Beklemek Neye Yarar?
Düşünmatik-10
Dedi: Beklemek neye yarar biliyor musun?
Dedim: Zaman kaybına değil mi?
Dedi: Konusuna göre değişmekle birlikte, çoğu zaman değil elbet! Yoksa;
şov yapanı samimi olandan, yıkılanı dayanandan, kaybettiğinde sapanı, kaybettiğinden ders alandan, kazandığında azanı, kazandıranın farkında olandan,
sözünü tükürenle,
sözüyle yücelmeyi şehit olarak ispatlayandan, nasıl
ayırt edeceksin ki?
Dedim: Ya beklemezsem ve kafama göre takılırsam ne olur?
Dedi: Oyun ve eğlence olsun diye yaratıldığını sananlarla oynar, sonundada onlarla birlikte hüsran denizine düşüp vurgun yiyerek, oyun sandığın biricik fırsatınıda kaybetmiş bir hal üzere göçer gidersin.
Hatice Dilek Cengiz
www.huzuryasamkocu.com
- Published in Makalelerim
Neyi Gerçekten İstiyorsun?
Düşünmatik-9
Dedi: Neyi gerçekten istiyorsun biliyor musun?
Dedim: Esir edilmedikçe (Zorla engellenmedikçe.) yapmaya devam ettiğin şeyleri.
Dedi: Peki ya istediğim halde yapamadıklarım?
Dedim: Eğer bu yapamadıkların farzlarsa Rabbinden çok nefsini seviyor ve önceliyorsun demektir.Farz olmayan mübah konularsa, nefsini fazla şımartmış, eğitememiş, kendi için bile, hiçbir şey yapamayacak hale getirmişsin demektir. Nefis; her istediğini yapmakla şımartılır, istese de doğru olmayan isteği engellendiğinde ise eğitilir.
Hatice Dilek Cengiz
www.huzuryasamkocu.com
- Published in Makalelerim
Gece ve Gündüz Neyi Temsil Eder?
Düşünmatik-8
Dedi: Gece ve gündüz neyi temsil eder?
Dedim: Dünya ve ahireti. Gündüz dünyayı, gece ahireti sembolize eder kanımca.Günün gece başladığını bilenler, ruhlar aleminden buraya, buradan tekrar oraya döneceğinin şuurunda yaşarlar.
Bu nedenle de gecenin sadece uyku ile dinlenmek için değil, Rahman’ı anarak ve kitabıyla hemhal olarak demlenme, gündüzün ise demlenmiş enfes bir çay tadında, güne afiyet katma mahareti gösterebilmemiz için, biz insanoğlunun insiyatifine sunulduğuna inanıyorum.
Dedi: Ya kişi tüm bunları hafife alır ya da yok sayarsa?
Dedim: Allah’ı yok sayarak yaşayanların yok sayılacağını yani Allah yokmuş gibi yaşayanların, tüm işlerinin boşa çıkacağını söyleyen fizik ve fizik ötesi alemlerin yani kainatın Rabbi’dir. Hayat zaten bir tercihler yumağı değil midir? Mesele güzel bir iş çıkaracak şekilde örebilmek, derdi düğüm atmak olamalı insanın değil mi?
Hatice Dilek Cengiz
- Published in Makalelerim
Görmek Nasıl Mümkün Olur?
Düşünmatik-7
Dedi: Görmek nasıl mümkün olur?
Dedim: İki türü vardır. Birincisi kafatasımızdaki gözle görmek, diğeri ise gönül gözüyle.
Dedi: Bu ikisi herkes için geçerli midir?
Dedim: Elbette ama, birinci gözün gördüğünü, doğru algılatacak olan ikinci gözdür. Birbiri ile uyum içinde çalışırlar. Bilmelisin ki; zulüm her iki gözünde gerçeği görmesini engellerken, Kuran her iki gözün görüşünü keskin ve net kılar.
Hatice Dilek Cengiz
www.huzuryasamkocu.com
- Published in Makalelerim
Pişman Olunmayacak Bir Hayat Nasıl Yaşanır?
Düşünmatik-5
Dedi: Pişman olunmayacak bir hayat, nasıl yaşanabilir?
Dedim: Allah’ın hükümlerini samimiyetle, emrolunduğu şekliyle yaşayarak.
Dedi: Yine de pişman olmam mümkün mü?
Dedim: Seni haktan uzaklaştırmaya ve kendi istediklerini yaptırmaya çalışanlara taviz verirsen, elbette pişmanlık duyarsın. Fakat bu kez de samimiyetle tevbe ettiğinde, yine Rahman’ın hoşnutluğunu kazanabilirsin.Yeter ki bu seni , ‘nasıl olsa tevbe ederim’ kolaycılığının neticesi olan, aldanışa sürüklemesin.
Hatice Dilek Cengiz
- Published in Makalelerim
Düşünmatik-4
Düşünmatik-4
Dedi: Yeryüzünde fesadı kimler engelleyebilir?
Dedim: Ancak fazilet sahipleri bunu başarabilir.(Fazilet sahibi: Șirk koşmaksızın emrolunduğu gibi yaşayan ve kötülüğe bile iyilikle karşılık verecek yüreğe sahip olan takva ehli.)
Dedi: Bu mümkün mü? Nasıl?
Dedim: Allah kalbi kendisine iyilik yapanı sevmeye ayarlı yarattığından, elbette mümkün.
Hatice Dilek Cengiz
- Published in Makalelerim
Düşünmatik-3
Düşünmatik-3
Dedi: Hangi insan afiyette ( Maddi ve manevi hayatı dengeli, huzurlu) bir hayat yaşar?
Dedim: Fıtratını bozmayan.
Dedi: Fıtratı ne bozar?
Dedim: Allah’ın kanunlarına aykırı yaşaman.
Hatice Dilek Cengiz
- Published in Makalelerim
Kötülük Yapmak Kolay
KÖTÜLÜK YAPMAK KOLAY
Kar taneleri tek başına ne kadar da yumuşak ve hoş değil mi? Ama sert bir kartopuna dönüştüğünde veya çığ adıyla zirvelerden kaymaya başladığında, nasıl da beyaz bir ölüme dönüşüyor. İnsani fakat kötü eylemlerimizi birer kar tanesi varsayarsak, bizi sarıp kuşatmadığı sürece donmayız diyerek avunsak yahut biri yaptığımız kötülüklerin altında kalıp ölmedikçe sorun yok desem, hata etmiş olmaz mıyız?
Kötülük eşittir ölüm yahut katletmek diyebilir miyiz? Ya öldürmemeyi ama aynı zamanda güldürmemeyi de hedefliyorsa birileri yani işkence ediyorsa, kendince “Rahmet say öldürmüyorum ya!” diyorsa? İşte bu zulmü bir çeken bilir, bir de çektiren, bir de her şeyi bilen!
Gökten üç elma düşse, biri iyilerin başına, ikincisi kötülerin, üçüncüsü kötülüğün yayılmasını isteyenlerin başına. Birinciler hariç, son ikisi bu elma ile zehirlense desem o zaman cenneti dünyada istemiş ve haddi aşmış olurum değil mi? Dünya kurulalı beri iyiler ve kötüler hep oldu, hep olacak biliyorum. İçimi acıtan gerçekleri, bir kez daha belleğimin gün yüzüne çıkmasına neden olan nefsim, nefsimi körükleyen şeytan, biliyorum. Üzülüyorum insanca ama çaresiz olmadığımı çok iyi bilmenin kuvveti ile yönümü Allah’a dönüyorum. Dua frekansında kalıp o en özel anı yakalamaya gayret ediyorum.
Ne olur şu andan itibaren tatil planları, düğün, bayram, gezi, üniversite, kariyer, davet, yarışma, v.b gibi dünya zevklerine yatırım yapmaktan çok daha fazlasını, ahiret için yapsak. İçimizdeki kötülüğe teşvik eden sinsi şeytana değil vicdanın müşfik ellerine bıraksak merkezi kontrol sistemimizi. Nefsimiz doludizgin koşmaktan yorulmadan, dünya adına ve yaşlanıp iş işten geçmeden, bir yatağa hareketsiz mahkûm olmadan ya da ansızın ölümle burun buruna gelmeden, artık kendi varoluşuna adasa kendini, hepimiz…
Başkalarının ne yaptığı ya da ne yapmadığından çok kendi yaptıklarımızı gözden geçirip kötülük adına ne varsa listeden silmek için çabalasak. Bugün farklı bir ben olma yolunda, bir adım atsak. Öldüğümüz gün, en büyük ödülü yani cenneti kazandığımız gün olsa. Kötülerle yollarımızı bu dünyada ayırmanın hazzını, tüm hücrelerimizde hissetsek. Herkese söz geçirme çabamızı bırakıp kendi cennetimizin kaskosunu kendi irademizle imzalasak. Kaybetmeye değil, kazanmaya ayarlasak tüm gayretimizi. İyilerden olup iyilerle haşrolsak.
Ne güzel olurdu değil mi? Öyleyse bugün kendinize bir hediye alın, Adı Kur’ân olsun. Çünkü bilin ki o, iyilerin kitabı! En iyinin, tüm iyilere çağlar öncesinden gönderdiği hediyedir o. İyilerin destansı kıssaları sizi tutuştursun.
Kötülerin kötülüklerinin nasılını, niçinini, iyilerin asil mücadelesini ve zafere giden yolun kilometre taşlarını bir bir yüreğinize koyun. Asrın bir iyisinin de siz olduğunuzu ispatlamanın en iyi yolunu bulmak için yorulun. En az kötüler kadar yorulmuyorsak iyiyim demeye utanmayı bilenlere, kardeşçe bir tavsiye.
Hatice Dilek Cengiz
- Published in Makalelerim
Düşünmatik 2
Düşünmatik-2
Dedi: Dünyada yol nasıl alınır?
Dedim: Yürekle.
Dedi: Peki yürek ne ile çalışır?
Dedim: İmanla.
Hatice Dilek Cengiz
- Published in Makalelerim
Düşünmatik 1
Düşünmatik-1
Dedi: Kimden vefa umulur?
Dedim: Ahde Vefası olandan.
(Ruhlar Alemi’nde Rabbine verdiği sözde durandan.)
Dedi: Öyle ise ne yapmalıyım?
Dedim: Yüreğini yormamalı, yoran olmamalısın!
Hatice Dilek Cengiz
- Published in Makalelerim