Ne zaman bir melek kanadını takıp uçmaya hazırlansa, yanında uzun sakallı bir adam beliriyor. Onları yanına alıyor, acılarını dindiriyor, iyileştirebildiklerini iyileştiriyor. Başaramazsa onlar cennete giderken yanı başlarında duruyor.
Muhammed Bzeek ölümcül hastalığa yakalan çocukları evlat ediniyor, onlara bir ev, baba ve huzur içinde bir ölüm veriyor. Muhammed 62 yaşında. 1978’de memleketi Libya’dan ABD’ye gitti. Şikago’da elektronik mühendisliği üzerine eğitim aldı.
Şehir değiştirdi, Los Angeles’ta çalışmaya başladı. Şehirle birlikte hayatı da değişti. Bu değişimin tam ortasındaysa âşık olduğu kadın vardı.
Muhammed, Amerikalı Dawn’la çalışırken tanıştı. Dawn Ailesi’nden öğrendiği bir geleneği yaşatıyordu, 1980’lerden beri çocuk evlat ediniyordu. Hatta çocuklar için bir bakımevi bile açmıştı.
Muhammed onu ve çocuklarını çok sevdi. Çift evlendi ve evlatlarına evlat kattı. Dawn ve Muhammed, 1995’te önemli bir karar aldı, artık sadece ölüm döşeğindeki çocukları evlat edineceklerdi.
O tarihten sonra evlerinin kapılarını hastanelerde, soğuk odalarda ölümü bekleyen onlarca çocuğa açtılar. Çocuk ve ölüm kelimelerinin bir araya geldiği ve sözün bittiği noktada Muhammed’i dinleyelim:
“Eşim 3 sene önce hayatını kaybetti. O hastalandıktan sonra işi bıraktım, çocuklar ve onunla ilgilenmek için… Eşim öldükten sonra da çocuklara tek başıma bakmaya başladım. Şimdiye kadar 80 çocuğa baktık, 40’ı hastaydı. Maalesef çocuklarımdan 10’u evimde hayatını kaybetti.”
‘KİMSE ONLARI İSTEMİYOR’
Ölüm döşeğindeki evlat edinmeyi neden tercih ettiğini de şöyle anlattı:
“Kimse onları istemiyor. İnsanlar ölümden korkuyor. Çocuklarının evlerinde ölmelerini istemiyorlar. Bakımları da zor. Onları hastane odalarına terk ediyorlar. Ama birisi onlara bakmalı. Çoğunun annesi alkol ya da uyuşturucu bağımlısı. Çocuklarını öylece terk ediyorlar. Hastanede de çocuklar sevgi dolu bir ortamda kalmıyorlar. Ancak bir evde kalırlarsa, aileleri olursa gerçek bir sevgi alıyorlar. Onların bana her zamankinden fazla ihtiyacı var. 10 çocuğumun hepsinin öldüğü zaman ellerinden tutuyordum.”
‘MÜSLÜMAN YAPTIĞI İYİLİĞİ ANLATMAZ’
Basının gözleri üzerine çevrilince Muhammed hayli şaşırmış… “28 yıldır çocuklara bakıyorum. Hayatımı çok özel yaşarım. Benimle ilgili haberler çıkınca arkadaşlarım da çok şaşırdı. Camidekiler ‘Yaptıklarını bilmiyorduk’ dediler. Yıllardır gittiğim marketin kasiyeri beni görünce ağladı. Bu normal çünkü bir Müslüman yaptıklarını anlatmaz. Kimseden teşekkür beklemiyorum, beni ödüllendirirse ancak Allah ödüllendirir.”
TEK BİYOLOJİK ÇOCUĞU VAR, O DA HASTA
Muhammed hem teşekkür beklemiyor hem de kendi deyimiyle Allah’tan gelen hiçbir şeye itiraz etmiyor. Sadece tek bir biyolojik çocuğu var.
Kadere bakın ki, o da gelişim bozukluğundan mustarip. 19 yaşında ancak 4 yaşındaki bir çocuğun bedenine sahip. Muhammed tekerlekli sandalyedeki oğlunu üniversiteye bırakıp döndüğünde ise onu evde evlat edindiği 6 yaşındaki kız çocuğu karşılıyor. Bzeek’in evlat edindiği çocukların çoğu yaşama tutunmayı başardı.
Ama Muhammed çocuklarla iletişimini hiç koparmadı: “Bazıları şimdi üniversiteye gidiyor, bazıları evlendi bile hatta çocukları var! (gülüyor) Mesela 30 yaşında olan çocuklarımdan biri bana hâlâ baba diyor.”
TRUMP’A KARŞI ÖRNEK GÖSTERİLİYOR
Muhammed uzun sakallı, düzenli olarak camiye giden Libya asıllı bir ABD vatandaşı. Peki hiç ayrımcılığa uğradı mı, özellikle de ABD’de artan göçmen ve Müslüman karşıtlığından sonra? Bu soruya Muhammed’in cevabı siyasetin, insani duygular karşısında nasıl çaresizleşebildiğini gösteriyor:
“Evet zaman zaman ayrımcılığa uğradım. Fakat hikâyem haber olduktan sonra çok güzel şeyler duydum. Pek çok yetkili bana ödül verdi. Başkan Trump’ın yasak koyduğu ülkelerden biri benim memleketim Libya’ydı. Çevremdeki pek çok kişi Trump’a ‘Utan ve git Muhammed’in hikâyesini oku’ diye tepki gösterdi.”