Ne İstiyorum Diye Kendine Hiç Sordun Mu?

Düşünmatik-24
Dedi: Ne istiyorum diye kendine hiç sordun mu?
Dedi: Elbette sormamıș olmam mümkün mü ki?
Dedim: Mümkün ya! Sormayan, sorulmayan, sordurmayan, sordurtmayan, sorgulamadan, anlamadan, düşünmeden,hissetmeden, farketmeden, bulmadan göçüp giden ne çok insan var bilir misin? Ya da bilmek ister misin?
Dedim: İstemez olur muyum. Ya bende onlardan biriysem dedirttiniz siz sayarken.
Dedi: Öyle ise şimdi birlikte soralım kendimize: ‘Ne istiyoruz?’
‘Kimden istiyoruz?’
‘Neden istiyoruz?’
‘Ne zaman ve nasıl istiyoruz?’
Dedim: Çok basit benim için cevaplamak. Manen ve madden güçlü, başarılı, sağlıklı olmak istiyorum. Diğerleri konuya ve duruma göre değişiyor doğrusu.
Dedim: Bense O’nun rızasını iste yalnızca diyorum nefsime ve eğer değer verir dinlersen, senin nefsine. O’ndan iste. O’ndan gayrısının istediklerini veremeyeceğini artık anla ve gece gündüz, gizlide ve açıkta sadece O’ndan, tüm samimiyetinle, gözünde yaş, kalbinde ümit ve korkuyu kaynaştırıp, durmaksızın, herşeyden kendini çekerek, yalnızca O’ndan iste.
Dedim: Tamam ama istemem yeterli mi?
Dedi: Samimiyetle isteyenler su içmeyi istemekle kalmaz, suya avuçlarını uzatır, bedenleriyle de uzanırlar. İşte o zaman kana kana kaynağından içerler veya içmek için sıralarının gelmesini beklerler. Ve o sıra burada ya da orada mutlaka gelir, Rahman’ın izi ile.
Dedim: Anlamam gerekeni anladım.Teşekkür ederim.
28 Haziran 2022
29 Zilkade 1443
Hatice Dilek Cengiz

Kardeşlerime Kardeşçe Bir Pazar Hatırlatması
Geçen misiniz?
Geçilen misiniz?
Geciken misiniz?
Geçip giden dünyanın,
Geçeni olabilmek istiyorsak,
Sadece geçilen değil,
Geciken de olmamak için,
Artık kendimize yürek yakan söylemleri kesip,
Dünkü bize hesap sormak yerine, bugünkü bizin eline sımsıkı yapışıp,
Biz bizim hayatımız için,
Dünden farklı şeyler yapmaya başlamalıyız.
Neden mi?
Size yalnız siz yol aldırıp, yarışta depar attırabilir,
Sizi yalnız siz kötülüklerden vazgeçirip, erdemli kılabilir,
Size yalnız siz vakti yakalatabilip, kurtuluşa ulaştırabilirsiniz.
Artık şeytanı ve insan dostlarını beslemeyi kesip,
Kendimizi fit yapmak için yarışmanın vakti gelmedi mi?
19 Haziran 2022
20 Zilkade 1443
Hatice Dilek Cengiz

Sen ve Ben Kimiz Bilmek İster Misin?

Düşünmatik-23
Dedi: Sen ve ben kimiz bilmek ister misin?
Dedi: Neyi kasdettiğinizi anlayamasamda isterim tabi ki.
Dedim: Zıtlıkları bir arada toplayan, keşfedilmesi, farkedilmesi, gözetilmesi, yönetilmesi, başedilmesi, eğitilmesi, öğretilmesi, desteklenmesi, anlaşılması, sevilmesi, hoşgörülmesi, yardım edilmesi, bakılması, korunması gerektiğini bilmekle birlikte, bağımsızlığına ket vurmadan, doyumsuzluğuna, fütursuzluğuna, cahilliğine yumuşakça bir yaklaşımı seçerek, ona rağmen onun için mücadele ederken, pes etmemeyi, yaralanmayı, yargılanmayı, hatta yuhalanmayı bile es geçebilecek bir bilinçle, yola revan olmayı başarabilmek için, mücadele, müşahede ve müsabaka kulvarlarında yerimizi alıp, ön safları tutabilmek için azmetmesi gerekenleriz.
Dedi: Öyle çok ve derin ki bu söyledikleriniz, sindirmek için yürek teri dökmem gerektiğini fark ettim.
Dedim: Hepimiz biriciğiz ,miniciğizde kainata kıyasla. Fakat bir o kadarda, aynılıklarımız söz konusu. Yani hem çok farklı, hem tıpatıp aynı denilebilecek, ne çok yönümüz, yönelimimiz, yöntemimiz var. Ne garip, ne şaşırtıcı, aynı zamanda ne müthiş değil mi?
Dedi: İyi ama nereye gelmek istediğinizi anlamaya çalışıyorum fakat halâ anlayamadım?
Dedim: ‘Geldiğimiz yere döneceğimizi, düştüğümüz yerden kalkabileceğimizi, batmanın bitmek olmadığını, nefes alan her şey gibi, yaşıyor olmanın kıymetini bilip, bildirmek, tutmak, tutuşmak, tutulan bir ay ve güneş gibi bir gayede birleşerek, ne çok şeyin üstesinden gelebileceğimizi, hatırlatmak, unutturmamak, unutmamak gerek.’ demekti hedefim.
Dedi: Peki nasıl?
Dedim: Bütün bunları başarmanın bir tek yolu var kanımca. İnsanlıkta eş olduğumuz konularda birleşmek, farklılıklarımızı rahmete çevirmek, bütüne hizmeti hedeflerken, aykırılıklarımızı terk etmek.
Dedi: İnşallah ama mümkün mü bu söyledikleriniz?
Dedim: Mümkün olmaz zannedileni, mümkün kılacak bir Rabbe inananlardansak elbette mümkün. Hepimiz yüreklerimizi doğrultursak, niyetlerimiz doğrulacak, eylemlerimizde böylece dosdoğru olacak, tamda emrolunduğumuz gibi, haksız mıyım?
Dedi: Haklısınız.
10 Haziran 2022
11 Zilkade 1443
Hatice Dilek Cengiz

Düşünmatik-22
Dedi: Dünyada geçim darlığı yaşıyor olmanın sebebi nedir bilmek ister misin?
Dedi: Bunun sebebi bu kadar netse, kim bilmek istemez ki? Öğrenmek isterim.
Dedim: Allah’ın kitabına uygun yaşamaktan yüz çevirmek. Kitaptan hesap verileceğini biliyor olmasına rağmen, kitaba aykırı bir hayatı benimseyip, sürdürüyor olmak.
Dedi: Peki ya hiç inanmayanların konforlu hayat yaşıyor olmasını nasıl değerlendireceksiniz?
Dedim: Onlar dünya hayatında güzel olan herşeyi tükettikleri için, ahirette güzel olan herşeyin kendilerine yasaklanacağı kimseler olacaklar. Onlardan olmak istiyor musun hâlâ?
Dedi: Ahiretten şüphesi olmadıkça kim isteyebilir ki?
Dedim: Öyle ise hepimiz şu ayete kulak vermeliyiz.’Ey iman edenler, iman üzere ölünüz.’
Dedi: Yani ne demek istediniz?
Dedi: Şu an iman ediyor olmamız yeterli değil, imanımızı son anımıza kadar korumalı ve iman üzere göçmek için, inancımızın gereklerinin hakkını vermeliyiz.İşte o zaman mutlu sonu, umutla bekleyebiliriz. Aslında bu söylediğim şey, zor değil değil mi?
Dedi: Niye zor olsun ki? Emri veren beni herşeyimle bilen, merhametlerin en merhametlisi. Beni O’nun kadar kim tanıyabilir ve kim tüm ihtayaçlarımı tam da istediğim şekil ve zamanda, sınırsızca, karşılama gücüne sahip ki?
Dedim: Öyle ise vakit ikindi. Ve biz Ahir Zaman Ümmetiyiz! Vaktimiz çok olmasa gerek. ‘Vira Bismillah!’ demeli ve yola düşmeliyiz değil mi?
Dedi: Haklısınız.
5 Haziran 2022
6 Zilkade 1443
Hatice Dilek Cengiz
www.huzuryasamkocu.com

İyilik Nedir?

Düşünmatik-21
Dedi: İyilik nedir bilir misin?
Dedim: Öğrenmek isterim.
Dedi: Küçücük bir çocuğa bile kendini kötü hissettirmeyecek, aksine mutlu, rahat, sağlıklı hissettirecek herşey.
Dedim: Peki iyilik yapmak için ne gerekir?
Dedi: İyilik yapma niyeti ve gayreti.
Dedim: Ne zaman yapılmalı peki?
Dedi: Gizli de ve açıkta, bollukta ve darlıkta, isteyemeyenede isteyene de.
Dedim: Peki miktar ya da süre nasıl belirlenmeli?
Dedi: Gücünün yettiği, içinden geldiği, karşılık bekleme niyeti olmaksızın yapabileceğin ne ise o kadar.Ve ‘İyiler Cenneti’nin sakinlerinden olduğunun müjdesiyle müjdelenebilmek için, bir ömür.
Dedim: Peki en büyük iyilik nedir dersem, ne dersiniz?
Dedi: Rabbine, kendine ve seni sevenlere ihanet etmeyip, Rabbinin sana verdikleriyle O’nun hoşnutluğunu kazanmaya gayret ederken, ihtiyaç sahiplerini daima kendi nefsine tercih edebilmen.
3 Haziran 2022
4 Zilkade 1443
Hatice Dilek Cengiz

İnsan Değişir Mi?

Düşünmatik-20
Dedi: İnsan değişir dersem bana katılır mısın?
Dedim: Elbette. Ne için ve ne şekilde olduğu önemli olsa gerek.
Dedi: Değiştim demek için değil, değişmesi istendiği için değil, değişmekle dünyevi menfaatlere ulaşmayı hedeflemek için hiç değil.
Dedim: Peki niye değişmeli öyle ise?
Dedi: Kendisi için elbette.Ezber bozmak aslında.Varlığının anlamının farkına vardığını gösterir şekilde, kendini yepyeni bir amaçla var edebilme sorumluluğunu hissederek değişmek.
Dedim: Varlığının anlamı ne ki?
Dedi: Allah’ın şahidi olmak.Ve sonra da Allah’ı şahit kıldığı bir hayatı, kaliteli yaşayarak, ebedi mutluluğu hak etmeyi başarmak.
Dedim: Kolay gibi anlattınız fakat kolay olmasa gerek?
Dedi: Cennet ucuz değil muhakkak fakat, dünyada gece gündüz ter akıttığımız, yol teptiğimiz, dirsek çürüttüğümüz,dil döktüğümüz, ne ya da kim bize ebedi bir mükafat vaadedebilir ki? Var mı O’ndan gayrı mal, mülk, yetki, iktidar sahibi ki sonsuzluğu önümüze serebilsin. Yok! Yok olduğunu bilip yetinmemekle başlayabiliriz mesela değişmeye…
22 Mayıs 2022
21 Şevval 1443
Hatice Dilek Cengiz

Zaman İki Sermayemizden Biridir

Düşünmatik-19
Dedi: Zaman iki sermayemizden biridir bilir misin?
Dedim: Elbette. Bilmeyen var mi ki?
Dedi: Var elbette. Kaçımız su gibi aktığı anlarda neden aktığına, donduğu anlarda adeta durduğuna, bazen acelesi varmışcasına koştuğuna, bazen lastik gibi esnedikçe esnediğine, bazense enkazın altındaymışız gibi üstümüze göçtüğüne dikkat ettik ki. Oysa bazen; nasılda hoş, tarifi mümkün olmayan duyguların içimizi kapladığı, mekandan kopup, uçuşa geçtiğimiz anlar yaşarız değil mi? Bu da neyin nesi? Bu nasıl mümkün olabiliyor ki diye, hiç üzerinde düşünmediğimiz. Demek ki zaman capcanlı ve ona yüklediğiniz değere göre değerlenen bir nimet.
Dedim: Haklısınız ama tüm bunlarla ne anlatmak istediniz?
Dedi: Zaman kadrini bilene kıymet sunuyor kanımca.
Dedim: Ya bilmeyene?
Dedi: Bilmeyende, ya kuş olup uçup gidiyor, ya buz olup donup kalıyor, ya da moloz gibi üstümüze çöküyor ve biz öylece donakalıyoruz oracıkta. Gayesiz, umutsuz ve bitkin.
Dedim: Peki çözümü ne sizce?
Dedi: Hoş şeyleri hissettiğimiz anların, hissettirenin ve hissettirmeyi bilenin kıymetini bilip, zaman ve mekanın Rabbi için, dolu dolu, fakat bir o kadarda anlamlı geçirmeye adanmak tez zamanda. Ne de olsa sadece yaptıklarımızın değil, yapmamız gerekirken yapmadıklarımızın da hesabını vereceğimiz anlar bizi bekliyor. Hala neyi bekliyoruz. Kalkma ve yola düşme vakti artık. Hem de hemen şimdi!
14 Mayıs 2022
13 Şevval 1443
Hatice Dilek Cengiz

Bir Bayram Arifesi Kardeşçe Talebim

Bir Bayram Arifesi Kardeşçe Talebim
Bildim ki
Gitmek gerektiğinde gitmemek nasıl zulümse,
Kalmak gerektiğinde gitmek,
Dönmek gerektiginde dönmemek,
Vermek gerektiğinde vermemek,
Yapmak gerektiğinde yapmamak ta öyle.
Ama nasılda bir yolunu bulup, herşeye tumturaklı mazeretler sunup,
Yahut mazaret sunmaya bile tenezzül etmezcesine sıyrılıveririz o şeyden, o yerden, o halden…
Peki ya sonra kardeşler.
Sonrası malum!
Yaşananlar, yaşatılanlar, yașanamayanlar, yaşanmamış olmasını istenenlerle örülen görünmez duvarlar.
Ben diyorum ki
Biz biz olup, bize yakışanı yapıp,
yakışmayan her ne varsa uzaklaşıp, yakışır şekilde yaşamakta birbirimizle herdem hemhal olup,
Orada yakamıza yapışılmaması için, burada yüreklice yol, dert, dava erleri olmayı başaralım.
Hatice Dilek Cengiz
30 Nisan 2022
29 Ramazan 1443

Ey İnsanlık!

Ey İnsanlık!

Şirk Rahman’a rakip olmaya çalışmak veya rakipler olduğunu iddia ederek kendini ve başkalarını aldatmaktır!

Ey insanlık yaratmak ve yönetmek Allah’a mahsustur!

Bu günden itibaren yaratıldığınızı ve diriltileceğinizi unutmuşcasına yaşamaktan kurtulun!

Yoksa bilin ki unutanlar unutulacak!
Konuşanlar Rahman’ ın sözünden hoşnut oldukları dışında konuşamayacak!
Yürüyenler orada sürünecek, yalnız Allah’a dünya da iken secde edenler kıyamda kalabilecek ve secdeye davet edildiklerinde secde edebilecek!

Dünya da ki soy, kan, nikah, vatan, düşünce bağlarının tümü kopacak, bir tek birbirini Allah için sevenlerin bağı kalacak!

Ve şirksiz iman edenlerin sayısı sanıldığının aksine hiç bir zaman çok olmadı olmayacak!

Öyle ise Rabbe nasuh bir tevbe ile tevbe edip,
Allah’ın taraftarı olma vakti gelmedi mi?

Ya Rabbi hakkı ile tevbe edenlere ilim, irfan, ihsan, selam, nusret nasip eyle!
Amin!

Hatice Dilek Cengiz

Öfke Zehirden Acı

ÖFKE ZEHİRDEN ACI

Baldan tatlı bir hayat yaşamak çok mu zor? Bu şartlar altında evet. Yenilen, içilen, seyredilen, dinlenen ne varsa sağanak sağanak öfke yağdırıyor kasınıza, kemiğinize, etinize işliyorsa çok zor! Böyle yaparak, ömrünüzü yiyen bir bakteriye dönüştürmeyin sorunlarınızı.

Artık onların yediklerini yemekten vazgeçin.

Onlar gibi eğlenmekten,

Onlar gibi dinlenmekten,

Onlar gibi yatmaktan, istifa edip kendi tarzınızı belirleyin.

Bir farkınız olsun. Onlar kendilerinin reklamını yapadursun, siz Ashabın reklamını yapın.

Klâs bir duruşunuz olsun. Müslimce sevin sevdiklerinizi, Ömer’ce öfkelenin Allah için, Ebu Bekir’ce verin, Ali’ce bilin, Osman’ca edeplenin.

Görün bakalım karanlık caddelerden siz geçtikçe aydınlanma olmayacak mı?

Herkesin çok konuştuğu ama çoğu zaman Kitab’ı bilmeksizin konuştuğu şu dünyada, siz sadece bildiğiniz konularda konuşun. Konuştuklarınızsa Rahmânî olsun.

Öfkelenmeyin, öfkelenmeyin, öfkelenmeyin!

Öfke baldan tatlı değil, bilin ki zehirden acı. Her öfkelendiğinizde, içinizde bomba patlatmışçasına kendinize zarar verdiğinizi bilin.

Nefsinize bir haksızlık mı yapıldı? “Kendimi tutmayı artık başaracağım, çılgına dönmeyeceğim, dilimi ısırmışçasına ortamdan kısa bir süre uzaklaşıp sonra duygularımı söyleyeceğim!” deyin içinizden. Sonra dönün sakin bir dille neden kızgın, kırgın, haklı olduğunuzu düşündüğünüzü anlatın bir kez. Laf anlayana anlatılır, anlamadığını fark ediyorsanız ilişkinize alt bir seviyeye getirerek, o günden sonra geri çekin kendinizi.

Bazen sürekli iletişim kurmanız gereken biri ise sizi geren, takva sahibi olmak isteyenlerden iseniz, küçük hatalarını affedin etrafınızdakilerin. Çünkü Allah takva sahiplerinin, insanların kusurlarını affedeceğini söylüyor. Siz onları affedin ki Rahmân da sizi affetsin.

Her öfkenizi yuttuğunuzda sabır cennetine yatırım yaptığınızı, her öfkenizi kustuğunuzda ise; iki rekât namaz kılıp etrafı da gererek kul hakkına girdiğinizden, hem Rahmân’dan hem de kullarından özür dileyin.

Bol bol Sabur, Halim, Kerim, Latif, Rahmân isimleri ile Rabbinize sığınıp sizi de yumuşak huylu hale getirmesi için dua edin.

Korkulan değil, sayılan

Kaçılan değil, aranan

Sövülen değil, takdir edilen

Cezalandıran değil, bağışlayan

Hesap soran değil, hesap sorulacak âleme göç etmeden uyaran

Bıktıracak kadar konuşan değil, konuşmaları ve tarzı ile ortamı ısıtan

Dehşet saçan değil, Rahmet peygamberi gibi emniyet sunan

Avazı çıktığı kadar bağırmak yerine, volümü iyi ayarlanmış kalp yumuşatacak bir ses tonu ile konuşabilmek için, çok sıkı hazırlık yapın. Neyle mi? Hucurât sûresinin birinci ve ikinci âyetleri ile: “Seslerinizi Allah’ın ve Rasûlü’nün önüne geçirmeye kalkmayın. Yoksa bütün amelleriniz boşa gider!”

Hatice Dilek Cengiz