İbni Kayyım ( رحمه الله (Allah ona rahmet etsin) dediki ;

Günah işleyen kimse;

Kötü görüşlü olur
Hakkı gizler
Kalbi bozulur
Zikrin şuurunda olmaz
Vakti zayi eder
Halk ondan nefret eder
Kalbi katılaşır
Rızıkta ve ömürde bereket gider
İlimden mahrum olur
Zillet elbisesi giyer
Düşmanın pençesine düşer
İçi daralır
Kalbini ifsat eden ve vaktini öldüren arkadaşlara müptela olur
Daimi sıkıntı ve tasa duyar
Geçim sıkıntısı görür
Üzgün olur.

Bazen küçük bir şey büyük sırlara ayna olur:

Hz. Yusuf’un kanlı gömleği onu kurdun yemediğini gösterdi; çünkü parçalanmamıştı.

Parçalanan gömleği iffetsizlik yapmadığını gösterdi; çünkü arkadan yırtılmıştı.

Babasına getirilen gömleği ölmediğini gösterdi; çünkü kokusu vardı.

Sayın Soner Duman’dan Alıntıdır.

Ömrüm boyunca oruç tutsam, hiç uyumadan geceleri ibadetle geçirsem, malımı parça parça Allah yolunda infak etsem, fakat gönlümde Allah’a itaat edenlere karşı bir sevgi, isyan edenlere karşı bir nefret duymasam, bütün bu yaptıklarımdan bir fayda göremem.

__Abdullah bin Ömer__

Sıkıntı Bulutları

“Sıkıntı bulutlarının dağılmayacağını zannetme sakın! Her şeyin bir zamanı vardır. Şunu iyi bil ki: kurtuluş, zorluk ve darlıktan sonra gelecektir. Ki bunun pek çok delili vardır. Mesela dikkat edilirse Allah-u Teâlâ âyet-i kerîmede; “Sabredenleri teselli et” buyurmamış; “Sabredenleri müjdele” buyurmuştur. Bu da gösteriyor ki, sabrın karşılığında bir kurtuluş, ecir, zafer ya da kolaylık vardır.”

[Risâletu’l-Müsterşidîn, Abdulfettâh Ebu Gudde tahkîki]

Alıntıdır.

Hep anne ve babalar mı?
Çocuklarını alnından öper!!!
Allah rızası için şu resme iyi bakalım.!
Çekirdek kabuğunu doldurmayacak basit ne çok şeyi dert ettiğimizi düşünelim!
Kimi yemeği beğenmez, kimi yağlı der, kimi tuzsuz, kimi etsiz, kimi bundan başka yiyecek bir şey yok mu?
Kimi elbisesini, kimi gömleğini, kimi pantolon, ceketini, kimi burnunu, kulağını, elini, ayağını, yüzünü, vücut şeklini, saçını, evini, arabasını, yaşamını, mahallesini, işini, eşini, annesini, babasını, kardeşini vs. Bu örnekleri çoğaltabiliriz.
Genel olarak bir şükürsüzlük hakim toplum olarak bizde maalesef. Her halimize şükredip bizden daha kötü durumda olanların olacağını akledemiyoruz!
Mesela; Bir parça ekmek, yemek bulmak için km’lerce yol yürüyenler, eli, kulağı olmayıp, özürlü olanlar, sığınacak evi olmayan, anne ve babasını hiç görmeyenler!
Biz şükredip idrak etmediğimiz için belki bir çok nimetin değeri bilinmiyor!
Rabbim şükredip değer bilip o Rahmana gönül huzuruyla hesap vermeyi, bizleri imtihanını kolay verip, tek yürek halinde yaşayabilen kullarından eylesin Inşaallah.
Dualarda buluşmak dileğiyle, Hayırlı Cumalar, Selam ve Dua ile
Muhammed Enes’den ALINTIDIR

Oğlum!

İnsanlarla az, Rabb’inle çok konuş; belki o zaman kalbin Rabb’ini görür. Muaz bin Cebel

Bilgeye sormuşlar:
” İnsan nasıl sabreder.? ” diye.. Demiş ki;
“Unutursun sabredersin” bu en güzelidir..
“Kabul edersin sabredersin” bu en doğru’sudur..
“Vazgeçersin, sabredersin” bu en zoru’dur..
Bir de “işini ALLAH’a havale eder, sabredersin” İşte bu, en Yüce’sidir…

Alıntıdır

Şu dört şey devam ettikçe din ve dünya dimdik ayakta durur:

1- Zenginler cimrilik etmedikleri

2- Alimler bildikleri ile amel ettikleri

3- Cahiller bilmedikleri konularda kibirlenmedikleri

4- Fakirler ahiretlerini dünyaları karşılığında satmadıkları müddetçe

Hz.Ali

‘Dişi aslan avladığı ceylanı yemeğe başlarken karnında yavrusu olduğunu fark eder..
Yavruyu ölmüş ceylanın karnından çekip çıkarır lakin iş işten geçmiş, yavru çoktan ölmüştür..
Aslan, annesi ölmüş yavruyu yere koyar ve ağır adımlarla bir kenara çekilip yere uzanır..
Bu fotoğrafları çeken fotoğrafçı uzun süre aslanın hareketsiz kalmasından şüphelenir ve cesaretini toplayarak aslanın yanına yaklaştığında onun öldüğünü görür..
Aslanını ölüm nedenini öğrenmek için götürdüğü veteriner karnını yarar ve kalbinin patlayarak parçalandığını tespit eder..
Bu fotoğrafı gördükten ve altındaki bu bu yazıyı okuduktan sonra anladım ki; Aslan yürekli olmak,
gücüne dayanarak senden zayıfların hayatına kast etmek değil;
masum bir annenin yada bir yavrunun ölümüne sebebiyet vermiş olmanın üzüntüsüne yüreğinin dayanamaması demekmiş..
Bu yüzdendir ki hayvan dediğimiz o varlıklar, (bir kısım) insanlardan binlerce kat daha iyiler..
Alıntı…

Halife Hz. Ömer bir gün kırbasını sırtına yüklenmiş, Medine’nin kalabalık sokaklarında dolaşıyordu. Bu durum oğlu Abdullah’ın da gözüne ilişti ve sordu;

“Baba sen ne yapıyorsun, koskoca halife sırtında kırba taşır mı?”

“Oğlum, adam bulamadığım için ya da başka bir zorunluluk dolayısıyla taşıyor değilim. Nefsime gurur gelir gibi oldu, kendimi beğenir gibi oldum, küçültmek için bu yola başvurdum.”

■ Adalet olmadıkça yönetimin faydası olmaz.
■ Edep olmadıkça asaletin faydası olmaz.
■ Cömertlik olmadıkça zenginliğin faydası olmaz.