Müzemmil suresi 73/1-5
“Ey örtünüp bürünen (Resûlüm)! Birazı hariç, geceleri kalk namaz kıl. (Gecenin) yarısını (kıl). Yahut bunu biraz azalt, ya da çoğalt ve Kur’an’ı tane tane oku. Doğrusu biz sana (taşıması) ağır bir söz vahyedeceğiz.”
Müzemmil suresi 73/1-5
- Published in Ayet
Müzemmil suresi 73/8
“Rabbinin adını an. Bütün varlığınla O’na yönel.”
Müzemmil suresi 73/8
- Published in Ayet
Müzemmil suresi 73/9-10
“O, doğunun da batının da Rabbidir. O’ndan başka ilâh yoktur. Öyleyse yalnız O’nun himayesine sığın. Onların (müşriklerin) söylediklerine katlan ve onlardan güzellikle ayrıl.”
Müzemmil suresi 73/9-10
- Published in Ayet
Yüreğimin Fısıldadıkları
- “Ay ışığında okuduğu Kuran’la, gün ışığında yol alanlar, hedefe mutlaka varacaklar!”
- “Zaaflarınızı yenmediğiniz sürece, acı çekmeye devam edeceksiniz demektir. Öyle ise zayıf halkalarınızı tez zaman da güçlendirin.”
- “Bilmek bilince, bilinç ise iradeye yelken açar. Bir şartla; doğru bilgi kaynağı elinizde ve bilinçaltınız da temiz ise elbette.”
- “Az yemek az uyumaya, az uyumaksa az konuşmaya neden olacaktır. Neden mi? Yaptıklarını yıkmak istemeyecektir de ondan!”
- “Sevilmeyi beklemek yerine, önce sevdiğinizi belli etmeyi deneyin. Görün bakın ne kadar hızlı yol alacaksınız.”
- “Boş musunuz? Boşlukta mısınız? Dikkat edin!”
- “Allah’ın neyle diklerinden değil, kul eylediklerinden olmanın yolunun duadan geçtiğini unutmayın!”
- “Körle yatıp şaşı kalktığınızda, suçu kendinizden başka kimse de aramayın!”
- “Sorunlu insanların, sorumsuz insanlar olduğunu fark ettiniz mi?”
- “Sorunları nedenlerini belirlemek için ömrünüzü harcayıp, bir türlü sonuca gelemiyorsanız takılmışsınız demektir. Sorunu defalarca söylediniz ve düşündünüz, artık eyleme geçin!”
- “Namaz Allah’ı sevmenin ve saymanın emaresidir. Ne kadar ve nasıl sevip saydığınıza dikkat edin!”
- “Sizi heyecanlandırmayı başaranlar en sevdikleriniz olduğuna göre, listenin başında kim ya da neler var. Allah ve Allah’ın sevdikleri ise sevinin ve heyecanlanmaya devam edin, değilse yüreğinizin temizlik vakti çoktan geçmiş bilin!”
- “Başı zevk, sonu eziyet olan işlerdense; başı sabır, sonu selamet olan işleri tercih ediniz.”
- “Şeffaf bir hayat yaşamaktan daha konforlusu yok bilin! Öyle ise içinizle dışınızı bir hale getirin!”
- “Hayır olduğunu sandığınız işler kolaylıkla yürüyorsa ‘hayır’, değilse ‘şer’ demektir bilin!”.
- “Varlığı da yokluğu da ‘dert’ olan şeydir para, bazı insanlar gibi. Varlığı da yokluğu da ‘rahmet’ olanlardan eyle bizleri Ya Rabbi!”
- “Tuttuklarınız tutkuya dönüşmüşse, dozu kaçırmışsınız demektir.”
- “Özel insan olmak isteyenlere duyurulur, Cennete hep özel insanlar girecekler!”
- “Dini ilk ve değişmeyecek kaynağından öğrenin, değiştirilebilir kaynaklardan değil. Nitekim Kuran öncekiler tahrif edildiği için indirilmiştir.”
- “Kitap gibi okunacak insan bulduysanız, hiç kaçırmayın satır satır okuyun!”
- “Dünya da sevip sevilmek isteyenlere önemle duyurulur. Sevgi Allah’ın bir ayetidir. Allah sevdiklerini sevdiklerine sevdirir.”
- “Bilmek sizi yüceltmiyorsa, alçaltıyor demektir bilesiniz.”
- “Beyninizi kalbinizin emrine, kalbinizi Rabbinizin emrine bırakırsanız, kara da ölüm yok , karada ‘şehadet’ var demektir!”
- “Daha adam olmayı bile başarmamışlardan, Adem olmasını beklemeyin!”
- “Allah merhametlilerin en merhametlisi olarak bizi terk etmez ve darılmaz. Bizim de O’nun gözde kullarının arasına girebilmek için, O’nu hiç terk etmemiz ve darılmamamız gerekmez mi?”
- “Amel mi niyet mi önemli derseniz, niyet derim. Niyet mi ihlas mı derseniz, bu kez de ihlası seçerim. Çünkü:Nice iyi niyetli insanlar vardır ki, Allah için yapmadıkları iyilikler onları kurtarmaya yetmeyecektir.”
- “Hayır demek nefistense sizi İSYANKAR, Rahman’dansa sizi İZZETLİ kılar bilesiniz.”
- “Siz kendinize bakın! Hatalarınızı düzelttiğiniz sürece, çevrenin karanlığı sizin iman nurunuzu söndüremez. Düşünsenize, karanlığın ışığı boğduğu hiç görülmüş mü?”
- “Kazandıklarınızı kaybetmeniz, bazen kazanmış olmanın azgınlığından sizi korumak içindir bilesiniz.”
- “Namaz gibi zekatta farz ise tembellikten kurtulup çalışmalı, Veren el olmayı başarmalıyız.”
- “İnsanları içinize almayın, yanınıza alın. İçinizi ise yalnız Allah’a ayırın!”
- “Allah’a el açan DUA etmiş, kullara el açan DİLENMİŞ olur. Bu ikisini bir araya getirip izzetinizi ayaklar altına sermeyin!”
- “Dünya geçici mutluluklar diyarı, kalıcısını isteyenler çok çalışmalı.”
- “Dünya yapılması gereni yapmaya çalışırken; yapmak zorunda olduklarımıza sabrederek, çoğu zamansa hak etmediğimiz halde verilenlere ise, şükrederek geçirilmelidir.”
- “Sırlarınızı yalnız Allah’a ve iman ehline açın ki, derdinize bir yenisi daha eklenmesin.”
- “İbrahim putları kırmıştı elbette ama, önce içindekileri. Dışındakileri kırdıktan sonra ise, asla özür dilemedi.”
- “Her istediğinizi yapmayarak mana aleminde, her istediğinizi yemeyerek maddi alemde, ışık hızı ile mertebe kazanabilirsiniz.”
- “Bilmek değil yapmak, duymak değil anlamak, vaat etmek değil ispat etmek gerek diyenleri, meydan da niçin göremiyorum!”
- “İyilik yapmaktan korkmayın! Hala iyilerin var olduğunuysa, hayatınızla ispatlayın!”
- “Hayatı her zaman çok ciddiye almakla birlikte, kendinizi her zaman çok ciddiye almayın! Çünkü;Hata yapabilir ve unutabilir olduğunuzu bilmek sizi ‘insancıllaştıracaktır’.”
- “Dünya da kendinizi hakim, insanları sanık sanmayın. Kul olmaya geldiniz bekçi değil! Sadece sözün en güzeli ile uyarın!”
- “Allah’ım kitap yüklü eşek olmamak için, bildiklerimizi bize yük değil, yakıt eyle!”
- “Mutsuz olmayı seçmiş bir insanı, kimse mutlu edemez bilesiniz! Kim mutsuzluğu seçer demeyin. Mutluluğunu başkalarının sağlamasını bekleyen herkes.”
- “Artık kendinizi paralamayın da sarıp sarmalayın. Sahi size sizden iyi kim bakabilir ki?”
- “Kendinize değer verdiğinizin tek göstergesi, Allah’a gereği gibi kul olmaktan geçer. Niye mi? Kulluğu sözde beğenmeyenlerin hepsi, Ya kendisinin ya da birilerinin kölesi.”
- “Değer görmek isteyenler önce değer vermeyi bilmeli, Bu da yetmez! Hak edene hak ettiğinden fazlasını da vermemeli.”
- “Eğer muhatabınız müminse güzelliklerini görür, kötülüklerini örterseniz; Her iki dünya da, her ikinizde kazanırsınız.!”
- “Mesele söylenmemiş bir şeyler söylemek olamaz, elbette birileri bir yerlerde, ya da bir zamanlar benzerlerini söylemiştir. Siz sizden bir şeyler katarak söylemelisiniz ki, buram buram siz koksun!”
- “Allah’ım katında küçük olanları bize küçük göster, büyükleri ise gözümüzde ve gönlümüzde büyüt!”
- “Çalışmadığı halde çalışanlara köstek olan, çalışanların şevkini kıran, çalışanların yorgunluğunu arttıran, çalışanların sırtından geçinen, çalışanların çalışmalarını beğenmeyen, çalışanların emeğini hiçe sayanların şerrinden, bu ümmeti kurtar. Amin!”
- “Hayat av, avcı ve tuzaklar arası bir bilmece. Kim erkenden bu bulmacayı çözerse, avlanmadan avlayacak, tuzak kuranlar ise kendi tuzaklarında, avlandıklarına şahit olacak bilesiniz!”
- “Nefsini sımsıkı tutunanlar kurtulacak, serbest bırakanlalar belalara yakalanacak bilesiniz.”
- “Bilgi kullanana bu dünya da güç, Ahirette şeref iken, kullanmayana yük, Ahirette ise ateştir bilesiniz.”
- “Şüphe girdiği kalbi katılaştırır ve taşlaştırırken, iman girdiği kalbi yumuşatır ve saflaştırır.”
- “Can sıkıntısı, canı verenin rızasına aldırmadan, vakti harcıyor olmanın alametidir.”
- “İşi çok olanların, can sıkıntısına vakti yoktur. Vaktin çok olduğunu sananların ise, işin aslından haberi yoktur.”
- “İnsanlı ya da insansız olan her yerde, siz imanlı olduğunuzu hatırlarsanız, her iki dünya dada mahcup olmazsınız bilesiniz.”
- “Bu güne kadar çok şey kaçırdım diyorsanız ve bunda samimiyseniz, bu günden sonrasını kaçırmamak için, hayıflanmayı bırakın da ‘doğru işler’ yapmaya başlayın!”
- “Geçmişle geleceği öyle bir bağlayın ki, defalarca kez söküp tekrar örmeniz gerekmesin.”
- “Hiçbir zaman yalnız değilsiniz. Eğer her daim kalbinize Rabbinizi konuk edebiliyorsanız!
- “İyileşmek için iyilik yapmayı denediniz mi hiç?” Deneyin iyileşeceksiniz! Emin olun kendinize hayrınız olmadığını sandığınız anda bile, birilerine iyilik yaparak, hem kendinizi hem de onları mutlu edebilirsiniz.”
- ” Konuşmanın işe yaramadığı hallerde Susun! ve Allah’a havale edin”
- ” Delikten dünyaya mı, dünyadan deliğe mi bakıyorsunuz?”
- ” Şeytanın Varlığına İNANIN, söylediklerine DEĞİL! ”
- ” Nefsinizi eğiterek içinizdeki şeytanı DEFEDİN!”
- “Değişimin gücü değişmekten geçer. Hayatınızın değişmesini istiyorsanız önce siz değişin. Siz istemediğiniz sürece kimse sizi değiştiremez ve tabi ki hayatınız da değişmez.”
- “Pürüzlerinizi temizlemediğiniz sürece şeytan size sürekli takılacak.”
- “İnsanların günahıyla uğraşmayın, şirki ile uğraşın”
- “Kitabı bildiği halde aydınlanmayan ve aydınlatmayandan Korkun!”
- “Sabredemediğiniz acılar bloke edilir. Zamanla size zarar verir”
- “Neyin anlamlı olduğunu ve kimin değerli olduğunu, Rablerinden öğrenenler, asla zarar etmeyeceklerdir.”
- Published in Sözlerim
Aile İçi İletişimin Altın Kuralları
İletişim Nedir ve Nasıl Olmalıdır?
- İletişim almak ve vermektir.
- Duyguları doğru ve güzel bir üslupla sunabilmektir.
- Düşünceleri kısa ve öz sunabilmektir.
- Saygı ve nezaketle davranmayı başarmaktır.
- Yanlış ya da eksik anlaşılmayacak şekilde nitelikli konuşmaktır.
- Birlikte olmaktan hoşlandığını ifade edebilmektir.
- Derdi ile samimiyetle dertlenmektir.
- Halden anlamaktır.
- Aynı dili konuşabilmektir.
- İhtiyaca yönelik elzem olanı konuşmaktır.
- Çözüm üretmeye yönelik konuşmaktır.
İletişim Kazaları Neden Ve Nasıl Olur?
- Önyargı iletişimi engeller.
- Yüksek ya da aşırı kısık ses iletişim kalitesini düşürür.
- Yargılayıcı veya kınayıcı üslup iletişimi krize sokar.
- Dinlememek başlı başına sorundur.
- Anlatmamak veya susmak iletişimi bitirir.
- Şakaya boğmak ya da hafife almak kırıcı etki yapar.
- Yüzüne bakmamak, gerektiği kadar göz teması kurmamak yanlış anlaşılmaya neden olur.
- Söz kesmek saygısızlıktır.
- Başa kakmak veya geçmişle suçlamak iletişimi başlamadan bitirir.
- Kaba ve küfürlü konuşmak öfkelenmeye neden olur.
Aile İçi İletişimde Olmazsa Olmazlar!
- Eşler Arası İletişim Nasıl Olmalı?
- Saygı hissedilmeli ve hissettirilmeli
- Sevgiyi hissettirecek bir ses tonu ile en güzel kelimeler seçilmeli
- Kriz anlarında gerginliğe neden olacak şeyler söylenecekse sakinleşene dek susmak tercih edilmeli
- Geçmiş tekrar tekrar gündeme getirilip, yıldırıcı konuşmalar yapılmamalı.
- Geçmişte yapılmış hatalar var ise helallik dilenip gönül alınmalı.
- Ortak verilmesi gereken kararlar istişare ile alınmalı.
- Hakaretvari, kırıcı ya da tahrik edici kelimeler söylenmemeli.
- Doğru anlamalı, anladığından emin olmak için geri bildirimde bulunulmalı.
- Zaman ve zemin çok iyi seçilmeli.
- Çocukları ilgilendiren konularda Allah’ın emri ön planda tutulmalı.
- Hatalar kabul edilip tekrarlanmaması için , öneriler ciddiye alınmalı.
- Birlikte geçirilen her an kaliteli geçirilmeli.
- Üzülen taraf duygularını biriktirip taşkınlığa varmadan söylemeli.
- Küskünlük süresi kısa tutulup, mümkünse küsmek yerine, kendini net ifade etmek seçilmeli.
- Başkaları ile yaşanan sorunlar eşe yansıtılıp, acısı çıkartılmamalı.
- Ailenin ortak değerlerini korumak adına, alınan önemli kararlar ve yaşanan gelişmelerden eşler birbirini haberdar etmeli.
- Sıra dışı hallerde, anlayışlı olunmalı.
- Anlamasını ve bilmesini beklemek yerine dosdoğru anlatmalı ve bilgilendirmeli.
- Tüm problemleri Kurani emirlerin hakemliğinde çözmeli.
- Eşler birbirlerinin itikadını, mizacını, ahlakını, geleneksel değerlerini, kişilik yapısını,sağlık durumunu, o an ki şartlarını çok iyi anlayıp ona göre beklentiye girmeli.
- Eşinizin önce Allah’ın kulu, dinde kardeşiniz, insanlıkta ise eşiniz olduğu bilincini korumayı başarmalı, unuttuğunuzda hatanızı anlayıp geri adım atmalısınız.
- Ebeveynlerin Çocuklarıyla İletişimi Nasıl Olmalı?
- Çocuklarınızın Rabbinizin bir emaneti olduğunu hiç unutmamalı iyi bir çoban gibi davranmalısınız.
- Onlarla nezaket ve şefkatle diyalog kurmalısınız.
- Hatalı olduklarında suçlarını aşan cezalar vermeyerek öfke ve kin duymalarını engellemelisiniz.
- Onları sözleri bitene kadar dinlemeli, anlamak için sorular sormalısınız.
- Kurunun yanın da yaşı da yakacak katı kararlar almamalısınız.
- Tutarlı ve isabetli kararlar alıp, son noktayı daima siz koymalısınız.
- Taleplerini ciddiye alıp, birlikte bir karara bağlamalısınız.
- Bitirici, kırıcı, aşağılar bir üslup seçmemelisiniz.
- Doğru zamanı seçmeli, gerekirse saat ve gün belirleyerek toplantı yapmalısınız.
- Sorunları biriktirmeden zamanında müdahale etmelisiniz.
- Kimsenin çocukları ile onları kıyaslamamalısınız.
- Dır dır yapmak yerine dinlemeye hazır oldukları anları iyi seçmelisiniz.
- Sorunlarınızı gizlememeli, idrak edebilecekleri şekilde anlatmalısınız
- Eşinizle iyi geçinmeyi bilerek, onlara büyüklüğünüzü gösterebilmelisiniz.
- Makul olmayan isteklerini reddetme sebebinizi inancınız çerçevesinde açıklamalısınız.
- Kuralları koyarken ifrat ve tefrite kaçmamalısınız.
- Ben dili ile konuşmalı, suçlamaktan vazgeçmelisiniz.
- İhlal edilen kurala verilecek cezayı önceden belirleyip, ani ve fevri kararlar alıp pişman olmanızı engellemelisiniz.
- Onların size yaptığı saygısızlıkları hoş görmediğinizi beden dili ve sözlerinizle açıkça ifade etmelisiniz.
- Onlara emniyet hissettirebilmelisiniz.
- Çok konuşup bıktırmaktansa, sesinizi ve görüşlerinizi merak ettirecek bir yetkinliğe ulaşıp, size bir şelale gibi akmalarını beklemelisiniz.
- Çocukların Anne Babası İle İletişimi Nasıl Olmalı?
- Öncelikle Anne babaları bir haramı emretmediği sürece onlarla iyi geçinmeyi bilmenin farz olduğu şuurunda olmalılar.
- Onlara saygı ve nezakette kusur etmemeliler.
- Yanlarında seslerini yükseltip, haddi aşan tavırlar sergilememeliler.
- Görüşlerini önemsemeliler.
- Hayati kararları istişaresiz almamalılar.
- Onları yetişme şartları ve eğitimleri çerçevesinde değerlendirip, kendilerine sunulan imkanlardan dolayı şımarmak yerine şükrü seçmeliler.
- Kimsenin ailesinin imkanları ile kendi ailelerini kıyaslamaya kalkmamalı, tevekkül etmeyi bilmeliler.
- Onlara herhangi bir çirkin lakap takmamalılar.
- Yüzlerine kötü ve kaba sözler sarf etmemeliler.
- Gıyaplarında hayır ve dua ile anmalılar.
- Anne babaya zulüm olacak hal ve davranışlardan uzak durmalılar.
- İhtiyaçlarını gidermekte nankörlük etmemeliler.
- Sorumlulukları hatırlatıldığında, duyarsız kalmamalılar.
- Evde rahmet olmayı bilip, zahmet çektirmemeliler.
- Sordukları sorulara yerli yerinde cevap vermeliler.
- Surat asarak veya odaya kapanarak iletişimi kesmemeliler.
- Sorunları dile getirip, çözüm istemeliler.
- Aileyi ilgilendiren ortak sorunlara kayıtsız kalmamalı, fikirsel ve eylemsel destek vermeliler.
- Geçmişte yaptıkları cahillikleri hoş görmeyi başarmalılar.
- Sevildiklerinin kıymetini bilmeli, yabancılara ailelerinden daha fazla değer verip,asilik yapmamalılar.
- Aynı anda yemek yemeyi, birlikte bir yerlere gitmeyi, sohbet edip dertleşmeyi aile olmanın güzelliği saymalılar.
- Kardeşlerin Kendi Aralarındaki İletişimleri Nasıl Olmalı?
- Onları birbirine kardeş kılan hakkı ve hatırı için, birbirlerine sevgi ve şefkat duymalılar.
- Birbirlerini dilemeyi bilmeliler.
- Birbirlerine destek olmalılar.
- Birbirlerine güven teklin etmeliler.
- Birbirleri ile oda, eşya, bilgi, tecrübelerini paylaşmalılar.
- Birbirlerine yaş farklarına uygun davranmalılar.
- Dışarıya karşı gerektiğinde birbirinin haklarını korumalılar.
- Anne babalarının gıyabında birlikte gizli işler planlamamalı, bunun haram olduğunu bilmeliler.
- Aile içi, komşular veya akrabalar arasında olmaları gerektiğinde, kaçmamalılar.
- Birbirinin açığını kapatma yönünde davranmalılar.
- Birbirlerini kıskanmak yerine,öz nefislerine kardeşlerini tercih etmeliler.
- Birbirlerine sözlü veya fiili şiddet uygulamamalılar.
- Gerektiğinde birbirinin yükünü alacak fedakarlığı göstermeliler.
- Evde yaşlarına uygun sorumluluk almalılar.
- Ailelerine yük olmak yerine, yüklerini hafifletecek davranışlar sergilemeliler.
- Küçük problemlerini büyüklerine taşımadan ve onları yormadan çözebilmeliler.
- Birbirlerini Allah için uyarmalı, umursamazlık etmemeliler.
- Farklı yanlarını alay ve eğlence konusu etmemeliler.
- Anne ya da babalarından diğer kardeşlerden farklı muamele beklememeliler.
- Aile içi sırları deşifre etmeyerek, birbirlerinin haysiyetlerini korumalılar.
- Birbirlerinin Cehennemi değil Cenneti olmayı başarmalılar.
Hazırlayan: Hatice Dilek Cengiz
- Published in Seminer Notlarım
Çocuk Eğitiminde Doğru Zannedilen Yanlışlar Nelerdir? Çocuklarımızı Eğitiyor muyuz? Öğütüyor muyuz?
1.Yanlış:Korkutarak çocuk yetiştirmek.
Doğru:Uyararak ve ferasetli davranarak çocuk yetiştirmek.
2. Yanlış: Şımartarak çocuk yetiştirmek
Doğru:Takdir ederek çocuk yetiştirmek.
3. Yanlış:Soğuk ve mesafeli davranarak çocuk yetiştirmek.
Doğru: Samimi ve sıcak davranarak çocuk yetiştirmek.
4. Yanlış: Döverek çocuk yetiştirmek.
Doğru:Merhamet ve dirayeti bir arada kullanarak çocuk yetiştirmek.
5. Yanlış:Tehdit ederek çocuk yetiştirmek.
Doğru: Öğüt vererek çocuk yetiştirmek.
6. Yanlış:Katı ve sert davranarak çocuk yetiştirmek.
Doğru: Esnek ve hoşgörülü çocuk yetiştirmek.
7. Yanlış:Aşırı korumacı çocuk yetiştirmek.
Doğru: Sorumluluk vererek ve cesur çocuk yetiştirmek.
8. Yanlış:Aşağılayarak veya çok eleştirerek çocuk yetiştirmek.
Doğru: Motive ederek ve eğiterek çocuk yetiştirmek.
9. Yanlış: Söylenerek çocuk yetiştirmek.
Doğru: Dinleyeceği zamanı gözeterek çocuk yetiştirmek.
10. Yanlış: Nazlayarak çocuk yetiştirmek.
Doğru:Güçlü çocuk yetiştirmek.
11. Yanlış: Kıyaslayarak çocuk yetiştirmek.
Doğru: Kendi farklılığını ortaya koyacak özgün çocuk yetiştirmek.
12. Yanlış: Sürekli her şeyi ve herkesi kötüleyerek karamsar bir çocuk yetiştirmek
Doğru: Olayları doğru ve olumlu yorumlayabilen kalender bir nesil yetiştirmek.
13. Yanlış:Her şeyden korkutarak ve korkarak cesaretsiz çocuk yetiştirmek.
Doğru: Yalnız Allah’tan korkan,korkularını tedbirle kontrol altına alabilen çocuk yetiştirmek.
14. Yanlış:Her önüne gelene haddinden fazla değer veren dalkavuk kimlikli bir çocuk yetiştirmek.
Doğru: İnsanlara hak ettikleri kadar değer veren çocuk yetiştirmek.
15. Yanlış:Hayır demeyi bilmeyen çocuk yetiştirmek.
Doğru: Gerektiği yerde onurlu davranmayı başaran çocuk yetiştirmek.
16. Yanlış: Eğlence endeksli çocuk yetiştirmek.
Doğru: Sorumluluk sahibi çocuk yetiştirmek.
17. Yanlış: Başarı endeksli çocuk yetiştirmek.
Doğru: Değerleri için doğru niyetle yarışan çocuk yetiştirmek.
18. Yanlış:Kusursuz olmasını isteyerek çocuk yetiştirmek.
Doğru:Doğruyu elinden gelenin en iyisini yapma gayretinde olan çocuk yetiştirmek.
19. Yanlış: Aşırı titizlenerek çocuk yetiştirmek.
Doğru: Temiz ve düzenli çocuk yetiştirmek.
20. Yanlış: Kaba ve küfürbaz olmasını överek çocuk yetiştirmek.
Doğru: Kibar ve saygılı davranmayı bilen çocuk yetiştirmek.
21. Yanlış: Evhamlı çocuk yetiştirmek.
Doğru: Dingin ve soğukkanlı çocuk yetiştirmek.
22. Yanlış: Sorgulayarak ve suçlayarak çocuk yetiştirmek.
Doğru: Özgüvenli ve dirayetli çocuk yetiştirmek.
23. Yanlış: Pejmurde çocuk yetiştirmek.
Doğru: Bakımlı ve temiz çocuk yetiştirmek.
24. Yanlış: Seviyesiz çocuk yetiştirmek.
Doğru: Ölçülü çocuk yetiştirmek.
25. Yanlış: Allah, cehennem, kabirle korkutarak çocuk yetiştirmek.
Doğru: Sevdirerek, merak ettirerek, ümit ettirerek çocuk yetiştirmek.
26. Yanlış: Baskı ile çocuk yetiştirmek.
Doğru: Seçmeyi bilen çocuk yetiştirmek.
27. Yanlış: İnatçı çocuk yetiştirmek.
Doğru: Makul çocuk yetiştirmek.
28. Yanlış:Boşboğaz çocuk yetiştirmek.
Doğru: Doğru zaman da doğru cümleyi doğru kişiye kurabilen bir çocuk yetiştirmek.
29. Yanlış:Gösterişe meraklı çocuk yetiştirmek.
Doğru: Mütevazi ve kendinden emin çocuk yetiştirmek.
30. Yanlış:Savruk çocuk yetiştirmek.
Doğru: Tutumlu ve tutarlı çocuk yetiştirmek.
31. Yanlış:Asi çocuk yetiştirmek.
Doğru: Kurallar Hakka isyanı emretmediği sürece uyumlu ve doğru davranmayı başaran çocuk yetiştirmek.
32. Yanlış:Bilmiş çocuk yetiştirmek.
Doğru: Bilge çocuk yetiştirmek. Bildiğini de, bilmediğini de bilen çocuk yetiştirmek.
33. Yanlış: Bağımlı çocuk yetiştirmek.
Doğru: Tek başına yeteneklerini ortaya koyabilen, medeni cesareti yüksek çocuk yetiştirmek.
34. Yanlış:Yalnız çocuk yetiştirmek.
Doğru: Akraba, aile ve arkadaşları arasında sağlıklı bir denge kurabilen bir çocuk yetiştirmek.
35. Yanlış: Obur çocuk yetiştirmek.
Doğru: Dengeli ve yeterli beslenmeyi bilen çocuk yetiştirmek.
36. Yanlış: Kavgacı çocuk yetiştirmek.
Doğru: Hakkını ararken zulmetmeyen ve hakkını da yedirmeyen güçlü çocuk yetiştirmek.
37. Yanlış: Pısırık çocuk yetiştirmek.
Doğru: Yiğit çocuk yetiştirmek.
38. Yanlış: Müşkülpesent çocuk yetiştirmek.
Doğru:Şükretmeyi ve sabretmeyi bilen çocuk yetiştirmek.
39. Yanlış: Her duyduğuna inanan ve yanlışa kolay meyleden çocuk yetiştirmek.
Doğru:Duyduklarını Kuran ve sünnet çizgisinde yorumlamayı bilen çocuk yetiştirmek.
40. Yanlış: Boş hayallerin ve eğlencenin tutkunu çocuk yetiştirmek.
Doğru: Hayatı Rabbine adamış hedefi Ahirette güzel bir derece kazanmak olan çocuk yetiştirmek.
HAZIRLAYAN : Hatice Dilek Cengiz
- Published in Seminer Notlarım
Ahir Zamanda İbrahim Olmak
- Sınandığı konularda Rabbinin emirlerini tam olarak yerine getirmeyi gerektirir. (2/125)
- Sadece kendisini değil soyunu da düşünerek dua eder. (2/125)
- Bulunduğu yerin emin bir belde olması için çalışır ve dua eder.(2/126)
- Allah’a ve ahiret gününe iman edenlere dua eder.(27126)
- Nesli ile birlikte ibadet yapılacak yer inşa eder.(2/127)
- Kendi Rabbine bizi boyun eğenlerden kıl, neslimizden de itaatkar bir ümmet çıkar diye dua eder.(2/128)
- Kavminin akıbeti için dertlenir : ‘Onlara senin ayetlerini okuyacak, kitap ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir peygamber gönder, üstün gelen ve her şeyi yapan’ sensin der. (2/129)
- Evlatlarına vasiyeti:’ Allah sizin için bu dini seçti. ‘O halde sadece müslümanlar olarak ölünüz.’ demiştir.
- Rabbi ona: ‘Müslüman ol!’ dediğinde, ‘Alemlerin Rabbine teslim oldum!’ demişti.
- Şüphesiz İbrahim Nuh’un milletinden di. Çünkü rabbine ‘Kalbi selim!’ ile geldi. (37/83,84)
- Asrının hükümdarı Nemrud’a: Benim Rabbim öldürür ve diriltir’ dediğinde, ‘Ben de öldürür ve diriltirim!’ deyince. ‘Benim Rabbim güneşi doğudan doğruyor haydi sen de batıdan doğursana!’ demiştir. (‘2/258)
- Rabbine: ‘Rabbim bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster?’ demiş, ‘Yaksa inanmadın mı Ya İbrahim?’ diye sorduğunda, ‘İnandım fakat Kalbimin mutmain olması için!’ cevabını vermiştir. Allah ise : ‘Dört kuş yakala, onları yanına al, sonra kesip parçalarını her bir dağa koy. Sonra onları kendine çağırdığında koşarak sana gelirler. Bil ki Allah azizdir ve hakimdir!’ buyurmuştur. (2/260)
- Kitap ehli O’nun hakkında tartışır, hal bu ki Tevrat ve İncil O’ndan sonra inmiştir. Bilgileri olmayan konular da bile tartışmaktan geri durmazlar. (3/75,76)
- İbrahim ne Yahudi ne de Hıristiyan’dı. O hanif olan bir tanıyan bir mümindi ve müşriklerden de değildi. (3/77)
- İnsanların İbrahim’e en yakını: Ona uyanlar, Hz. Muhammed ve ona iman edenlerdir. Allah iman edenlerin dostudur.” (3/78)
- Babasına: ‘ Babacığım! Duymayan, görmeyen ve sana fayda sağlamayan bir şeye niçin taparsın?’ (19/42)
- ‘Babacığım sana gelmeyen bir ilim geldi bana. Öyle ise bana uy ki seni düz yola çıkarayım!’ (19/43)
- ‘Babacığım; Şeytana kulluk etme! Çünkü o çok merhametli olan Allah’a asi oldu!’ (19/44)
- ‘Babacığım! Allah ‘ın sana gazaplanmasından ve şeytanın yakını olmandan korkuyorum!’ (19/45)
- Babası: ‘Ey İbrahim! sen benim ve atalarının ilahlarından yüz mü çeviriyorsun? Eğer bundan vazgeçmezden seni taşa tutarım! Uzun bir zaman benden uzak dur!’ demiştir. (19/46)
- İbrahim! :’Selam olsun sana! Senin için Rabbimden mağfiret dileyeceğim. Çünkü o bana karşı çok lütufkardır.’ (19/47)
- ‘Sizden ve Allah’ın dışında taptıklarınızdan uzaklaşıyor ve Rabbime yalvarıyorum. Umuyorum ki Rabbime dua etmekle asla bedbaht olmam!’ (19/48)
- İbrahim’in babası için af dilemesi, sadece ona verdiği bir sözden dolayı idi. Ne var ki onun Allah’ın düşmanı olduğu net olarak belli olunca, kendisinden uzaklaştı. Şüphesiz ki İbrahim çok yumuşak huylu ve pek sabırlı idi. (9/114)
- ‘Kafir olarak ölüp te Cehennemlik oldukları belli olanlara akraba dahi olsalar, Allah’a eş koşanlar hakkında af dilemek ne peygamber ne de iman edenlere yakışmaz.’ (9/113)
- Allah İbrahim’e İshak ve Yakup’u bağışladı ve her birini peygamber kıldı. (19/49)
- Allah kesin iman edenlerden olması için göklerin ve yerin melekutunu gösteriyordu. (6/75)
- ‘Gecenin karanlığı onu kaplayınca bir yıldız gördü. ‘Yıldız batınca, ‘Batanları sevmem!’ dedi. (6/76)
- ‘Ayı doğarken görünce; Rabbim budur!’ dedi.O da batınca ; ‘Rabbim bana doğru yolu göstermez is sapanlardan olurum!’ dedi. (6/ 77)
- ‘Güneşi doğar görünce de: ‘Rabbim bu zira bu daha büyük!’ dedi. O da batınca : ‘Ey kavmim, bensizin ortak koştuklarınızdan uzağım.’ (6/78)
- ‘Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratan Allah’a çevirdim ben müşriklerden değilim!’ dedi. (6/79)
- Kavmi onunla tartışmaya girişti. Onlara dedi ki: ‘Beni doğru yola iletmişken Allah hakkında benimle tartışıyor musunuz?.Ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden korkmam. Ancak Rabbimin dilemesi hariç. Rabbimin ilmi her şeyi kuşatmıştır hala ibret almıyor musunuz?’ (6/80)
- ‘Siz Allah’ın haklarında hiçbir hüküm indirmediği şeyleri O’na ortak koşmaktan korkmazken, ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden nasıl korkarım. Şimdi kıyaslayın da söyleyin. İki gruptan hangisi güven de olmaya daha layıktır!’ (6/81)
- İnanıp ta imanlarına herhangi bir haksızlık bulaştırmayanlar var ya işte onlar güven de olmaya layıktır. ve doğru yolu bulanlar da ancak onlardır.’ (6/82)
- İşte bunlar, kavmine karşı İbrahim’e verdiğimiz delillerimizdir. Biz dilediğimiz kimselerin derecelerini yükseltip, şüphesiz ki senin Rabbin hikmet sahibidir, hakkı ile bilendir.’ (6/83)
- ‘Allah’a yemin ederim ki, siz ayrılıp gittikten sonra putlarınıza bir oyun oynayacağım!’ (21/57)
- ‘Yavaşça putlarının yanına vardı! Oraya konmuş yemekleri görünce yemiyor musunuz? ( 37/91)
- ‘Neden konuşmuyorsunuz? dedi. (37/92)
- ‘Sonra da İbrahim onları paramparça etti. Yalnız onların büyüğünü bıraktı. Belki ona müracaat ederler diye. (21/58)
- Putperesler koşarak İbrahim’e geldiler. (37/94)
- İbrahim: ‘yonttuğunuz şeylere mi ibadet edersiniz?’ dedi. (37/95)
- ‘Oysa ki sizi ve yontmakta olduklarınızı Allah yarattı!’ dedi. (37/96)
- ‘Bunu ilahlarımıza kim yaptı. Muhakkak o zalimlerden biridir dediler.’ (21/59)
- ‘Bir kısmı: Bunları diline dolayan bir genç duyduk. Kendisine İbrahim denilirmiş dediler.’ (21/60)
- ‘O halde onu hemen insanların önüne çağırın. Onlar da şahit olsunlar. ‘ (21/61)
- ‘Bunu ilahlarımıza sen mi yaptın ey İbrahim! ‘dediler. (21/62)
- ‘İbrahim: Belki de bu işi şu büyükleri yapmıştır. Hadi onlara sorun eğer konuşuyorlarsa ‘ dedi. (21/63)
- ‘ Bunun üzerine kendi vicdanlarında: ‘Zalimler sizlersiniz sizler! ‘ dediler. (21/64)
- Sonra tekrar eski inanç ve tartışmalarına döndüler. ‘Sen bunların konuşmadığını pek ala biliyorsun!’ dediler. ( 21/65)
- İbrahim : ‘Öyle ise Allah’ı bırakıp ta size hiç bir fayda veya zarar vermeyen şeylere hala tapacak mısınız?’ (21/66)
- ‘Size de Allah’ı bırakıp taptıklarınıza da yuh olsun. Siz akıllanmaz mısınız?’ (21/67)
- ‘Eğer iş yapacaksanız yakın onu da ilahlarınıza yardım edin!’ dediler. (21/68)
- ‘Onun için bir bina yapın ve derhal onu ateşe atın!’ dediler. (37/97)
- İbrahim onlara dedi ki: ‘Siz sırf aranızda ki Dünya hayatına has muhabbet uğruna Allah’ı bırakıp bir takım putlar edindiniz. Sonra kıyamet günü, birbirinizi tanımazdan gelecek ve birbirinize lanet okuyacaksınız. varacağınız yet cehennemdir ve hiç yardımcınız da yoktur. ‘(29/25)
- Ey ateş İbrahim için serinlik ve esenlik ol!’ dedik. (21/69)
- Böylece ona bir tuzak kurmak istediler. Fakat biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar durumuna soktuk. (21/70)
- ‘Oradan kurtulan İbrahim ‘ Ben Rabbime gidiyorum O bana doğru yolu gösterecek!’ dedi. (37/99)
- ‘ O Rabbim bana Salihlerden olacak bir evlat ver! ‘dedi. (37/100)
- ‘İşte o zaman biz onu uslu bir oğul ile müjdeledik.’ (37/101)
- ‘Babası ile beraber yürüyüp gezecek çağa erişince: ‘Yavrucuğum rüyamda seni boğazladığımı görüyorum. Bir düşün ne dersin?’ dedi. O da.: ‘Babacığım emrolunduğun şeyi yap! İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın!’ (37/102)
- ‘Her ikisi de teslim olup onu alnı üstüne yatırınca, ‘Biz Ey İbrahim! Diye seslendik. Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükafatlandırırız. ‘ (37/ 105)
- ‘Bu gerçekten apaçık bir imtihandır. ‘ (37/106)
- ‘Biz oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik.'( 37/107)
- ‘Ardından gelecekler arasında ona iyi bir nam bıraktık.! (37/108)
- ‘İbrahim’e selam!’ dedik. (37/109)
- ‘Biz iyileri böyle mükafatlandırırız.’ (37/110)
- Çünkü : ‘O bizim mümin kullarımızdandı.’ (37/111)
- ‘Elçilerimiz İbrahim’e müjde getirdiler ve ‘Selam sana dediler. O da selam dedi ve hemen kızartılmış bir buzağı getirdi.(11/69)
- ‘Ellerini yemeğe uzatmadıklarını görünce, onları yadırgadı ve onlardan dolayı içine bir korku düştü. Dediler ki ‘Korkma! biz rabbinin melekleriyiz. Lut kavmine gönderildik. (11/70)
- ‘O esnada hanımı ayakta idi: Ona İshak’ı ve ardından Yakup’u müjdeledik. kadın güldü! (11/71)
- İbrahim’in hanımı: ‘Olacak şey değil! ben bir yaşlı kadın ve eşimde bu kadar yaşlanmışken ben mi çocuk doğuracağım? Bu gerçekten şaşılacak şey!’ dedi. (11/72)
- Melekler dediler ki: Allah’ın emrine şaşıyor musunuz? Ey ev halkı! Allah’ın rahmeti ve bereketi sizin üzerinizdedir. Şüphesiz ki O övülmeye layıktır, iyiliği boldur. ‘ (11/73)
- İbrahim kendisinden korku gidince ve müjde geldikten sonra Lut kavmi hakkında bizimle mücadeleye başladı. (11/74)
- İbrahim cidden yumuşak huylu, bağrı yanık ve kendisini Allah’a vermiş biri idi. (11/74)
- Melekler dediler ki: Ey İbrahim! Bundan vazgeç Çünkü Rabbinin emri gelmiştir. Ve onlara geri çevrilmeyen bir azap gelecektir!’ 11/76)
HAZIRLAYAN: Hatice Dilek Cengiz
- Published in Seminer Notlarım
Modern Hayyatta Kul Olmak
- NİYETİMİZ: Rahman’ın razı olduğu bir hayatı yaşayıp, bu dünyadan iman üzere göçmeyi başarmak!
- HEDEFİMİZ: Dünya da hayırlarda yarışıp Sabikunlar arasına girip, Hak Meclisine davet edilmek!
- YAŞAMA BİÇİMİMİZ: HZ. Aişe annemizin Peygamberimizi tanımladığı gibi, Yürüyen Kuran olabilmeyi başarmak!
- SEVDİKLERİMİZ: Rahman’ı sevenler ve Rahman’ın sev dedikleri!
- SEVMEDİKLERİMİZ: Rahman’a, Peygamberlerine, meleklerine, kitaplarına, İslam’a, müminlere düşman olanlar.
- BESLENME ŞEKLİMİZ: Rahman’ın izin verdiklerinden olmalı ve Peygamberimizin tavsiye ettiği şekilde, zamanda ve miktarda yenmeli, içilmeli.
- GİYİNİŞİMİZ: Rahman’ın ayetlerde emrettiği ve Peygamberimizin öğrettiği şekilde olmalı.
- SEYRETTİKLERİMİZ: Peygamber yaşasa O’nun la birlikte seyredebileceklerimiz.
- DİNLEDİKLERİMİZ: Peygamberle birlikte dinleyebileceklerimiz.
- ALIŞVERİŞLERİMİZ: Peygamberimizle gidebileceğimiz alışveriş merkezlerinden, alabileceğimiz markalar ve ürünler.
- ALIŞKANLIKLARIMIZ: “Peygamberin her gün mutlaka ne yapıyorsunuz?” diyecek olsa yapmaktan onur duyacaklarımız.
- UYKU DÜZENİMİZ: Yatsıdan sonra lüzumsuz vakit harcamadan yatmak ve imsak tan önce kalkarak gece neşesinden faydalanmak.
- MESLEĞİMİZ: Rahman’ın dinine en güzel ve en başarılı şekilde, harama bulaşmadan hizmet edebileceğimiz, severek yaptığımız ve bize en uygun branşı seçmek.
- AİLEMİZ: Her ferdi ile Rahman’ın rızasını kazanmayı hedefleyen göz aydınlığı eş ve çocuklarla, hayatın tüm zorluklarına birlikte direnmek.
- KOMŞULUK İLİŞKİLERİMİZ: Kötülüğümüzden emin olunması, insanlıkta örnek davranışlar sergilememiz.
- AKRABALIK İLİŞKİLERİMİZ: Kötü olsalar bile ilişkimizi kesmeden, Rahman’ın kurduğu bağı koparmamak.
- SOSYAL İŞİLKİLERİMİZ: Herkese hak ettiği kadar değer vererek, adil, seviyeli, saygın bir sosyal çevre oluşturmak.
- EĞLENME YÖNTEMİMİZ: Rahman’ın razı olduğu yerlerde ve izin verdiği şekillerde, harama bulaşmaksızın nefsimizin doğal ihtiyaçlarını gidermek.
- TATİL ANLAYIŞIMIZ: Her zamankinden farklı işler yaparak, farklı aktivitelere katılarak, harama bulaşmaksızın gönlümüzü ve bedenimizi dinlendirmek, beynimizi boşaltmak, ailemiz ve sevdiklerimizle mutlu vakit geçirmek.
- DÜĞÜNÜMÜZ: Peygamberi davet edebileceğimiz bir program ve ortamla dünya evine girmek.
- BAYRAMIMIZ: İbadet, ziyaret ve muhabbeti bir araya getirdiğimiz, israfa kaçmadan, alışveriş tuzağına düşmeden, her zaman gidilemeyen ve görülemeyenleri ziyaret edeceğimiz anlar.
- CENAZEMİZ: Her türlü taşkınlıktan, batıl uygulamadan uzak, sade bir törenle kardeşimizi mahşere uğurlamak.
- İLETİŞİM ŞEKLİMİZ: Cinsiyete göre farkı gözeten, kibar, yumuşak ve etkili.
- İNSANA BAKIŞIMIZ: İnsani değerler yönünden tüm insanlarla eşit haklara sahip olduğumuzun bilincinde, din kardeşlerimizle ise öz nefsimize kardeşimizi tercih edecek şekilde olmalı.
- HAYVANLARA BAKIŞIMIZ: Her birinin bir amaç üzere yaratılmış olduğunu bilerek, canımıza kastetmedikleri veya bir zarar görmediğimiz sürece öldürmeyerek, ihtiyaçlarını gidermeye yönelik hizmetler yapmak.
- EŞYAYA BAKIŞIMIZ: Eşyanın hizmetine girmeden, eşyayı bize hizmet eder şekilde kullanmak.
- DÜNYAYA BAKIŞIMIZ: Doğumda ölüme yürüdüğümüz bir yol olarak görüp, yolda karşımıza çıkan cezbedici şeylere takılmadan, tüm nimetlerini en hayırlı şekilde kullanıp, bir yolcu bilinci ile ahiretin tarlası olan dünyayı ayağımızın altına almayı bilmek.
- AHİRETE BAKIŞIMIZ: Dünyada yaptıklarımızın hasadının yapılacağı bir yer olması nedeni ile hazırlanmamız gereken, ebedi bir hayata olabildiğince çok yatırım yapmaya çalışmak.
- ALLAH İNANCIMIZ: Bize şah damarından daha yakın olan, yaratan, yöneten, koruyan, rızıklandıran, öldürecek ve hesap soracak olan olduğunun bilinci ile yaşamak.
- PEYGAMBER İNANCIMIZ: Son seçilen Peygamber olan Hz. Muhammed’ i en güzel örnek insan seçmek ve O’nun gibi yaşamaya gayret etmek.
- DİN ANLAYIŞIMIZ: İslam dışındaki tüm dinlerin ve dünya görüşlerinin batıl olduğunu ve Rahman nazarında kabul görmeyeceğini bilmek. Diğer din sahiplerine baskı veya aşağılama yapmamakla birlikte, onlarla ortak bir noktada buluşmaya kalkıp, kendi dinimizden tavizler vermeye kalkmamak.
- EĞİTİM ANLAYIŞIMIZ: Eğitimin anne karnında başladığı bilinci ile hareket edip, ilk olarak dinimizi öğrenmek, ardından da dinin emirlerini hafife almayan bir eğitim şekli ve programı ile çocukluktan itibaren kendimizi geliştirmek, yetiştirmek, bilgilenmek.
- ÇOCUĞA BAKIŞIMIZ: Rahman’ın anne babaya emanet ettiği, en güzel şekilde yetiştirilmesi gereken emanetler olduğunu bilmek.
- KADINA BAKIŞIMIZ: Rahman’ın erkeğe emanet ettiği, şefkatle muamele edilmesi gereken yol arkadaşları.
- ERKEKLERE BAKIŞIMIZ: Rahman’ın sorumlu yönetici tayin ettiği, sürüsünden sorumlu olan çobanlar, hakka davet ettikleri sürece itaat edilmesi gerekenler.
- YAŞLILARA BAKIŞIMIZ: Rahman’ın biz evlatlara, gelinlere, damatlara, torunlara emanet ettiği, ikinci çocukluk yaşayan, hürmete layık insanlar.
- TARİHE BAKIŞIMIZ: Lanet etmek veya göklere çıkarmak şeklindeki yanlışlardan kaçınarak, gerekli ibreti alıp, üzerimizde hakkı olanlara vefasızlık etmemek.
- BİLİME BAKIŞIMIZ: Allah’ın varlığını, kudretini, ilmini temel referans kabul ederek, dünyanın sırlarını keşfetmeye çalışmak ve insanlığın hayrına sunulmak üzere araştırmalar yapıp, güzel sonuçlardan eşit bir şekilde tüm insanlığı faydalandırmak.
- MEDYAYA BAKIŞIMIZ: Her türlü basın yayın yöntemini kullanarak İslam’a savaş açanlara karşı uyanık olup, Allah’ın fasık olarak niteledikleri haberler ile gündemimizi kirletmemek.
- MODAYA BAKIŞIMIZ: İnancımızın temel değerlerini yok sayan hiçbir tasarımcının tasarımlarına kapılmadan, ilahi çizgimizden ve Peygamberi stilimizden sapmayacak şekilde farkımızı ortaya koymak.Hazırlayan : Hatice Dilek Cengiz
- Published in Seminer Notlarım
Eş Seçiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?
-
İTİKADİ
-
- Tevhidi bir bilince sahip olmalı.
- Ümmet bilinci taşımalı.
- Kur’an bilinci taşımalı.
- Sünnet bilinci taşımalı.
- İstişare bilinci taşımalı.
- Hikmet bilincine sahip olmalı.
- İlim sahiplerine değer vermeli.
-
AHLAKI
-
- Doğruluk.
- Yumuşaklık.
- Nezaket.
- Güzel sözlü olma (fasih konuşma).
- Adalet.
- Vefa.
- Temizlik (Giysi, el, yüz, ağız, saç)
- Edep.
- Cömertlik.
- Sabır.
- Tevazu.
- Fedakârlık.
-
İBADETİ
-
- Zikir (Kur’an, Tesbih, Her an Allah’ı anma).
- Namaz (5 + Gece neşesi)
- Oruç ( Ramazan harici Pazartesi,Perşembe… v.s).
- Umre – Hac
-
KÜLTÜRÜ
-
- Nasıl bir aileye mensup?
- Gelenekleri mi, İslam mı
hayatına hâkim? - Aile bağları sıkımı, gevşek mi?
- Ailede kaçıncı çocuk?
- Ailenin ondan beklentileri?
- Onun ailesinden beklentisi?
-
EĞİTİMİ
-
- Baştan sona gördüğü eğitimler, mezun olduğu yerler nelerdir?
- Mesleği ne?
- Meslek dışı, gelir getiren bir yeteneği var mı?
- Neden bu mesleği seçmiş?
- Aslında olmak istediği ne imiş?
- İşini seviyor mu?
- Devlette mi, özelde mi çalışıyor?
- Kadrolu mu, sözleşmelimi?
- Sigortası var mı?
-
PLANLARI
-
- Beş yıl sonra nerede ve ne yapıyor olmak istiyor?
- 10 yıl sonra nerede ve ne yapıyor olmak istiyor?
- Ölümü nerede ve ne şekil olsun istiyor?
- Evlilikten beklentisi ne?
- Anne- Baba olmaya hazır mı?
- Neden Anne – Baba olmak istiyor?
- Evliliğe hazırlanmış mı?
- Cinsellik konusunda yeterli ve doğru bilgiye sahip mi?
- İyi bir eş ve baba olamaya, ya da iyi bir eş ve anne olmaya hazır mı?
-
EKONOMİSİ
-
- Aylık geliri ne kadar?
- Bir aile ona göre kaç liraya geçinir?
- Para ona göre ne ifade ediyor?
- Tutumlu, cimri, cömert kimdir?
- Cimri ve cömertten anladığı ne?
-
HOBİLERİ
-
- Yapmayı sevdiği şeyler neler?
- Yetenekleri neler?
- Nasıl eğlenir?
- Nasıl dinlenir?
- Nerede ve nasıl gezmek veya tatil yapmak ister?
-
FOBİLERİ
-
- Korkuları var mı?
- Varsa neler?
- Bu konuda tedavi gördü mü?
-
SAĞLIĞI
-
- Kalıtsal bir hastalığı var mı?
- Kronik bir hastalığı var mı?
- Ailede sık görülen hastalıklar?
- Geçirdiği ameliyat var mı?
- Düzenli veya sık kullandığı ilaç var mı?
- Yaşadığı hayattan memnun mu?
- Published in Seminer Notlarım
Müslümanın Şahsiyet Gelişimi Önündeki Engeller
- Bilgisizlik: Doğru bilgiyi doğru kaynaktan öğrenmiyoruz, öğrensek te kulak veya gönül ardı ediyoruz.
- Bilinçsizlik: Bilgiyi ne için öğrendiğimizin şuurunda davranmıyoruz.
- İlimsizlik: Kalıcı ve güncel olanı bilmeye çalışmıyoruz.
- Cesaretsiziz: Adeta kendi gölgemizden bile korkar hale gelmiş olduğumuzu, ancak sorunlarla mücadele edemediğimizde anlıyoruz.
- İlkesizlik: Ne kendimizin ne de başkalarının haklarını gereği gibi korumuyoruz.
- Sevgisizlik: Sevilmesi gerekeni sevilmemesi gerekenden ayırt etmeyi bilmiyor, bilmeye uğraşmıyoruz.
- Güvensizlik: Değil başkalarına, önce Rabbimize, sonra ise kendimize gereği gibi güvenmiyoruz.
- Emniyetsizlik: Elimizden ve dilimizden emin olamadığımız gibi, emin insanları aramıyor, bulduğumuzda ise, şüphe duyup sorguya çekiyoruz.
- Neşesizlik: Hayata vermemiz gereken değeri hiçbir zaman vermiyor, ortamı şenlendirmeyi, seven ve sevilen insan olmayı bir türlü beceremiyoruz.
- Huzursuzuz: Yapılması gerekeni yapmadığımızdan, bir türlü tatmin olmuyoruz.
- Tatminsiziz: Rabbi değil nefislerimizi razı etmeye çalıştıkça, daha çok batıyor, bunalım takılıyoruz.
- Hürmetsiziz: Kadir kıymet bilmiyor, kadrin kıymetini tartacak teraziyi kuramıyoruz.
- Hedefsiziz: Yaratılış gayesini unutmuş gibi yaşarken, körlerle yatıp, sağırlarla kalkıyoruz.
- Besmelesiziz: Her işi O’nun adıyla ve O’nun rızasına uygun yapmadığımızdan hatalarımızı tekrarlıyoruz, neden kısır döngüye düştüğümüzü bile anlamlandıramıyoruz.
- Şükürsüzüz: Gereği gibi Rabbi anmadığımız için; olmayanı istiyor, olanı heder ediyor, olması için gayret etmiyor, olana ise yeterince ne şükür, ne teşekkür etmiyoruz.
- Sağlıksızız: Canımızı heder edip, olanı korumayarak kendi kendimizi katlediyor, katlettiklerimizi kazanmak için dilenciden beter hallere düşüyoruz.
- Seviyesiziz: Kiminle, nerede, ne, nasıl konuşulur bilmezken, peygamberi gereği gibi anlamamıza neden olacak bir hadis arşivine, mail kutumuz kadar bile önem vermeyerek, ömrümüzü leylek olmadığımız halde, çoğu zaman bilgisayar başında laklakla geçiriyoruz.
- Saygısızız: Büyük küçük, maddi ya da manevi hiçbir şey ya da kimseyi gerektiği gibi ciddiye almıyoruz.
- Terbiyesiziz: Afedersiniz diyerek bile affedilmeyecek haller sergileyip, edebi ile davranana ucube muamelesi yapıyoruz.
- Şaşkınız: Ne bildiğimizden, ne de bilmediğimizden emin olamadan, onu bunu izlemek ya da taklit etmekle bir ömrü har vurup harman savuruyoruz.
- Yorgunuz: Yükümüzü paylaşacak yürekler bulmakta zorlandığımız ya da lüzumsuz yükler aldığımız için.
- Yalnızız: Bir türlü birlikte ve organizeli olmayı başaracak nitelikte, doğru niyet ve hedefler belirleyemediğimiz için, fert fert gücümüzü boşa harcıyoruz.
- Disiplinsiziz: Yaptığımız işleri programsız yahut laubali bir havada yaptığımızdan, bir türlü verim alamıyoruz.
- Erdemsiziz: Parmakla gösterilir olmak yerine, parmakla sürekli birilerini gösterip eleştirerek, insan etiyle besleniyoruz.
- Hadsiziz: Pek çok konuda ne haddi biliyor, ne haddi takıyor, ne de haddini bildirmeyi bilmeyerek, sınırsızlığın kaosunda tükeniyoruz.
- Tevekkülsüzüz: Her şeyi kendi gücümüzün sınırları ile sınırlı sayma gafletine düşerek, ilahi yardımı hak eder hali bir türlü kuşanamıyoruz.
- Vefasızız: Günün birlik ilgiler, ilişkiler kurup gün sonunda adeta tedavülden kaldırır gibi yaşanmamış sayarak, hayatı yaşanılmaz, paylaşılmaz, katlanılmaz kılıyoruz.
- Adsızız: Yaptığımız işlerin, söylediğimiz sözlerin, tuttuğumuz yolun adımıza ve ahdimize yaraşır olası için çabalamıyoruz.
- Umutsuzuz: Saman çöpü gibi yanıp sönüveren, sığ hedeflere kilitlenip, mekiğimizi bir türlü yerinden kaldıracak iman yakıtını depolayamıyoruz.
- Basiretsiziz: Dostu düşman, düşmanı dost belleyip, hakkımızda hayırlı olanı olmayandan ayırt edecek bir Kurani birikim için, kitabımızı gereği gibi ve gereği kadar okumuyoruz.
- Azimsiziz: Reklamı olmayan hiçbir şeye pirim vermiyor, dürtme akılla iş yapılmayacağını bilmez gibi davranıyoruz.
- Müsrifiz: İnsanı, zamanı, emeği, parayı, sağlığı, sevgiyi, saygıyı dahası önümüze ne çıkarsa bozuk para gibi harcıyor, sonra da harcanmış olmaktan sızlanarak kafa şişiriyoruz.
- Eylemsiziz: Çok konuşup, çok yiyip, çok uyuyarak, tembellik hastalığının tedavisinin iş değiştirmek olduğunu bilmiyor ya da bilmezden geliyoruz.
- Kötümseriz: Başaramadıklarımızın listesini başarmak isteyenlerin gözüne sokup, herkesi kendimiz gibi sanma yanlışına düşüyoruz.
- Duasızız: Rahman’sız iş yapmanın rahmetsizliği eşliğinde, kah ağlıyor, kah gülüyor fakat kendimizi kandırmaktan bıkmaz gibi, istemek zorunda kalmadan, istemeyi bile bilemeyerek nankörleştiğimizi görmüyoruz.
- İhlassızız: O görüyor ve biliyor diye değil onlar görsünler, bilsinler, sevsinler diyerek yapılan iç hiç bir işten, bir türlü hayırlı sonuçlar almıyoruz.
- Hayasızız: Kimsenin bilmediklerini bilen bir Rabbe gereği gibi kul olmayı başaramadığımız her anda, utanılası işler yapıyoruz.
- Güçsüzüz: Kof bilgi, kof gıda, kof eğlenme yöntemlerimizden dolayı verilenleri de boş işlerde tüketerek, olan gücümüzü de harcadığımızdan sürekli kan kaybeder gibi güç kaybediyoruz.
- Kalpsiziz: Kalbi davranmayı bırakıp, beyinsizlere özenir hale geldiğimizden, beynimizin iğdiş edilmişliğini fark etmiyoruz.
- İmansızız: İnanmamız gerektiği gibi yaşamadığımızdan, şirksiz bir imanı kuşanmadığımız halde, İslam olduğumuzu sanıyoruz.
- Şahsiyetsiziz: İnsan olmayı bile becerememişken, İslam olduğumuz iddiası ile hem Rabbimizi hem insanlığı kandırdığımızı sanıp, bu koskoca yalana kimse inanmasa da biz inanmakla, aslında en büyük ihaneti kendi kendimize yapıyoruz.
“Ya Rahman bizi Yüreklerimizden tut ve hoşnut olacağın yolda yürüt! “Amin!
HAZIRLAYAN: HATİCE DİLEK CENGİZ
- Published in Seminer Notlarım