Has Kullar
289- Hayatta iyi kimseler oacağı gibi, kötülerin ve kendine açıktan açığa kötülük edenlerin de olacağını bilir. İyiliğin kişiye göre değişecek bir olgu olmadığını bilir. İyilik herkesçe kabul görecek ahlaki, insani ve dünyevi duruş, hal ve eylemi gerçekleştirecek bir duygu
durumunun sonucudur. Bu duygu durumunu sürekli korumak, ona göre bir erdemdir. İyiliğin yapsam da olur yapmasam da denilerek yapılamayacağından, ‘hiçkimse yapmasa da, yahut taktir etmese de ben yapmalıyım’ denilerek yapılacak, olumlu davranışlar bütünü olduğunu bilir. Kötülüğün ise tarife bile gerek kalmayacak şekilde herkesçe çok iyi bilindiğinin şuurundadır. Hayat boyu tek hedefi iyilikler derleyip, iyilikler ekip, kötülerin kötülüklerine gücü yettiğince engel olabilmektir.
290- Bazen sorumluluktan kaçmanın insanın başına çok daha büyük dertler açacağının farkındadır. Aslında sorumluluk almayı veya sorumluluk verilmesini, dert olarak algılamanın, başlı başına bir sorun olduğunu anladığı gün, sorumluluklarının onu korkutmaması gerektiğini de fark etmiştir. Öyle ya sorumluluk verilmekte, sorumluluk almakta kendine güvenin veya ona güvenildiğinin alameti olduğundan, bunun bile tek başına onu mutlu etmesi gerektiğini hatırlamalıdır. Bu güne dek aldığı sorumlulukların hakkını vermediği her olayda, kendini sıkıntıya sokacak olayların içinde kaldığını görmüştür. Bu olaylardan da başkalarını suçlayarak değil ancak nerde hata yaptığını düşünüp bulduğu zaman sıyrılıp çıkabildiğini tecrübe etmiştir.
291- Ağır imtihanlardan çıktığında kendisini yorgun, halsiz, zayıf hissetmesinin normal olduğunu bilir. Elbette insan olmak ve insan kalmanın ciddi bir mücadele gerektirdiğinin farkındadır. Hataların insan için olduğunu bilmek, hatalarından ders alarak ilerlemek onun hayat prensibidir. Bilir ki tekrarlanan hatalar:
– Tam anlamıyla ders alınmayıp yinelenen davranışlardan
– Kendisi dışında herkesin suçlu görüldüğü anlardan
– Yapılan hata basit görüldüğünden
– Bilmediği yahut eksik bildiği bir konuyu bile, bilirmiş gibi davranarak yaşamaya kalkıldığından,
– Pek çok insanın aynı hatayı umarsızca sürdürüyor olmasından
– Zaaflara ya da duygulara esir olunduğundan
– Hata yapmayı alışkanlığa dönüştürdüğünden
– Doğru yaptığını zannettiğinden
– Nefsin yahut şeytanın tuzağına düştüğünden
kaynaklandığını bilir.
Hatice Dilek Öztürk