Bir Soru Bir Cevap
Bir Soru Bir Cevap
Soru: Peygamberimiz ‘Ya hayır söyle ya sus!’ dediği halde niye ne hayrı söylüyoruz ne de susmuyoruz?
Cevap:
-Hayrı bilmiyoruz
-Hayrı duymak istemiyoruz
-Hayrın kıymetini bilmiyoruz
-Hayrın Allah’ın indirdiği olduğuna inanmıyoruz
-Hayra davet edenin insani eksiklerine takılıp, hayra düşman oluyoruz
-Ahirette geçecek tek akçenin hayır olacağına inanmıyoruz
-Şeytana pabucu ters giydirecek kadar şeytanlaşmışız
-Susmamız gerektiği yerde susacak olgunlukta değiliz
-Nerde susulur bilmiyoruz
-Küfrederek boşalmak nefsimizin işine geliyor
-Beni uyar diyende değil, taş kalplilerde yankı uyandırmaya çalışıyoruz
-Susturulduğumuzda nerde hata yaptım demeyi başaramıyoruz
-Susarak kime cevap verilir bilmiyoruz
-Susmayı her yerde rahmet sanıp, öyle bir yerde ve zaman da susuyoruz ki zulme ortak olup, dilsiz şeytanlaşıyoruz.
Hatice Dilek Cengiz
- Published in Makalelerim
Küçük Şey Var Mıdır?
Bir Soru Bir Cevap
Soru: Küçük şey var mıdır?
Cevap: Allah Kuran’da zerreler tartılacak der.Küçük şey yoktur. Ne bir insanı, ne bir hayvanı, ne bir eşyayı, ne bir damla gözyaşını, ne bir parça ekmeği, ne bir imzayı, ne bir küfürlü sözü, ne bir bakışı, ne bir yalanı küçümsememeli, Allah’a verilecek hesabı, ya kaybedersem dediğimiz bir kişiden, maldan ya da sınavdan çok ama çok daha fazla önemsemeliyiz.
Ne de olsa terazide neye ne kadar kıymet verilecek bilmiyoruz değil mi kardeşler?
Hesap vereceğinin bilinciyle, Rabbi için hassas davranan,şirk koşmaktan, günahı hafife almaktan, günahkarları sevip yüceltip takip etmekten, kalp kırmaktan, yıkmaktan ve yakmaktan korkanlara selam olsun. Amin
Yaşam Koçu
Hatice Dilek Cengiz
- Published in Makalelerim
Sabırlı Kimdir?
Bir Soru Bir Cevap
Soru: Sabırlı kimdir?
Cevap:
1-Allah’ın emirlerine gönüllüce teslim olan.
2-Allah’ın yasaklarından gönüllüce uzak duran.
3-Allah’ın hakkındaki takdirinin mutlak hayır olduğuna inanan.
Öfkenin, isyanın, çirkefliğin, ihanetin, kötümserliğin, terörün insan soyunu kirlettiği, mahvettiği, katlettiği şu dünya da çelik gibi iradesi ve sabrı olan kardeşlere çok ama çok ihtiyaç var kardeşler.
Rabbim içimizde ki beyinsizler yüzünden bizi helak etme ve bizi dinini yaşamakta sabırlı kıl.
Amin
Hatice Dilek Cengiz
www.huzuryasamkocu.com
- Published in Makalelerim
Makul İnsan Kimdir?
Bir Soru Bir Cevap
Soru: Makul insan kimdir?
Cevap: Akla yatanı akıllıca gören her insandır. Akla yatan nasıl tespit edilecek diyeceğinizi duyar gibiyim. Çok basit kardeşler. Allah insanlığa adı vicdan olan, ortak bir akıl yerleştirmiştir. Selam olsun tertemiz vicdanıyla Rabbinin emirlerine, bir çocuk coşkusu ve saflığıyla gönüllüce teslim olanlara. Amin
Hatice Dilek Cengiz
- Published in Makalelerim
Din Nedir?
DİN NEDİR?
Hayat denizinde yüzerken, denizin Rabbini her daim hatırda tutmak, kasırgalardan O’nun azametine sığınmak!
Karada yol alıyorsak, yerin dibine geçirilenlerden olmamak için uyarılarına kulak, göz ve gönül vermek!
Bir dil ve iki dudak ile daima dilini ıslak, kalbini açık tutmak!
Güzel sözü, salih amelle kanatlandırıp O’na uçmak!
Tüm korkuları, zatının korkusuyla eritmek.
Tüm sevgileri rızasına bağlamak, gazaplandıracak olanlarından affına sığınmak!
Her şeytanî vesveseyi, Rahmânî öğreti ile mat edip dimdik ayakta, kıyamda kalmak.
Yalnız O’na bel bükmek!
Yalnız O’na boyun eğmek!
Yalnız O’na yakarmak!
Hesabı O’nun ince ince tuttuğunun bilinci ile
Hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı nimetlere ermek için
Gerekirse işten, aştan, eşten, evlattan, anadan, babadan, dünyadan vazgeçmeyi göze almak,
Güzel olan her şeyi dünyada tüketmeyerek,
Geceleri, indirdiği nurla, secdelerde gözyaşları dökerken,
Seherlerde, dua dua işlerken umut kaftanını,
Gündüzleri uzun uğraşıların içerisinde, ihmal etmeden namazını,
Dosdoğru terazi ile tartıp insanların mallarından eksiltmeden,
Hainliği meslek edinmiş,
Alabildiğine ayıplayan,
Söz getirip götüren,
Sonra da kulağı kesik (kötülüğü nam salmış) olanlarla ilişkilerinde, mü’min bir delikten iki kez ısırılmaz ilkesi ile davranıp “İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi de helâk etme ya Rab” diyebilmek için
Aslandan ürküp kaçan yaban eşekleri gibi
Haktan gelen uyarıya kulağını sağır, gözünü kör, kalbini kılıfta tutanlara, Kur’ân ile büyük bir mücadele verip
Peygamber ve arkadaşları gibi dar geldiğinde dünya, “Allah’ın yardımı ne zaman?” diyenlere “Allah’ın yardımı çok yakın!” deyip
“Kalkın ve ilahlarınıza sahip çıkın!” diyen batıl toplumlara inat
Yolunda bir duvarın tuğlaları gibi saf saf dizilenlerle, aynı safta yer alarak
Göklerin ve yerin ordularını yanına katarak;
“Rabbin seni terk etmedi ve darılmadı da!”
“Sen kendine bak, sapmış olanın sapması size zarar veremez!” hükmünü hatırlayıp
Sabır ve namazla yardım dilemeye devam edip mücadeleye hazır ve uyanık olmak;
Herkesin yan çizdiği anlarda bile uzlaşmaya kalkmadan;
“Bana Müslümanların ilki olmam emredildi!” diyen İbrahim gibi azim sahibi olmak,
“Hayatım ve ölümüm, namazım ve ibadetlerim Âlemlerin Rabbi Allah içindir!” diyebilmek,
Mahşerde bizden kaçacak olan; eş, kardeş ve soy uğruna kendini helâk etmeden;
Dünya ve içindeki her şeyi vermeyi teklif edeceği bir azapla karşılaşmamak için;
Kimseye gücünün üstündekini yüklemeyen, herkesten mizacına-meşrebine göre amel bekleyen,
Kimseye muhtaç olmayan, muhtaç olunan Rabbe,
Nimetten hesap vereceğinin bilinci ile
Kapkara bir yüz, gömgök bir göz, hırıltılı bir ses, yüzüstü sürünen bir bedenle çıkmak yerine;
Işıldayan bir çehre, nur saçan uzuvlar, tertemiz bir amel defteri ile Mevla’ya bakıp seyre dalanlardan olabilmek için;
Gelin hep birlikte; Allah’ın Kitabı ile evlerimizi diriltelim!
Ölüler arasında diri kalıp ölümü öldürüp “şehid” olalım!
Eğer samimi isek davamızda, “Din samimiyettir!” diyen Peygamber’e tabi olup
Aklımız nisbetinde, O’na kul olalım.
Selam olsun!
Yolunda canından ve malından geçerek şahadete and içenlere.
Ve selam olsun!
Şehid olma sırasının kendisine gelmesini bekleyenlere!…
Hatice Dilek Cengiz
‘Sarp Yokuş’ adlı kitabından alıntıdır.
- Published in Makalelerim
Evleneceğiniz Kişi Denginiz Mi?
EVLENECEĞİNİZ KİŞİ DENGİNİZ Mİ?
Ben sıralayayım da varın siz düşünün gerisini.
İnsan dengi diye düşündüğünden ne bekler ki?
Şunları değil mi?
İtikadi birliktelik.
Aynı davaya gönül verme.
Gönül vermekle kalmayıp baş ve mal vermeye de gönüllü olma.
Bunu dille söylemek yetmez,
Hal diliyle de ispatlamak.
Hal öyle bir şeydir ki,
Sözün önüne geçer kardeşler.
Mangalda kül bırakmamakla olmaz bu işler.
Bazı şeyler ciddiyet ister.
Hem öyle bir ciddiyet ki tartışılmaz.
Sonra ahlakta denklik.
Değerlerin, önceliklerin, hassasiyetlerin denkliği önemli.
Gelenekler, alışkanlıklar, zaaflar olmamalı kişileri yöneten.
Ardındansa nesep geliyor ki kardeşler,
Gerçekten çok önemli.
Soyun getirdiği nitelikleri kişiler ister istemez taşıyor.
İstemeden taşıdıkları ile,
Ciddi bir mücadele verenler,
Genlerinde ki kötü yönlerle verdiği bu mücadeleyi kazanabiliyor.
Fakat bu farkındalık ve derin bir kavrayış gerektirir bilesiniz.
İyi ama,
Kaç kişi de bu bilinç var ki?
Kaç kişi bendeki şu kötü huyun kaynağı şu ve şu olabilir diyor ki?
Bu nedenle de kişilerin kendini çok iyi tanıyor olması,
Ailesinin gerçeklerinin farkında olması,
Ayakları yere basmış,
Kimlik ve kişiliği oturmuş olması elzemdir bilesiniz.
Fakat maalesef ki insanların boyunun uzaması,
Çapının artması,
Güzel ve yakışıklı bulunmaya başlanması,
Veya zaten çocukluğundan beri öyle tanınması,
Hatta bir yerlerden mezun olmuş olması,
Ya da alaylı yetişip meslek edinmesi,
Bol veya az kazanması değil ki önemli olan.
Geçinebilmesi kazandığı ile,
Harcamayı ve kazanmayı Allah’ı razı eder şekilde becerebilmesi.
Mutluluğu maddi güçte görmemesi.
Bununla birlikte maddi gücü,
Gerektiği yerde,
Gerektiği şekilde kullanabilmek için,
Güçlü olmayı istemesi gerekli.
Peki başka derseniz,
Tüm bunların yanı sıra,
Yaşam standartlarının farkında olup, her şeyi karşısındakine açıkça ifade etmeli.
Öyle hayat ne gerektirirse yaşarım,
Veya yaparımla olmaz bu işler.
Hayat bu plan ve istikrar ister.
Önce tedbir almalı, sonra tevekkül etmeli.
Tek başına rızkını kazanır halde olması da yetmez,
Sağlıklı olmakta gerekli.
Niye mi?
Sorunları saklamak kul hakkıdır bilmeli.
Sizce kaç kişi bu anlam da karşısındakilere dürüst davranmayı seçiyor ki?
Sizin için olmazsa olmaz dediğiniz şeyleri oturup düşündünüz,
Hatta günlerce düşündünüz,
Ve doğru sıralamayı yapabildiniz mi?
Bunun için sizi çok iyi tanıyan,
Ehil insanlarla istişare ettiniz,
Veya edebilecek feraseti gösterdiniz mi?
Yoksa bu kararı yalnız alacak kadar,
Bağımsız olma gereği mi duyuyorsunuz?
Neden peki?
Mazeretleriniz geçerli mi?
Bu kararın sizinle birlikte, kaç kişiyi daha etkileyeceğini düşünmüyor musunuz?
Düşünseniz de aldırmıyor musunuz?
Sahi kendinizi kime,
Ya da kimlere karşı sorumlu hissediyorsunuz?
Sorumluluk aldınız mı ki bu güne dek?
Almayı başarabiliyor musunuz?
Ya aldıklarınızın ne kadar hakkını verdiniz?
Veremediklerinizi ne kadar düzeltmek için gayret ettiniz?
Eleştiriye, tavsiyeye veya takdire olan ihtiyacınızın farkında mısınız?
Duygularınızı iyi tarttınız mı?
Düşündüklerinizin arkasında mısınız?
Yoksa sabah ayrı,
Akşam ayrı düşünecek kadar çelişkili bir insan mısınız?
Kısaca ne istediğinizi,
Neden istediğinizi,
Ne zaman istediğinizi,
Niçin istediğinizi,
İyi anladınız mı?
Gerçekten sağlıklı mısınız?
Buna dair gerekli tetkikleri yaptırdınız mı?
Sahi psikolojik sağlığınız;
Evlenmeye, eş olmaya, anne ya da baba olmaya uygun mu?
Bu konu da bir uzman görüşü aldınız mı?
Tıbbi ya da psikolojik tedavi gerektiren bir hal varsa,
İyileşmek için elinizden gelen gayreti gösterdiniz mi?
Neyi bekliyorsunuz?
Önce evleneyim gerisini sonra düşünürüm mü düşünüyorsunuz?
Bu düşüncenizin sağlıksız olduğunun farkında mısınız?
Bu iş çocuk oyuncağı değil kardeşler!
Bilmem anlatabiliyor muyum ama anlayıp ciddiye almanızı çok istiyorum.
Seçimlerinizi dünya ve içindekiler mi belirliyor?
Yoksa Rahmani öğretiler mi?
Dünya da gözünüzü dolduracak,
Kolunuza taktığınızda nefsinizi okşayacak,
Size prestij kazandıracak,
Yıllardır üzerinize kurgulanan bir masalda yedek aktör olacak,
Bir rol arkadaşı mı istediğiniz?
Yoksa baktıkça gözünüzü okşamakla kalmayıp,
Konuştukça gönlünüzü doyuracak ve ilminizi arttıracak
Veya arttırma gayretinizde yoldaşınız olacak,
Düşerseniz ve dinlerseniz kaldıracak,
Canı ile bütünleşmeyi istediğiniz kadar,
Ahirette gideceğini umduğunuz yeri de,
İsteyebileceğiniz bir eş adayını mı seçtiniz?
Onunla Allah’ın huzuruna çıkmaktan,
Onu Allah Rasulü’ne tanıtmaktan,
Gerçekten mutlu olacağınızı düşünüyor musunuz?
Onunla aynı yastığa baş koymak yetmez,
Aynı havayı solumaktan,
Yani varlığıyla huzur bulmaktan yana,
Zerre kadar tereddütünüz var ise,
‘Boş verin’ Sakın bu işe girişmeyin!’diyorum kardeşler.
Hayat bu önemli!
Üstelikte bizler iki dünyalıyız,
Hatta ahiret daha önemli değil mi?
Öyle ise inanın riske atmaya değmez!
Biliyorum hayatta her şey gibi, evlilikte risk elbette diyeceksiniz.
Fakat siz tüm elinizden geleni yapmışsanız,
Adam gibi karşısına geçip kendinizi anlatmışsanız,
Yaşamanız veya yaşaması gereken bir şeyler var diyebilirsiniz.
Rağmen olmuşsa diyecek sözüm yok lakin,
Siz eğer hiç derinlemesine düşünmeden veya gerekenleri yapmadan adımlar atmışsanız,
Ve o hem size ve hem de etrafınızdakilere ‘iyiyi’ oynamışsa,
Tabi ki günah sizden gitmiş olur.
Vebalinizi çekecektir bilesiniz.
Merak etmeyin kimsenin hakkı,ötelerde kimse de kalmayacak.
Fakat siz siz olun,
Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın!
Hayat bu,
Provası olmadığına göre,
Sakın ‘denemeye kalkmak’ gibi basit söylemlerle,
Evlenmeye kalkmayın!
Yoksa denerken denendiğinizi unuttuğunuz için,
Kaybeden olmanız söz konusu olabilir unutmayın!
Su testisi su yolunda kırılır.
Yolunuzu ve hedefinizi iyi belirleyin!
Aman kendiniz için istediğinizi,
Din kardeşiniz olan eş adayınız içinde isteyin!
Öyleyse size dua etmenin zamanı geldi diyor ve ekliyorum;
Ne mutlu Rabbi için,
Ve Rabbi adıyla seçenlere,
Ne mutlu seçtikleri ile mutlu olmayı bilenlere,
Ve ne mutlu seçmekte zorlandığı
Veya doğru ismi bulamadığı için umutla beklemekle birlikte,
İffetini korumak ve dua etmek noktasında,
Tevekkül bilincini kaybetmeyenlere diyeyim.
Ve sözlerimi,
Aminle nihayetlendireyim kardeşler!
Hatice Dilek Cengiz
Yaşam Koçu- Gıda Müh.- Yazar
‘Sarp Yokuş II’ adlı kitabından alıntıdır.
- Published in Makalelerim
Hangi Sevgiye Güvenilir?
Bir Soru Bir Cevap
Soru: Hangi sevgiye güvenilir?
Cevap: Sizde ‘Allah’ı bulduğu için sizi sevenin sevgisine güvenebilirsiniz. Aradığını bulanlarınki ebediyete kadar sürerken, bulduğunu aradığı sananlarınki biter. Ne aradığınızı bilmeli, bulduysanız da kıymetini bilmelisiniz kardeşler.
Hatice Dilek Cengiz
- Published in Makalelerim
Veli Kıvamında Deli Olmaya Var Mısınız?
VELİ KIVAMINDA DELİ OLMAYA VAR MISINIZ?
Yakında doğumunuz var!
Yakında davetiniz,
Yakında sınavınız,
Yakında düğününüz,
Yakındanda yakında belki de ölümünüz!
Ne davet edebileceğiniz,
Ne toplananları görebileceğiniz,
Ne telafisi olan bir sınav,
Ne düğüne benzeyen bir hâl var!
Şimdi istediğiniz, yakardığınız, beklediğiniz,
Korktuğunuz zaman zaman,
Nedenlerini çok iyi bildiğiniz sebeplerle korktuğunuz, bir an şimdi.
Şimdi vuslat.
Şimdi huzurda olmak.
Şimdi susmak.
Ancak o ana dek hoşnut edebildiysen O’nu,
Konuşabilir olmak.
O’nu hoşnut etmek çok mu zordu?
Çok mu zordu her daim O’nu anmak?
Çok mu zordu her işinde O’nu razı etmek için yorulmak.
Oysa ne de çok şey ve kişi için yorulmuştum ben bugüne dek.
O’nun emrini yerine getirirken yorulduklarım mı?
Şimdi rahmet!
Ya diğerleri?
Allah’ım o ne derin bir pişmanlık günüdür.
Düşünmeye bile korkuyor,
Ve korktuklarımdan emin kılmanı diliyorum.
Sen affı seversin bizi affet! diyorum.
Sana yürürken,
Senin verdiğin ayakla bile Sana ihanet etmekten,
Seninle konuşabilir olup olmayacağımızı bile bilmezken,
Sarf ettiğimiz onca kelimeyle,
Seni kaç kez gazaplandırdık kim bilir Rabbim!
Senin bize verdiklerini bile Sana vermekte,
Senin için sevmekte,
Senin için ölmekte,
Geri durmayacak bir hali kuşanmak istiyorum.
Zırhımı sarınıp,
Önce ey nefsim!
Sus artık!
Yeter!
Seni çok iyi tanıyorum demeyi istiyorum!
Ve sonra nefsimden gayrisine de,
Ya siz?
Benimle dosdoğru yolda ölmeye değil,
Yaşamaya bile gelmekte imtina edecekseniz,
Yüreğim yeteri kadar yorgun,
Ben yük olmakta, yük almakta istemiyorum.
Yükü yükleyen Allah ise kaldırabiliriz o kesin,
Ama sen!
Yükü birlikte yüklenmeye var mısın diyorum?
Yokum diyenlere ise,
Rabbimden selâmet diliyorum.
Niye mi?
Mümin kaba sözlü ve lanetçi olmaz da ondan.
Kim bilir?
Olanda hayır vardır.
Bekleyelim ve görelim diyerek,
Tüm işlerimin sonunu Rabbime bırakıyorum.
Zoru seviyorum ama Allah içinse kardeşler.
Nefsim için mi?
Hayır! Hayır! Hayır!
Artık hep kolayı diliyorum.
Bana artık hayatı kolay kıl Rabbim!
Senden helal olanın, en kolayını diliyorum.
Bana rağmen beni tutanlarla,
Bana rağmen beni doğrultanlarla,
Bana rağmen benden çok beni düşünüp,
Yapma dur! diyenlerle,
Güvenli, şikesiz, temiz, duru, sıcacık,
Sevgi dolu bir yolculuğa çıkmak,
Sonra huzura davet edildiğimiz anda tereddütsüz,
Hep birlikte,
Tek yürek,
Lebbeyk! Allahümme lebbeyk! diyerek.
‘Şehadet ipini’ göğüslemek istiyorum.
Ne o inanmayanlar mı var?
Edebiyat olduğunu sanıp, alayla başını sallayanlar,
Sivri dilleriyle ve zanlarınca,
Biz inananlar adına kalemi kıranlar,
Hesabımızı dürenler mi var?
Kimin sözünde durduğunu görene dek bekleyin!
Elbette biz de beklemekteyiz diyorum!
O güne gelene dek ise,
Siz değerli kardeşlerimle,
Sürüden bir karış ayrılmadan,
Safta kalarak,
Safı saflaştırmak için,
Safiyane gayret edip,
Veli kıvamında bir deli olabilmeyi diliyorum.
Kaç fırın ekmek gerekiyorsa yemeden ve ‘olmadan’,
Huzuruna varmak istemiyorum.
İşte benim hazırlıktan muradım bu.
‘Bu delinin duasını kabul buyur Rabbim!’
Yalnız senin sevginle yanmak,
Ve sana olan sevgimi, arttıracak sevgileri kuşanmak,
Gayrisini çöpe atmak istiyorum Rabbim!
Temizliğime yardım et!
Yüküm çok!
Yolum sarp!
Yardımını diliyorum.
Âmin!
Hatice Dilek Cengiz
‘Sarp Yokuş II’ adlı kitabından alıntıdır
- Published in Makalelerim
Ne Yapmalıyız ve Nasıl Yapmalıyız?
Bir Soru Bir Cevap
Soru: Ne yapmalıyız ve nasıl yapmalıyız?
Cevap: Allah’ın dinini O’nun kitapta emrettiği şekilde yaşamalıyız.
Özel not: Dini Kuran’dan değil de insandan veya Kuran dışı kaynaklardan öğrenmeye kalktığımız için herkes yaptığını beğenir, her grup elindeki ile övünür oldu. Ya Rahman! muttakilerin sayısını arttır. Amin
Hatice Dilek Cengiz
- Published in Makalelerim
Şeytan Kime Musallat Olur?
Bir Soru Bir Cevap
Soru: Şeytan kime musallat olur?
Cevap: “Kim Kuran’ı görmezden gelirse, biz ona bir şeytanı musallat ederiz. Artık o onun dostudur ve ondan ayrılmaz. Şüphesiz şeytan onu dosdoğru yoldan saptırır, o ise kendini doğru yolda sanır.” Zuhruf Suresi 36,37
Yaşam Koçu
Hatice Dilek Cengiz
- Published in Makalelerim