne peygamber ne de iman edenlere yakışmaz.’ (9/113)
- Allah İbrahim’e İshak ve Yakup’u bağışladı ve her birini peygamber kıldı. (19/49)
- Allah kesin iman edenlerden olması için göklerin ve yerin melekutunu gösteriyordu. (6/75)
- ‘Gecenin karanlığı onu kaplayınca bir yıldız gördü. ‘Yıldız batınca, ‘Batanları sevmem!’ dedi. (6/76)
- ‘Ayı doğarken görünce; Rabbim budur!’ dedi.O da batınca ; ‘Rabbim bana doğru yolu göstermez is sapanlardan olurum!’ dedi. (6/ 77)
- ‘Güneşi doğar görünce de: ‘Rabbim bu zira bu daha büyük!’ dedi. O da batınca : ‘Ey kavmim, bensizin ortak koştuklarınızdan uzağım.’ (6/78)
- ‘Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratan Allah’a çevirdim ben müşriklerden değilim!’ dedi. (6/79)
- Kavmi onunla tartışmaya girişti. Onlara dedi ki: ‘Beni doğru yola iletmişken Allah hakkında benimle tartışıyor musunuz?.Ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden korkmam. Ancak Rabbimin dilemesi hariç. Rabbimin ilmi her şeyi kuşatmıştır hala ibret almıyor musunuz?’ (6/80)
- ‘Siz Allah’ın haklarında hiçbir hüküm indirmediği şeyleri O’na ortak koşmaktan korkmazken, ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden nasıl korkarım. Şimdi kıyaslayın da söyleyin. İki gruptan hangisi güven de olmaya daha layıktır!’ (6/81)
- İnanıp ta imanlarına herhangi bir haksızlık bulaştırmayanlar var ya işte onlar güven de olmaya layıktır. ve doğru yolu bulanlar da ancak onlardır.’ (6/82)
- İşte bunlar, kavmine karşı İbrahim’e verdiğimiz delillerimizdir. Biz dilediğimiz kimselerin derecelerini yükseltip, şüphesiz ki senin Rabbin hikmet sahibidir, hakkı ile bilendir.’ (6/83)
- ‘Allah’a yemin ederim ki, siz ayrılıp gittikten sonra putlarınıza bir oyun oynayacağım!’ (21/57)
- ‘Yavaşça putlarının yanına vardı! Oraya konmuş yemekleri görünce yemiyor musunuz? ( 37/91)
- ‘Neden konuşmuyorsunuz? dedi. (37/92)
- ‘Sonra da İbrahim onları paramparça etti. Yalnız onların büyüğünü bıraktı. Belki ona müracaat ederler diye. (21/58)
- Putperesler koşarak İbrahim’e geldiler. (37/94)
- İbrahim: ‘yonttuğunuz şeylere mi ibadet edersiniz?’ dedi. (37/95)
- ‘Oysa ki sizi ve yontmakta olduklarınızı Allah yarattı!’ dedi. (37/96)
- ‘Bunu ilahlarımıza kim yaptı. Muhakkak o zalimlerden biridir dediler.’ (21/59)
- ‘Bir kısmı: Bunları diline dolayan bir genç duyduk. Kendisine İbrahim denilirmiş dediler.’ (21/60)
- ‘O halde onu hemen insanların önüne çağırın. Onlar da şahit olsunlar. ‘ (21/61)
- ‘Bunu ilahlarımıza sen mi yaptın ey İbrahim! ‘dediler. (21/62)
- ‘İbrahim: Belki de bu işi şu büyükleri yapmıştır. Hadi onlara sorun eğer konuşuyorlarsa ‘ dedi. (21/63)
- ‘ Bunun üzerine kendi vicdanlarında: ‘Zalimler sizlersiniz sizler! ‘ dediler. (21/64)
- Sonra tekrar eski inanç ve tartışmalarına döndüler. ‘Sen bunların konuşmadığını pek ala biliyorsun!’ dediler. ( 21/65)
- İbrahim : ‘Öyle ise Allah’ı bırakıp ta size hiç bir fayda veya zarar vermeyen şeylere hala tapacak mısınız?’ (21/66)
- ‘Size de Allah’ı bırakıp taptıklarınıza da yuh olsun. Siz akıllanmaz mısınız?’ (21/67)
- ‘Eğer iş yapacaksanız yakın onu da ilahlarınıza yardım edin!’ dediler. (21/68)
- ‘Onun için bir bina yapın ve derhal onu ateşe atın!’ dediler. (37/97)
- İbrahim onlara dedi ki: ‘Siz sırf aranızda ki Dünya hayatına has muhabbet uğruna Allah’ı bırakıp bir takım putlar edindiniz. Sonra kıyamet günü, birbirinizi tanımazdan gelecek ve birbirinize lanet okuyacaksınız. varacağınız yet cehennemdir ve hiç yardımcınız da yoktur. ‘(29/25)
- Ey ateş İbrahim için serinlik ve esenlik ol!’ dedik. (21/69)
- Böylece ona bir tuzak kurmak istediler. Fakat biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar durumuna soktuk. (21/70)
- ‘Oradan kurtulan İbrahim ‘ Ben Rabbime gidiyorum O bana doğru yolu gösterecek!’ dedi. (37/99)
- ‘ O Rabbim bana Salihlerden olacak bir evlat ver! ‘dedi. (37/100)
- ‘İşte o zaman biz onu uslu bir oğul ile müjdeledik.’ (37/101)
- ‘Babası ile beraber yürüyüp gezecek çağa erişince: ‘Yavrucuğum rüyamda seni boğazladığımı görüyorum. Bir düşün ne dersin?’ dedi. O da.: ‘Babacığım emrolunduğun şeyi yap! İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın!’ (37/102)
- ‘Her ikisi de teslim olup onu alnı üstüne yatırınca, ‘Biz Ey İbrahim! Diye seslendik. Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükafatlandırırız. ‘ (37/ 105)
- ‘Bu gerçekten apaçık bir imtihandır. ‘ (37/106)
- ‘Biz oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik.'( 37/107)
- ‘Ardından gelecekler arasında ona iyi bir nam bıraktık.! (37/108)
- ‘İbrahim’e selam!’ dedik. (37/109)
- ‘Biz iyileri böyle mükafatlandırırız.’ (37/110)
- Çünkü : ‘O bizim mümin kullarımızdandı.’ (37/111)
- ‘Elçilerimiz İbrahim’e müjde getirdiler ve ‘Selam sana dediler. O da selam dedi ve hemen kızartılmış bir buzağı getirdi.(11/69)
- ‘Ellerini yemeğe uzatmadıklarını görünce, onları yadırgadı ve onlardan dolayı içine bir korku düştü. Dediler ki ‘Korkma! biz rabbinin melekleriyiz. Lut kavmine gönderildik. (11/70)
- ‘O esnada hanımı ayakta idi: Ona İshak’ı ve ardından Yakup’u müjdeledik. kadın güldü! (11/71)
- İbrahim’in hanımı: ‘Olacak şey değil! ben bir yaşlı kadın ve eşimde bu kadar yaşlanmışken ben mi çocuk doğuracağım? Bu gerçekten şaşılacak şey!’ dedi. (11/72)
- Melekler dediler ki: Allah’ın emrine şaşıyor musunuz? Ey ev halkı! Allah’ın rahmeti ve bereketi sizin üzerinizdedir. Şüphesiz ki O övülmeye layıktır, iyiliği boldur. ‘ (11/73)
- İbrahim kendisinden korku gidince ve müjde geldikten sonra Lut kavmi hakkında bizimle mücadeleye başladı. (11/74)
- İbrahim cidden yumuşak huylu, bağrı yanık ve kendisini Allah’a vermiş biri idi. (11/74)
- Melekler dediler ki: Ey İbrahim! Bundan vazgeç Çünkü Rabbinin emri gelmiştir. Ve onlara geri çevrilmeyen bir azap gelecektir!’ 11/76)
HAZIRLAYAN: Hatice Dilek Cengiz
- Published in Seminer Notlarım
Modern Hayyatta Kul Olmak
- NİYETİMİZ: Rahman’ın razı olduğu bir hayatı yaşayıp, bu dünyadan iman üzere göçmeyi başarmak!
- HEDEFİMİZ: Dünya da hayırlarda yarışıp Sabikunlar arasına girip, Hak Meclisine davet edilmek!
- YAŞAMA BİÇİMİMİZ: HZ. Aişe annemizin Peygamberimizi tanımladığı gibi, Yürüyen Kuran olabilmeyi başarmak!
- SEVDİKLERİMİZ: Rahman’ı sevenler ve Rahman’ın sev dedikleri!
- SEVMEDİKLERİMİZ: Rahman’a, Peygamberlerine, meleklerine, kitaplarına, İslam’a, müminlere düşman olanlar.
- BESLENME ŞEKLİMİZ: Rahman’ın izin verdiklerinden olmalı ve Peygamberimizin tavsiye ettiği şekilde, zamanda ve miktarda yenmeli, içilmeli.
- GİYİNİŞİMİZ: Rahman’ın ayetlerde emrettiği ve Peygamberimizin öğrettiği şekilde olmalı.
- SEYRETTİKLERİMİZ: Peygamber yaşasa O’nun la birlikte seyredebileceklerimiz.
- DİNLEDİKLERİMİZ: Peygamberle birlikte dinleyebileceklerimiz.
- ALIŞVERİŞLERİMİZ: Peygamberimizle gidebileceğimiz alışveriş merkezlerinden, alabileceğimiz markalar ve ürünler.
- ALIŞKANLIKLARIMIZ: “Peygamberin her gün mutlaka ne yapıyorsunuz?” diyecek olsa yapmaktan onur duyacaklarımız.
- UYKU DÜZENİMİZ: Yatsıdan sonra lüzumsuz vakit harcamadan yatmak ve imsak tan önce kalkarak gece neşesinden faydalanmak.
- MESLEĞİMİZ: Rahman’ın dinine en güzel ve en başarılı şekilde, harama bulaşmadan hizmet edebileceğimiz, severek yaptığımız ve bize en uygun branşı seçmek.
- AİLEMİZ: Her ferdi ile Rahman’ın rızasını kazanmayı hedefleyen göz aydınlığı eş ve çocuklarla, hayatın tüm zorluklarına birlikte direnmek.
- KOMŞULUK İLİŞKİLERİMİZ: Kötülüğümüzden emin olunması, insanlıkta örnek davranışlar sergilememiz.
- AKRABALIK İLİŞKİLERİMİZ: Kötü olsalar bile ilişkimizi kesmeden, Rahman’ın kurduğu bağı koparmamak.
- SOSYAL İŞİLKİLERİMİZ: Herkese hak ettiği kadar değer vererek, adil, seviyeli, saygın bir sosyal çevre oluşturmak.
- EĞLENME YÖNTEMİMİZ: Rahman’ın razı olduğu yerlerde ve izin verdiği şekillerde, harama bulaşmaksızın nefsimizin doğal ihtiyaçlarını gidermek.
- TATİL ANLAYIŞIMIZ: Her zamankinden farklı işler yaparak, farklı aktivitelere katılarak, harama bulaşmaksızın gönlümüzü ve bedenimizi dinlendirmek, beynimizi boşaltmak, ailemiz ve sevdiklerimizle mutlu vakit geçirmek.
- DÜĞÜNÜMÜZ: Peygamberi davet edebileceğimiz bir program ve ortamla dünya evine girmek.
- BAYRAMIMIZ: İbadet, ziyaret ve muhabbeti bir araya getirdiğimiz, israfa kaçmadan, alışveriş tuzağına düşmeden, her zaman gidilemeyen ve görülemeyenleri ziyaret edeceğimiz anlar.
- CENAZEMİZ: Her türlü taşkınlıktan, batıl uygulamadan uzak, sade bir törenle kardeşimizi mahşere uğurlamak.
- İLETİŞİM ŞEKLİMİZ: Cinsiyete göre farkı gözeten, kibar, yumuşak ve etkili.
- İNSANA BAKIŞIMIZ: İnsani değerler yönünden tüm insanlarla eşit haklara sahip olduğumuzun bilincinde, din kardeşlerimizle ise öz nefsimize kardeşimizi tercih edecek şekilde olmalı.
- HAYVANLARA BAKIŞIMIZ: Her birinin bir amaç üzere yaratılmış olduğunu bilerek, canımıza kastetmedikleri veya bir zarar görmediğimiz sürece öldürmeyerek, ihtiyaçlarını gidermeye yönelik hizmetler yapmak.
- EŞYAYA BAKIŞIMIZ: Eşyanın hizmetine girmeden, eşyayı bize hizmet eder şekilde kullanmak.
- DÜNYAYA BAKIŞIMIZ: Doğumda ölüme yürüdüğümüz bir yol olarak görüp, yolda karşımıza çıkan cezbedici şeylere takılmadan, tüm nimetlerini en hayırlı şekilde kullanıp, bir yolcu bilinci ile ahiretin tarlası olan dünyayı ayağımızın altına almayı bilmek.
- AHİRETE BAKIŞIMIZ: Dünyada yaptıklarımızın hasadının yapılacağı bir yer olması nedeni ile hazırlanmamız gereken, ebedi bir hayata olabildiğince çok yatırım yapmaya çalışmak.
- ALLAH İNANCIMIZ: Bize şah damarından daha yakın olan, yaratan, yöneten, koruyan, rızıklandıran, öldürecek ve hesap soracak olan olduğunun bilinci ile yaşamak.
- PEYGAMBER İNANCIMIZ: Son seçilen Peygamber olan Hz. Muhammed’ i en güzel örnek insan seçmek ve O’nun gibi yaşamaya gayret etmek.
- DİN ANLAYIŞIMIZ: İslam dışındaki tüm dinlerin ve dünya görüşlerinin batıl olduğunu ve Rahman nazarında kabul görmeyeceğini bilmek. Diğer din sahiplerine baskı veya aşağılama yapmamakla birlikte, onlarla ortak bir noktada buluşmaya kalkıp, kendi dinimizden tavizler vermeye kalkmamak.
- EĞİTİM ANLAYIŞIMIZ: Eğitimin anne karnında başladığı bilinci ile hareket edip, ilk olarak dinimizi öğrenmek, ardından da dinin emirlerini hafife almayan bir eğitim şekli ve programı ile çocukluktan itibaren kendimizi geliştirmek, yetiştirmek, bilgilenmek.
- ÇOCUĞA BAKIŞIMIZ: Rahman’ın anne babaya emanet ettiği, en güzel şekilde yetiştirilmesi gereken emanetler olduğunu bilmek.
- KADINA BAKIŞIMIZ: Rahman’ın erkeğe emanet ettiği, şefkatle muamele edilmesi gereken yol arkadaşları.
- ERKEKLERE BAKIŞIMIZ: Rahman’ın sorumlu yönetici tayin ettiği, sürüsünden sorumlu olan çobanlar, hakka davet ettikleri sürece itaat edilmesi gerekenler.
- YAŞLILARA BAKIŞIMIZ: Rahman’ın biz evlatlara, gelinlere, damatlara, torunlara emanet ettiği, ikinci çocukluk yaşayan, hürmete layık insanlar.
- TARİHE BAKIŞIMIZ: Lanet etmek veya göklere çıkarmak şeklindeki yanlışlardan kaçınarak, gerekli ibreti alıp, üzerimizde hakkı olanlara vefasızlık etmemek.
- BİLİME BAKIŞIMIZ: Allah’ın varlığını, kudretini, ilmini temel referans kabul ederek, dünyanın sırlarını keşfetmeye çalışmak ve insanlığın hayrına sunulmak üzere araştırmalar yapıp, güzel sonuçlardan eşit bir şekilde tüm insanlığı faydalandırmak.
- MEDYAYA BAKIŞIMIZ: Her türlü basın yayın yöntemini kullanarak İslam’a savaş açanlara karşı uyanık olup, Allah’ın fasık olarak niteledikleri haberler ile gündemimizi kirletmemek.
- MODAYA BAKIŞIMIZ: İnancımızın temel değerlerini yok sayan hiçbir tasarımcının tasarımlarına kapılmadan, ilahi çizgimizden ve Peygamberi stilimizden sapmayacak şekilde farkımızı ortaya koymak.Hazırlayan : Hatice Dilek Cengiz
- Published in Seminer Notlarım
Eş Seçiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?
-
İTİKADİ
-
- Tevhidi bir bilince sahip olmalı.
- Ümmet bilinci taşımalı.
- Kur’an bilinci taşımalı.
- Sünnet bilinci taşımalı.
- İstişare bilinci taşımalı.
- Hikmet bilincine sahip olmalı.
- İlim sahiplerine değer vermeli.
-
AHLAKI
-
- Doğruluk.
- Yumuşaklık.
- Nezaket.
- Güzel sözlü olma (fasih konuşma).
- Adalet.
- Vefa.
- Temizlik (Giysi, el, yüz, ağız, saç)
- Edep.
- Cömertlik.
- Sabır.
- Tevazu.
- Fedakârlık.
-
İBADETİ
-
- Zikir (Kur’an, Tesbih, Her an Allah’ı anma).
- Namaz (5 + Gece neşesi)
- Oruç ( Ramazan harici Pazartesi,Perşembe… v.s).
- Umre – Hac
-
KÜLTÜRÜ
-
- Nasıl bir aileye mensup?
- Gelenekleri mi, İslam mı
hayatına hâkim? - Aile bağları sıkımı, gevşek mi?
- Ailede kaçıncı çocuk?
- Ailenin ondan beklentileri?
- Onun ailesinden beklentisi?
-
EĞİTİMİ
-
- Baştan sona gördüğü eğitimler, mezun olduğu yerler nelerdir?
- Mesleği ne?
- Meslek dışı, gelir getiren bir yeteneği var mı?
- Neden bu mesleği seçmiş?
- Aslında olmak istediği ne imiş?
- İşini seviyor mu?
- Devlette mi, özelde mi çalışıyor?
- Kadrolu mu, sözleşmelimi?
- Sigortası var mı?
-
PLANLARI
-
- Beş yıl sonra nerede ve ne yapıyor olmak istiyor?
- 10 yıl sonra nerede ve ne yapıyor olmak istiyor?
- Ölümü nerede ve ne şekil olsun istiyor?
- Evlilikten beklentisi ne?
- Anne- Baba olmaya hazır mı?
- Neden Anne – Baba olmak istiyor?
- Evliliğe hazırlanmış mı?
- Cinsellik konusunda yeterli ve doğru bilgiye sahip mi?
- İyi bir eş ve baba olamaya, ya da iyi bir eş ve anne olmaya hazır mı?
-
EKONOMİSİ
-
- Aylık geliri ne kadar?
- Bir aile ona göre kaç liraya geçinir?
- Para ona göre ne ifade ediyor?
- Tutumlu, cimri, cömert kimdir?
- Cimri ve cömertten anladığı ne?
-
HOBİLERİ
-
- Yapmayı sevdiği şeyler neler?
- Yetenekleri neler?
- Nasıl eğlenir?
- Nasıl dinlenir?
- Nerede ve nasıl gezmek veya tatil yapmak ister?
-
FOBİLERİ
-
- Korkuları var mı?
- Varsa neler?
- Bu konuda tedavi gördü mü?
-
SAĞLIĞI
-
- Kalıtsal bir hastalığı var mı?
- Kronik bir hastalığı var mı?
- Ailede sık görülen hastalıklar?
- Geçirdiği ameliyat var mı?
- Düzenli veya sık kullandığı ilaç var mı?
- Yaşadığı hayattan memnun mu?
- Published in Seminer Notlarım
Müslümanın Şahsiyet Gelişimi Önündeki Engeller
- Bilgisizlik: Doğru bilgiyi doğru kaynaktan öğrenmiyoruz, öğrensek te kulak veya gönül ardı ediyoruz.
- Bilinçsizlik: Bilgiyi ne için öğrendiğimizin şuurunda davranmıyoruz.
- İlimsizlik: Kalıcı ve güncel olanı bilmeye çalışmıyoruz.
- Cesaretsiziz: Adeta kendi gölgemizden bile korkar hale gelmiş olduğumuzu, ancak sorunlarla mücadele edemediğimizde anlıyoruz.
- İlkesizlik: Ne kendimizin ne de başkalarının haklarını gereği gibi korumuyoruz.
- Sevgisizlik: Sevilmesi gerekeni sevilmemesi gerekenden ayırt etmeyi bilmiyor, bilmeye uğraşmıyoruz.
- Güvensizlik: Değil başkalarına, önce Rabbimize, sonra ise kendimize gereği gibi güvenmiyoruz.
- Emniyetsizlik: Elimizden ve dilimizden emin olamadığımız gibi, emin insanları aramıyor, bulduğumuzda ise, şüphe duyup sorguya çekiyoruz.
- Neşesizlik: Hayata vermemiz gereken değeri hiçbir zaman vermiyor, ortamı şenlendirmeyi, seven ve sevilen insan olmayı bir türlü beceremiyoruz.
- Huzursuzuz: Yapılması gerekeni yapmadığımızdan, bir türlü tatmin olmuyoruz.
- Tatminsiziz: Rabbi değil nefislerimizi razı etmeye çalıştıkça, daha çok batıyor, bunalım takılıyoruz.
- Hürmetsiziz: Kadir kıymet bilmiyor, kadrin kıymetini tartacak teraziyi kuramıyoruz.
- Hedefsiziz: Yaratılış gayesini unutmuş gibi yaşarken, körlerle yatıp, sağırlarla kalkıyoruz.
- Besmelesiziz: Her işi O’nun adıyla ve O’nun rızasına uygun yapmadığımızdan hatalarımızı tekrarlıyoruz, neden kısır döngüye düştüğümüzü bile anlamlandıramıyoruz.
- Şükürsüzüz: Gereği gibi Rabbi anmadığımız için; olmayanı istiyor, olanı heder ediyor, olması için gayret etmiyor, olana ise yeterince ne şükür, ne teşekkür etmiyoruz.
- Sağlıksızız: Canımızı heder edip, olanı korumayarak kendi kendimizi katlediyor, katlettiklerimizi kazanmak için dilenciden beter hallere düşüyoruz.
- Seviyesiziz: Kiminle, nerede, ne, nasıl konuşulur bilmezken, peygamberi gereği gibi anlamamıza neden olacak bir hadis arşivine, mail kutumuz kadar bile önem vermeyerek, ömrümüzü leylek olmadığımız halde, çoğu zaman bilgisayar başında laklakla geçiriyoruz.
- Saygısızız: Büyük küçük, maddi ya da manevi hiçbir şey ya da kimseyi gerektiği gibi ciddiye almıyoruz.
- Terbiyesiziz: Afedersiniz diyerek bile affedilmeyecek haller sergileyip, edebi ile davranana ucube muamelesi yapıyoruz.
- Şaşkınız: Ne bildiğimizden, ne de bilmediğimizden emin olamadan, onu bunu izlemek ya da taklit etmekle bir ömrü har vurup harman savuruyoruz.
- Yorgunuz: Yükümüzü paylaşacak yürekler bulmakta zorlandığımız ya da lüzumsuz yükler aldığımız için.
- Yalnızız: Bir türlü birlikte ve organizeli olmayı başaracak nitelikte, doğru niyet ve hedefler belirleyemediğimiz için, fert fert gücümüzü boşa harcıyoruz.
- Disiplinsiziz: Yaptığımız işleri programsız yahut laubali bir havada yaptığımızdan, bir türlü verim alamıyoruz.
- Erdemsiziz: Parmakla gösterilir olmak yerine, parmakla sürekli birilerini gösterip eleştirerek, insan etiyle besleniyoruz.
- Hadsiziz: Pek çok konuda ne haddi biliyor, ne haddi takıyor, ne de haddini bildirmeyi bilmeyerek, sınırsızlığın kaosunda tükeniyoruz.
- Tevekkülsüzüz: Her şeyi kendi gücümüzün sınırları ile sınırlı sayma gafletine düşerek, ilahi yardımı hak eder hali bir türlü kuşanamıyoruz.
- Vefasızız: Günün birlik ilgiler, ilişkiler kurup gün sonunda adeta tedavülden kaldırır gibi yaşanmamış sayarak, hayatı yaşanılmaz, paylaşılmaz, katlanılmaz kılıyoruz.
- Adsızız: Yaptığımız işlerin, söylediğimiz sözlerin, tuttuğumuz yolun adımıza ve ahdimize yaraşır olası için çabalamıyoruz.
- Umutsuzuz: Saman çöpü gibi yanıp sönüveren, sığ hedeflere kilitlenip, mekiğimizi bir türlü yerinden kaldıracak iman yakıtını depolayamıyoruz.
- Basiretsiziz: Dostu düşman, düşmanı dost belleyip, hakkımızda hayırlı olanı olmayandan ayırt edecek bir Kurani birikim için, kitabımızı gereği gibi ve gereği kadar okumuyoruz.
- Azimsiziz: Reklamı olmayan hiçbir şeye pirim vermiyor, dürtme akılla iş yapılmayacağını bilmez gibi davranıyoruz.
- Müsrifiz: İnsanı, zamanı, emeği, parayı, sağlığı, sevgiyi, saygıyı dahası önümüze ne çıkarsa bozuk para gibi harcıyor, sonra da harcanmış olmaktan sızlanarak kafa şişiriyoruz.
- Eylemsiziz: Çok konuşup, çok yiyip, çok uyuyarak, tembellik hastalığının tedavisinin iş değiştirmek olduğunu bilmiyor ya da bilmezden geliyoruz.
- Kötümseriz: Başaramadıklarımızın listesini başarmak isteyenlerin gözüne sokup, herkesi kendimiz gibi sanma yanlışına düşüyoruz.
- Duasızız: Rahman’sız iş yapmanın rahmetsizliği eşliğinde, kah ağlıyor, kah gülüyor fakat kendimizi kandırmaktan bıkmaz gibi, istemek zorunda kalmadan, istemeyi bile bilemeyerek nankörleştiğimizi görmüyoruz.
- İhlassızız: O görüyor ve biliyor diye değil onlar görsünler, bilsinler, sevsinler diyerek yapılan iç hiç bir işten, bir türlü hayırlı sonuçlar almıyoruz.
- Hayasızız: Kimsenin bilmediklerini bilen bir Rabbe gereği gibi kul olmayı başaramadığımız her anda, utanılası işler yapıyoruz.
- Güçsüzüz: Kof bilgi, kof gıda, kof eğlenme yöntemlerimizden dolayı verilenleri de boş işlerde tüketerek, olan gücümüzü de harcadığımızdan sürekli kan kaybeder gibi güç kaybediyoruz.
- Kalpsiziz: Kalbi davranmayı bırakıp, beyinsizlere özenir hale geldiğimizden, beynimizin iğdiş edilmişliğini fark etmiyoruz.
- İmansızız: İnanmamız gerektiği gibi yaşamadığımızdan, şirksiz bir imanı kuşanmadığımız halde, İslam olduğumuzu sanıyoruz.
- Şahsiyetsiziz: İnsan olmayı bile becerememişken, İslam olduğumuz iddiası ile hem Rabbimizi hem insanlığı kandırdığımızı sanıp, bu koskoca yalana kimse inanmasa da biz inanmakla, aslında en büyük ihaneti kendi kendimize yapıyoruz.
“Ya Rahman bizi Yüreklerimizden tut ve hoşnut olacağın yolda yürüt! “Amin!
HAZIRLAYAN: HATİCE DİLEK CENGİZ
- Published in Seminer Notlarım
Kaybettiğimiz İki Değer Sağlık Ve Boş Vakit
Sağlığımızı Nasıl Kaybettik Ve Tekrara Nasıl Kazanabiliriz?
- Hay olan Rabbimizle olan hayati bağımızı kestik!/Şirksiz bir bağla yeniden bağlanmalısınız.
- Hidayet Rehberimiz Kuran’la irtibat kurmadık, kurduysakta nitelik kazandırmadık veya harcadık!/Yeniden Kitaplı yaşamayı ve kitaba göre yaşamayı bilmelisiniz!
- Peygamberimizi sözde sevdik, andık, ama örnek almadık!/ Onu güzel bir örnek olarak modellemelisiniz.
- Dini afyon gibi uyuşmak, yatışmak, gevşemek için kullandık!/ Hayatımızın her anını dinin hükümlerine göre tanzim etmelisiniz.
- Üzerimizdeki nimetlerin hakkını vermek için gerektiği gibi korumadık!/ Vücudumuzu çok iyi tanıyıp hangi uzvu nerede, ne kadar, nasıl kullanmak gerektiğini bilmelisiniz.
- Gerektiği kadar, gereken için, gerektiği şekilde çalışmalıydık!/ Sağlığınızı bozacak kadar uzun süreli, bedeninizi zorlar pozisyonlarda ve ortamlarda, ruh ve beden sağılığınız tehdit eden şartlarda çalışmamalısınız.
- Teknolojik aletleri gereğinden çok ve yanlış amaçlarla kullandık!/ Teknolojiyi bazen tuz, bazen ilaç, bazen kütüphane, bazen arşiv, bazen iletişim, bazen ticari amaçla kullanmakla birlikte, hiçbir zaman onun sizi kullanır hale gelmesine izin vermemelisiniz.
- Kendimize gereken değeri vermeyip, el ne der için yaşar hale geldik!/ Rabbim ne deri önceleyip, kınayıcının kınamasından etkilenmemeyi bilmelisiniz.
- Korku, vehim, kaygı, panik, stres yayan şer güçlerin sıkı takipçisi olduk!/ Şeytanın tüm bunları koordine eden ana kumanda merkezinde olduğunu bilmelisiniz.
- Hilesiz, yalansız, entrikasız, dalaveresiz, demagojisiz söz söylemez ve iş yapmaz olduk!/ Emin insan olmayı ve emniyet hissettirmeyi bilmelisiniz.
- Maddi refahın peşinde koşar olduk!/ Maneviyat olmaksızın kazanılan maddi gücün kişiyi helaka sürükleyeceğini bilmelisiniz.
- Bıkkınlık, yorgunluk, üzüntü, korku, kaygı gibi duyguların orta şiddette hissedildiğinde, dünyaya dair yaşanılabilecek haller olduğunu unuttuk!/ Bütün bu duyguların biteceği yerin Cennet olduğunu hatırlayıp sabrı ve tevekkülü seçmeyi bilmelisiniz.
- Yaşam alanlarımızda; bize zarar veren, aklımızı çelen, gönlümüzü batılla eğleyenlerle birlikte batıla daldık!/ Unuttuğumuzda düştüğümüz gafletten bizi uyandıracak dostlar seçip, sağlığımız her yönü ile tehdit eden kişi, ortam ve alışkanlıkları terk etmeyi bilmelisiniz.
- Merak ve heyecan duygumuzu yanlış yer ve amaçlar için kullandık!/ Macera uğruna veya sırf denemiş olmak için denediklerinizle, ahretinizi mahvetmemelisiniz.
- Dost kim düşman kim aldırmaz şekilde yaşar hale geldik!/ Kimin neyi ne için ürettiğini ve sunduğunu iyice araştırıp bilmeden yeniliklerin peşine düşmemelisiniz.
- İçimizi ihmal edip, sadece dış görünüşümüze önem verir olduk!/ İçimizi yani nefsimizi ve bedenimizin tüm organ ve sistemlerini koruyup sağlıklı tutacak önlemleri almalısınız.
- Eğlenceye düşkün ve zevk odaklı yaşar hale geldik!/ Az yemek, az uyumak, az konuşmakla kendinizi eğitmeyi bilmelisiniz.
- Sevgi, saygı, vefa, hürmet, fedakarlık, gayret, sabır, şükür gibi insani değerlerimizi kaybettik!/ Biz kendi durumumuzu değiştirmedikçe Allah’ın yardımını hak edemeyeceğinizi bilmelisiniz.
- Ümidimizi kaybedip, hatalarımızda ısrar etmeye devam ettik!/ Rahman’ın kulunu hiçbir zaman terk etmediği ve darılmadığını hep hatırda tutup, her yıkımdan veya her kusurdan sonra yeniden dua ve tevbe ile yeşermeyi bilmelisiniz.
- Niyette ve hedefte saptık, azdık!/ Hayatta biricik amacınızın kulluk, niyetinizin ise Allah’ın rızasını kazanmak olması gerektiğini bilmelisiniz.
Zamanı Nasıl Diriltebiliriz?
- Ne zaman bir işe başlayacak olsanız; bu işten bana ne kazanç var diye sormalı, hem dünya hem ahirette kazandıracakları seçmeli, bunun için de yaptığınız her işi ibadet bilinci ile yapmalısınız.
- Size vakit kaybettirdiğini fark ettiğiniz her kişiden, her işten, her ortamdan uzak kalmayı başarmalısınız!
- Pişman olduğunuz işleri tekrar tekrar yapmayacak kadar akıllı olmalısınız.
- Bir işe başlamadan çok iyi düşünmeli, tüm şartları çok iyi değerlendirmeli, gereken hazırlığı tam yapmalısınız!
- Kötülerle kötü işlere ortak olmamak için azami gayret sarf etmeli, yine de unutup yanıldıklarımız varsa diye daima tevbekar olmalısınız.
- Bir işi hızlı, kolay, etkin yapmanın yollarını öğrenip boşa kürek çekmemelisiniz!
- Maddi gücünüzü çok dikkatli kullanmalı, maddi imkânlarınızla kısa zamanda çok iş yapabilmeyi bilmelisiniz!
- Zamanınızı heba edenlere asla fırsat vermemeli, ilişkilerinizde orta yollu olmalısınız!
- Her arandığında yahut istendiğinde ulaşılabilir olamayacağınızı bir şekilde etrafınızdakilere söylemeli, anlayışsız olanlar için kendinizi ezmemeli ve üzmemelisiniz!
- Her geçen gün geriye bakıp, ileri mi geri mi gittiğinizin muhasebesini yapmalısınız!
- Yüzünüzde ki, saçınızdaki, bedeninizde ki yılların etkisini doğru okumalı, her geçen gün bir antika eşyadan çok daha fazla değer kazanarak, kalitenizi arttırmayı bilmelisiniz!
- Girip çıktığınız, geçip gittiğiniz her yerde kalıcı izler bırakacak bir erdem ve ilme sahip olmak için kendinizi hap hayırda yarışmaya adamalısınız!
- Her şey için en doğru zamanın ne zaman olduğu konusunda, Kuran’dan her gece özel eğitim almalısınız!
- Ömrünü bereketli geçirmiş insanların neyi, ne zaman ve ne şekilde yaptığını araştırıp öğrenerek, kendi hayatına yenilikler eklemelisiniz!
- Ertelediklerinizi tek tek gündeminize alarak, bir bir halletmeli, zihninizi hantallaştıran bu yüklerden kurtulmayı bilmelisiniz!
- Bir işe başlarken mutlaka plan yapmalı, zamanı sınırlamalı, acil ya da istemsiz gelişmelerin getirdiği aksilikler yüzünden planınızdan vazgeçmek yerine, hemen yeni bir planlama yaparak işlerinizi yarım bırakmamayı bilmelisiniz.
- Aldığınız kararları uygulamakla birlikte vaktinden önce ilan etmeyerek, kem göz ve niyetlilerin şerlerinden sakınmayı bilmelisiniz.
- En yakınız olanlarla ve en çok sevdiklerinizle zamanı çok verimli ve hoş geçirerek nefislerinizi dinlendirmeyi bilmelisiniz.
- En az malzeme, en az insan, en az güçle en çok nasıl verim alınıra kafa yorup, hiçbir şeyi israf etmemelisiniz.
- Zamanın Rabbi için yapılan her işte O’nun yardımını istemeyi unutmamak adına, her işe BİSMİLLAH diyerek başlamalı, daha niyet ettiğiniz anda İNŞAALLAH diyerek Rabbinizi hep hatırınızda tuttuğunuz O’na ispatlamalısınız ki :’Beni anın ki ben de sizi anayım !’ müjdesini hak eden bir kul olabilme şerefi ile bir ömrü afiyet içinde geçirebilesiniz!
‘Daima Allah’a yönelmiş bir kul olmakla , anılası kullardan olmamız duası ile!
SELAM OLSUN YAŞARKEN VE ÖLDÜKTEN SONRA ADINI GÖKLERDE VE YERDE ANDIRABİLENLERE!
Rabbim bizleri ve soyumuzu bu güzide kullarında eyle! AMİN!
Velhamdülillahi rabbilalemin!
HAZIRLAYAN: HATİCE DİLEK CENGİZ
- Published in Seminer Notlarım
Ne? Kime? Ne Zaman Söylemeli?
Ne Söylenmeli?
1. Hayatın amacının ne olduğu söylenmeli
2. Bu amacı nasıl gerçekleştirmemiz gerektiği.söylenmeli
3. Doğrular söylenmeli
4. Bilmesi gerekenler söylenmeli
5. İhtiyacı olan her şey söylenmeli
6. Gerçekler söylenmeli
7. Tehlikeler söylenmeli
8. Helal ve haram olanlar söylenmeli
9. Mubah olanlar söylenmeli
10. İnsanın eşrefi mahlukat olduğu söylenmeli
11. Şeytanın en şedit düşman olduğu söylenmeli
12. Kafir ve münafıktan dost edinilemeyeceği söylenmeli
13. Din kardeşini öz nefsine tercih etmesi gerektiği söylenmeli
14. Akraba ile ilişkimizi kesmemiz gerektiği söylenmeli
15. Allah, Rasulü ve ben bilinci kazanması gerektiği söylenmeli
16. Din bağının kan bağından önemli olduğu söylenmeli
17. Harama yaklaşmamanın önemi söylenmeli
18. İnandım demekle değil inandığını yaşamakla kurtulunabileceği söylenmeli
19. İşleri acil, ahiretlik ve dünyalık sırası ile yapması gerektiği söylenmeli
20. Kadın ve erkeğin farkı ve birbirine ihtiyacı olduğu söylenmeli
21. Büyüğe saygı küçüğe şefkatin önemi söylenmeli
22. Duygu ve düşünceleri kontrol edecek iradenin imanla kazanılabileceği söylenmeli
23. Önce iman sonra Kuran sırasının önemi söylenmeli
24. Allah’tan razı olarak ve Allah’ı razı ederek yaşamayı seçmenin önemi söylenmeli
25. En çok Allah’tan korkmanın ve en çok Allah’ı sevmenin önemi söylenmeli
26. Dinimize ve bize düşmanlık etmeyenlere iyi ve adil davranmanın önemi söylenmeli
27. Kötülüğün, israfın, fuhşun normal karşılanamayacağı söylenmeli
28. Ailenin önemi söylenmeli
29. Anne babalığın bir eğitim gerektirdiği söylenmeli
30. Evlat olmanın sorumluluğu söylenmeli
31. İbadet bilinci ile yaşamanın önemi söylenmeli
32. Allah ile bağını sıkı tutanların dünyevi sorunlarına Rahman’ın kefil olacağı söylenmeli
33. Allah’a adanmış bir hayatta, mal ve canı O’na satarak şehadet diler halde olmanın önemi söylenmeli.
Kime Söylenmeli?
34. Anne ve babamıza
35. Eş ve çocuklarımıza
36. Kardeşlerimize
37. Akrabalarımıza
38. Komşularımıza
39. İş arkadaşlarımıza
40. Mahallemizdekilere
41. Muhatabımıza
42. Müşterimize
43. Evimize girip çıkanlara
44. Evlerine gittiklerimize
45. Yol arkadaşımıza
46. Dostumuza
47. Arkadaşlarımıza
48. Tanıdıklarımıza
49. Anne babamızın dostlarına
50. Öğrencimize
51. Öğretmenimize
52. Hastamıza
53. Danışanımıza
54. Doktorumuza
55. Personelimize
56. İşçimize
57. Amirimize
58. Sınıf arkadaşımıza
59. Zindan arkadaşımıza
60. Asker arkadaşımıza
61. Nöbet arkadaşımıza
62. Erimize
63. Komutanımıza
64. Başkanımıza
65. Çocuklarımızın arkadaşlarına
66. Halkımıza ve hatta komşu halklara
Ne Zaman Söylenmeli?
67. Anne karnında
68. Kucağımıza aldığımız andan itibaren
69. Konuşmaya başladığında
70. Evimizin içinde iken
71. Misafirlikte iken
72. Sokakta iken
73. Akrabalar içinde iken
74. Resmi ortamlarda
75. Ergenlik öncesi
76. Ergenken
77. Ergenlikten sonra
78. Olgunluk çağında
79. Yaşlılığında
80. Sağlıklıyken
81. Hastayken
82. Mutluyken
83. Dertliyken
84. Güçlüyken
85. Zayıfken
86. Zenginken
87. Fakirken
88. Mukimken
89. Yolcuyken
90. Bekarken
91. Evliyken
92. Dulken
93. Suçluyken
94. Suçsuzken
95. Barış ortamında
96. Savaş ortamında
97. Yalnızken
98. İnsanlar arasında iken
99. Rabbimizle iken
HAZIRLAYAN: HATİCE DİLEK CENGİZ
- Published in Seminer Notlarım