Günün Sözü

Günün Sözü
” Zaman öyle tatlı bir eğitimci ki nefis, vicdan ve aklı uyumlu kullanmayı bildiğimizde elbette.
Hızla mı akıyor? Belli ki nefsimiz mest olmuş fakat aklımız ve vicdanımızla kendimizi dengelemeliyiz.
Yavaş mı akıyor? Belli ki nefis sınavda.Vicdan ve aklı ona katık etmeliyiz.
Standart yani nötr mü hissediyoruz? Bu kezde rahat, telaşsız, acısız olmanın, başlıbaşına bir nimet olduğunu, vicdanımız ve aklımız nefsimize hatırlatmalı. Aksi halde ibret alınacak kadar verilmiș ömrü, tüketmekle kalmaz, kendi felaketimizi ellerimizle hazırlamış oluruz.”
6 Mart 2024
25 Şaban 1445
Hatice Dilek Cengiz
www.huzuryasamkocu.com

Günün Sözü

“O, bu, şu ne yapıyor, ne yapmış, ne yapacakla harcanacak zamanı olmayanlar, neyi daha iyi yaparım, nerede hata yaptığım için bunu yaşıyorum, ne yaparsam bu bir daha yaşanmaz, ne güzel davranış, düşünce ya da niyet bu böyle, bende bunu bașarmalıyım diyerek, başkalarının hayatına akletmek için bakıp, marifet devşirenlere ne mutlu. Hayat böyle yaşanınca sürekli hayra hizmet eden coşkun bir ırmak olur, bizde tüm zorluklara rağmen, akıntıya ters yüzebilen bir alabalık.”

5 Mart 2024
24 Şaban 1445
Hatice Dilek Cengiz
www.huzuryasamkocu.com

Günün Sözü

Günün Sözü
“Dünya için ihtiyaçlarımıza yetip kimseye muhtaç olmayacak kadar çalıșırsak, ahiret içinse takva sahiplerine öncü olmak niyetiyle, hayırlarda yarıșırsak; ne fitne, ne fesad, ne hased kalır. Dünya yașanılası bir hâl alır, hem ahiretimizi kaybetmez, hem dünyamıza hak ettiği, hürmeti ve kıymeti göstermiș oluruz.”
2 Mart 2024
21 Şaban 1445
Hatice Dilek Cengiz
www.huzuryasamkocu.com

Günün Sözü

Günün Sözü
“Dünyayı olduğu gibi değil olduğumuz gibi görüyoruz.
Kuran’da emrolunduğumuz gibi olsak, zahmet yerini afiyete bırakacaktır. Ama iman,ama tevbe, ama sabır, ama şükür olmadan olamaz ki!”
1 Mart 2024
20 Şaban 1445
Hatice Dilek Cengiz
www.huzuryasamkocu.com

Kafa Karıştıran Sorular ve Cevapları

10 Aralık 2023 Kocaeli Karamürsel İslamder Derneği’nin davetlisi olarak, Hatice Dilek Cengiz tarafından gerçekleştirilen konferans kaydı istifadenize sunulmuştur.

Sevmek ve Sevilmek mi İstiyorsunuz?

Sevmek ve Sevilmek Mi İstiyorsunuz?

Bir O sevsin sizi yeter.

O’nu sevenler, O’nu seveni zaten severler.

Siz O’nu gereği gibi sevdiğiniz hâlde, sizi sevmeyenlerin, O’nu gereği gibi sevmediklerini anlayın.

Sorunun kendinizde olduğunu farkedip, sevdiğinizin kalite standardını gözden geçirin derim kardeşler.

Standardını doğru belirleyip, seven ve sevilmeyi başaranlardansanız, tebrikler.

Hatice Dilek Cengiz

Kitap’la Yaşamak

Kitap’la Yaşamak!

Birbirimizi ve birbirlerini Allah için sevmeyi başaramayanlardan hayır beklemek ham bir hayal. Önce nefislerdeki kıskançlığı ve benliği yenip, biz olmayı ve küfre karşı bir duvarın tuğlaları kadar aynılaşabilmeliyiz. Bu da ancak Kitap’lı bir hayatı seçmek ve yaşamakla mümkün. Kitaba dokunmakla, okuyup okuyup geçmekle, başkalarını uyarmak için okumakla, kitabın tafsilatına takılıp hükmü es geçmekle, anlayamam aymazlığında bocalamakla, kitabı anlattığı söylenen kitaplarla oyalanıp kaynağı ihmal etmekle, bir kısmını önemseyip diğer kısımlarını önemsiz sanmakla, güzel sesle seslendirip ezber yarışmaları yapmakla, ben başardım demek için iş yapmaya kalkmakla olmaz kardeş. Rahman tez zaman da aklımızı başımıza devşirsin. devşirsin ki; beyni kalbe, kalbi Rabbe teslim edenlerle birlikte ümmetin dirilişi gerçekleşsin.Amin. Kalemin Rabbine Andolsun ki hepimiz sorumluyuz!

Hatice Dilek Cengiz

 

Kötülük Yapmak Kolay

KÖTÜLÜK YAPMAK KOLAY

Kar taneleri tek başına ne kadar da yumuşak ve hoş değil mi? Ama sert bir kartopuna dönüştüğünde veya çığ adıyla zirvelerden kaymaya başladığında, nasıl da beyaz bir ölüme dönüşüyor. İnsani fakat kötü eylemlerimizi birer kar tanesi varsayarsak, bizi sarıp kuşatmadığı sürece donmayız diyerek avunsak yahut biri yaptığımız kötülüklerin altında kalıp ölmedikçe sorun yok desem, hata etmiş olmaz mıyız?

Kötülük eşittir ölüm yahut katletmek diyebilir miyiz? Ya öldürmemeyi ama aynı zamanda güldürmemeyi de hedefliyorsa birileri yani işkence ediyorsa, kendince “Rahmet say öldürmüyorum ya!” diyorsa? İşte bu zulmü bir çeken bilir, bir de çektiren, bir de her şeyi bilen!

Gökten üç elma düşse, biri iyilerin başına, ikincisi kötülerin, üçüncüsü kötülüğün yayılmasını isteyenlerin başına. Birinciler hariç, son ikisi bu elma ile zehirlense desem o zaman cenneti dünyada istemiş ve haddi aşmış olurum değil mi? Dünya kurulalı beri iyiler ve kötüler hep oldu, hep olacak biliyorum. İçimi acıtan gerçekleri, bir kez daha belleğimin gün yüzüne çıkmasına neden olan nefsim, nefsimi körükleyen şeytan, biliyorum. Üzülüyorum insanca ama çaresiz olmadığımı çok iyi bilmenin kuvveti ile yönümü Allah’a dönüyorum. Dua frekansında kalıp o en özel anı yakalamaya gayret ediyorum.

Ne olur şu andan itibaren tatil planları, düğün, bayram, gezi, üniversite, kariyer, davet, yarışma, v.b gibi dünya zevklerine yatırım yapmaktan çok daha fazlasını, ahiret için yapsak. İçimizdeki kötülüğe teşvik eden sinsi şeytana değil vicdanın müşfik ellerine bıraksak merkezi kontrol sistemimizi. Nefsimiz doludizgin koşmaktan yorulmadan, dünya adına ve yaşlanıp iş işten geçmeden, bir yatağa hareketsiz mahkûm olmadan ya da ansızın ölümle burun buruna gelmeden, artık kendi varoluşuna adasa kendini, hepimiz…

Başkalarının ne yaptığı ya da ne yapmadığından çok kendi yaptıklarımızı gözden geçirip kötülük adına ne varsa listeden silmek için çabalasak. Bugün farklı bir ben olma yolunda, bir adım atsak. Öldüğümüz gün, en büyük ödülü yani cenneti kazandığımız gün olsa. Kötülerle yollarımızı bu dünyada ayırmanın hazzını, tüm hücrelerimizde hissetsek. Herkese söz geçirme çabamızı bırakıp kendi cennetimizin kaskosunu kendi irademizle imzalasak. Kaybetmeye değil, kazanmaya ayarlasak tüm gayretimizi. İyilerden olup iyilerle haşrolsak.

Ne güzel olurdu değil mi? Öyleyse bugün kendinize bir hediye alın, Adı Kur’ân olsun. Çünkü bilin ki o, iyilerin kitabı! En iyinin, tüm iyilere çağlar öncesinden gönderdiği hediyedir o. İyilerin destansı kıssaları sizi tutuştursun.

Kötülerin kötülüklerinin nasılını, niçinini, iyilerin asil mücadelesini ve zafere giden yolun kilometre taşlarını bir bir yüreğinize koyun. Asrın bir iyisinin de siz olduğunuzu ispatlamanın en iyi yolunu bulmak için yorulun. En az kötüler kadar yorulmuyorsak iyiyim demeye utanmayı bilenlere, kardeşçe bir tavsiye.

Hatice Dilek Cengiz

İnce Fikirli Misiniz? Kalın Fikirli Mi?

İnce Fikirli Misiniz? Kalın Fikirli Mi?

Olaylara nereden bakarsınız? İçeriden mi? Dışarıdan mı? İnce eleyip sık dokuyanlardan mısınız? Kafa göz yarıp sapı samana karıştırıp “Geçti Bor’un pazarı, sür eşeği Niğde’ye” denecek kadar umarsız davranıp sonra da kimseye pabuç bırakmayayım dercesine doludizgin, ağzınıza geleni kurşun gibi yağdıranlardan mı?

Vaktinde bir şeyi hazır edenlerden mi? Nasıl olsa yetişir deyip ipe un serenlerden misiniz?

Konuşmadan önce düşünenlerden mi, düşünmeden konuşmayı sanat haline getirdiği ile övünenlerden mi?

Ser vermeye gerek olmasa da, sır vermeyi bir ihanet algılayanlardan mı, yoksa her ağzınız boş kaldığında, yemeden içmeden, bildiğini, bilmediğini, duyduğunu ama görmediğini, yumurtlamayı sevenlerden misiniz?..

Başkalarının haklarına saygılı mısınız? Yoksa hepimiz kardeşiz kolaycılığına kaçıp hak ihlal ederlerken bile, pişkinliği elden bırakmayıp kabalaşan, itip kakanlardan mı? “Evdeki hesap çarşıya uymayabilir” deyip tedbiri elden bırakmayanlardan mısınız? Yoksa iş olacağına varır diyerek, çarpık bir kadercilikle işi oluruna bırakıp sıkışınca, vaveyla koparıp ya da tozu dumana katıp “Nereden bilebilirdim kardeşim?” diyerek sabun köpüğü misali üste çıkanlardan mısınız?

Leb demeden leblebiyi hatta Çorum’u kastettiklerini anlayanlardan mısınız? Yoksa gözüne sokmadıkça görmeyen, yeter denmedikçe ısrar etmeye devam eden, sus denene kadar konuşanlardan, defol denene kadar, karşınızdakinin sizden zevk aldığını sananlardan mısınız?

Bakışından, duruşundan, ses tonundan ne demek istendiğini çözenlerden misiniz? Karşınızdakinin sözünü, haddinizi bilmeksizin, saçma sapan, incir çekirdeğini doldurmayan açıklamalarla keserek, muhatabınızı çılgına çevirenlerden misiniz?

İstetmeden verenlerden misiniz? Yoksa başınıza dikilmedikçe alacaklınız, borcunuza sahip çıkmayanlardan mısınız?

Biz bizce kıyasladık. Siz sizce değerlendirip en doğruyu bulacak fakat eğri oturup doğru konuşmadan yana tavır alacak mısınız yoksa hem doğru oturup hem de doğru konuşacak mısınız bilmiyoruz! Sizleri nefsinizle baş başa bırakırken, şeytandan uzak, Rahmân’a yakın bir ömür geçirmenizi diliyoruz. Çünkü biz dostuz!
Fikrime rejim yaptırıp, ince fikirli olmaya gayret eden şahsım adına, sizinle birlikte artık birşeyleri hep birlikte yeniden anlamlandıralım istiyorum. Dünya fikren hayli obez kanımca. Neye ve kime hizmet ettiği üzerine ciddi düşünmemiz gerekli diyenleri, düşünmeye, iyiden iyiye düşünmeye davet ediyorum

Hatice Dilek Cengiz

 

Mutluluğun Sırrı!

Mutluluğun Sırrı!

Emri yalnız O’ndan almak!

Yalnız O’na şirk koşmaksızın inanmak!

Yalnız O’ na rağbet etmek!

Yalnız O’ nu yüceltmek!

Yalnız O’na yalvarmak!

Yalnız O’ndan yardım ummak!

Yalnız O’na sığınmak!

Yalnız O’nun adına iş yapmak!

Yalnız O’nu razı etmeye çalışmak!

Yalnız O’nu en çok sevmek!

Yalnız O’ndan en fazla korkmak!

Yalnız O’na tevekkül etmek!

 

O’dan gayrısına ise:

Mümin ise şefkatle,

Müslim ise nasihatle,

Fasık ise tehditle,

Gafil ise ilimle,

Cahil ise kaçarak,

Zalim ise tutarak,

Kafir ise davet ederek,

Münafık ise sert ve caydırıcı davranarak,

Kitap ehli ise Kuran’a davet ederek,

‘Orta yollu’ olmalıyız.

Kimseyi azdırmadan ve kimseyi kaçırmadan,

Kimseye yük olmadan ve gereksiz hiç bir yükü almadan,

Kimseye nefsi için kin gütmeden,

Kimseyle din adına savaşmadıkça savaşmadan,

Kimse için adaletten ayrılmadan,

Kimse için değil, yalnız Allah için, malını ve canını satmadan,

Mutlu olmanız da, mutlu etmeniz de mümkün değil bilesiniz!

Çünkü güldüren ve ağlatan Rabb’imize gönüllüce, içimizde hiç bir sıkıntı duymaksızın  teslim olmadan,

Ne yerli yerince gülmemiz ne de ağlamamız mümkün değil!

Hatice Dilek Cengiz